The sustainability approach has started to come to the agenda as a means of solution to the social and economic problems encountered in the 1970s and its popularity has increased by finding answers on different issues over time. Urban settlements are important areas where sustainability approach is put on the agenda. The main purpose of the research is to measure the sustainability perceptions of the actors who take responsibility in urban spaces that contain the density of the population and to determine the importance they attach to waste management in particular. In this research, the distribution of the differences and consensus among the actors based on the determined sustainable urban development criteria is examined. In the research, Q-Methodology method is used with its unique structure. The data obtained by this method were analysed using PQMethod 2.0 software. The scope of the study consists of the province of Giresun. In this context, six NGOs (non-governmental organizations) and seven municipalities were included in the study. According to the general results of the research, it is determined that there are both consensus (such as energy efficiency, cycling, public transportation, environmental education) and differentiation (such as green enterprise, waste management, agricultural areas and water resources). On the other hand, while NGOs have reached consensus on environmental issues, it is understood that there is differentiation on issues under socio-cultural main head. The consensus of CSOs on the environment reflects the results of their environment-oriented study areas. In the context of waste management, it is understood that both NGOs and municipalities give great importance to waste management in the range of 1 to 4, including separation and recycling at source.
Sustainability sustainable urban development urban actors Q-Methodology
Sürdürülebilirlik yaklaşımı, karşılaşılan toplumsal, ekonomik ve çevresel sorunlara bir çözüm aracı olarak 1970’li yıllardan itibaren gündeme gelmeye başlamış ve zaman içinde farklı konularda karşılık bularak popülerliğini artırmıştır. Sürdürülebilirlik yaklaşımının, diğer konuların (tarım, ormancılık, balıkçılık, yoksulluk gibi) yanında gündeme alındığı önemli bir alanda kentsel yerleşimlerdir. Barındırdığı nüfus ve yerleşim özelliklerinden dolayı ayırıcı yönleri bulunan kentlerde karşılaşılan sorunlara bir çözüm aracı olarak sürdürülebilirlik yaklaşımı gündeme gelmektedir. Bu bağlamda araştırmanın temel amacı, kentsel mekanlarda sorumluluk üstlenen aktörlerin sürdürülebilirlik algılarını ölçmek ve özelde de atık yönetimine ne derece önem verdiklerini tespit etmektir. Araştırmada, belirlenen sürdürülebilir kentsel kalkınma kriterleri üzerinden uzlaşının ve farklılıkların, aktörler arasında nasıl bir dağılım gösterdiği inceleme konusu yapılmaktadır. Araştırmada, Q-Metodoloji yöntemi kullanılmaktadır. Belirlenen kapsam (Giresun ili) çerçevesinde araştırmaya altı STK ve yedi belediye dahil edilmiştir. Araştırmanın genel sonuçlarına göre belediyelerde, çevre ana başlığı altındaki konularda hem uzlaşmanın (enerji verimliliği, bisiklet, toplu taşıma, çevre eğitimi gibi) hem de farklılaşmanın (yeşil işletme, atık yönetimi, tarım alanları ve su kaynakları gibi) olduğu tespit edilmektedir. Diğer taraftan STK’larda da çevre başlığı altındaki konularda uzlaşı bulunurken, sosyo-kültürel ana başlığı altındaki konularda farklılaşmanın olduğu anlaşılmaktadır. Atık yönetimi bağlamında ele alındığında ise hem STK’ların hem de belediyelerin, kaynakta ayrıştırma ve geri dönüşüm dahil olmak üzere, atık yönetimi konusuna 1 ile 4 aralığında (büyük oranda) önem verdikleri anlaşılmaktadır.
Sürdürülebilirlik sürdürülebilir kentsel kalkınma kentsel aktörler Q-Metodoloji
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Hukuk |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Mart 2020 |
Gönderilme Tarihi | 17 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.