Mübârizüddîn Ertokuş, Türkiye Selçuklu Devleti'nin gulam sisteminden yetişmiş önemli devlet adamlarındandır. I. Gıyâseddin Keyhüsrev, I. İzzeddin Keykavus ve I. Alâeddin Keykubat zamanlarında uzun müddet Antalya subaşılığı/valiliği yapan Ertokuş, ayrıca Akdeniz ve Karadeniz sahillerindeki birçok bölgenin fetihlerini gerçekleştirmiştir. Siyasi başarılarının yanında özellikle Isparta ve Antalya bölgelerinde yaptırdığı eserlerle bu bölgelerin Müslüman Türk kimliği kazanmasında önemli katkıları bulunan Ertokuş, son olarak Erzincan'ın fethiyle buraya bölge valisi olan şehzade Gıyâseddin'e atabey olarak görevlendirilmiştir. Ertokuş'un vakfiyesinden Isparta'da bir medrese ve kervansaray ile Antalya'da bir cami yaptırdığı ve Isparta'nın Ağros Köyü'nü bu müesseseler için vakfettiği anlaşılmaktadır. Vakfın varlığını sürdürdüğü XX. yüzyıla kadar Ağros Köyü de bir vakıf köyü olarak varlığını sürdürmüştür. Ertokuş, vakfın tevliyet görevini azatlı kölelerinden Armağan-şah ve onun soyundan gelenlere şart koşmuştur. Vakfiyedeki bu şart, bu görevi hak ettiğini düşünen aile fertleri arasında birtakım davaların görülmesine neden olmuştur. Görülen bu davalar sonucunda vakıf içerisinde bir otokontrol mekanizması sağlandığı söylenebilir. Ancak bununla birlikte aile fertleri arasındaki husumetlerin dönem dönem artması mahkemelerin de gereksiz yere meşgul edilmesine sebebiyet vermiştir. Bu çalışmada, Türkiye Selçuklularından Osmanlılara miras kalan ve XX. yüzyıla kadar varlığını sürdüren Atabey Medresesi Vakfı'nın arşiv belgelerine dayalı olarak sosyal, iktisadî ve idarî yönleri incelenecektir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2017 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 19 Sayı: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.