Ziya Gökalp was an intellectual born during the collapse of the Ottoman State and sought solutions to prevent the destruction of the state. Ziya Gokalp put his hope in sociology for the liberation of the Empire. He represented Emile Durkheim's school of sociology. He tried to apply the general principles of Durkheim’s sociology to the social institutions of the Turks. He saw sociology as the way to understand the historical development of societies by exploring the laws of social reality. He has given to sociology the task of searching for the causes of religious, legal, political and economic institutions and explaining their aims. Ziya Gökalp, saw it necessary for the sociologist to use comparative history to eliminate social problems. He divided the societies into primitive societies and nations and wanted the Turkish societies to become a nation through the processes of the West. He used the concept of Turkism in return for nationalism. He divided the states into three groups, tribes, empires and national states. He took the mechanical and organic solidarity that Durkheim considered in the concept of society within the concept of nation and spoke of national solidarity. Since there are no social classes in Turkish society like in the West, he stated that the conflicts in Turkish society are of religious and ethnic origin. He sought the foundations of Turkish nationalism in Central Asia.
Against the basic theses of Ziya Gökalp, the Anatolians stated that Ziya Gökalp’s solution proposals did not prevent the collapse of the empire, and that the Turkish State was limited to Anatolia by the declaration of Misak-I Milli. This group promoted Bergson’s spiritualist, mystical and metaphysical philosophy against Durkheim’s positivist philosophy. According to them, Durkheim’s school of sociology has placed the religion of society instead of the sacred of God and man from the past, has worshipped the individual society and has compressed the thought into the patterns of society. Weak in spirit, unbelieving positive science has crushed compassion and produced great industrialization. Anatolians sought the national struggle victory of the Anatolian people against the advanced mechanization of the West in the spirituality of the poor Anatolian people. They put forward the defensive Anatolian nationalism against expansionist Turanism. They described Gökalp’s Turan ideal as a dream and explained the Turkish nation through Islamized Anatolia.
The aim of the study is to emphasize the theses of the Anatolian group against the basic theses of Ziya Gökalp in Turkish sociology. The study is a compilation that used a literature scanning technique.
Ziya Gökalp, Osmanlı Devleti’nin yıkılış sürecinde doğmuş ve devletin yıkılmasını engellemek için çözümler aramış bir aydındır. Ziya Gökalp, imparatorluğun kurtuluşu için sosyoloji bilimine umut bağlamıştır. O, Emile Durkheim’ın sosyolojizm ekolünün temsilciliğini yapmış ve Durkheim sosyolojisinin genel ilkelerini Türklerin sosyal kurumları üzerine uygulamaya çalışmıştır. Sosyolojiyi, sosyal gerçekliğin kanunlarını keşfederek toplumların tarihi gelişiminin anlaşılmasının yolu olarak görmüştür. Sosyolojiye, dini, hukuki, siyasi, ekonomik kurumların sebeplerini aramak ve amaçlarını açıklama görevi vermiştir. Ziya Gökalp, sosyoloğun, sosyal sorunları ortadan kaldırması için mukayeseli tarihi kullanmasını gerekli görmüştür. Toplumları ilkel toplumlar ve milletler olarak ikiye ayırmış, Türk toplumlarının da Batının geçirdiği süreçlerden geçerek bir millet olmasını arzulamıştır. Milliyetçiliğe karşılık Türkçülük kavramını kullanmıştır. Devletleri, kavim, imparatorluk ve milli devlet şeklinde üçe ayırmıştır. Durkheim’ın toplum kavramı içerisinde ele aldığı mekanik ve organik dayanışmayı millet kavramı içerisinde ele almış ve milli dayanışmadan söz etmiştir. Türk toplumunda Batı’daki gibi sosyal sınıflar olmadığı için Türk toplumundaki çatışmaların dini ve etnik kökenli olduğunu belirtmiştir. Türk milliyetçiliğinin temellerini Orta Asya’da aramıştır.
Ziya Gökalp’in temel tezlerine karşı Anadolucular, Ziya Gökalp’in çözüm önerilerinin imparatorluğun yıkılışını engellemediğini, Misak-ı Milli’nin ilanıyla Türk Devleti’nin Anadoluyla sınırlandığını belirtmişlerdir. Bu grup, Durkheim’ın pozitivist felsefesine karşı Bergson’un ruhçu, mistik ve metafizikçi felsefesini öne çıkarmıştır. Bunlara göre, sosyolojizm, Allah ve insanın geçmişten gelen kutsalı yerine toplum dinini yerleştirmiş, bireyi topluma tapındırmış, düşünceyi toplumun kalıpları içerisine sıkıştırmıştır. Ruhu zayıf, imansız pozitif bilim, merhameti ezmiş ve büyük bir sanayileşme ortaya çıkarmıştır. Anadolucular, Batı’nın ileri makineleşmesine karşı Anadolu halkının milli mücadele zaferini yoksul Anadolu halkının maneviyatında aramıştır. Yayılmacı Turancı milliyetçiliği karşı savunmacı Anadolucu milliyetçiliğini öne çıkarmışlardır. Gökalp’in Turan ülküsünü bir hayal olarak nitelemişler ve Türk milletini İslamlaşmış Anadolu üzerinden açıklamışlardır.
Çalışmanın amacı Ziya Gökalp’in Türk sosyolojisindeki temel tezlerine karşı Anadolucu grubun tezlerini vurgulamaktır. Çalışma, literatür tarama tekniği kullanmış bir derlemedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 12 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.