Simplification of the Turkish language has been one of the most controversial issues, from the modernization period of the Ottoman Empire to the newly-established Republic. The Turkish intelligentsia’s comprehensive discussions on the Turkish language correspond to the Tanzimat era. If we assume this era as a beginning, it is seen that these discussions get even more intense, the seed of ideas sprouted and then branched out in the early 20th century. Ziya Gökalp, one of the most prominent intellectuals of this time, had been part of these discussions.
Ziya Gökalp, while not a master of language, has considered the subject of the simplification of the Turkish language of utmost importance throughout his publishing life and has produced multifaceted ideas on this issue. He has touched upon many subjects such as the relationship between language and nation, the existing position of Turkish, the grammar of Turkish, methods of producing new lexemes, classification of terms, orthographic rules, and preference for the alphabet for Turkish. Gökalp, who advocated for the last of the concepts of purification, eloquence, and simplification -as the crudest classification- and was a member of the New Language Movement, did not remain fixed in his ideas on language and evolved over the years.
This study focuses on Ziya Gökalp’s position on the simplification of Turkish between 1909 and 1924. Accordingly, the evolution of his ideas, his place within the simplificationist group, and his internal consistency have been attempted to be analyzed. Within the scope of the analysis, the validity of the information Gökalp presented to the readers has also been brought into question. For all these, from his writings in the Peyman newspaper to all of his publications until the end of his life as well as the publications of other intellectuals of the period such as Ali Canip and Ömer Seyfettin have been examined.
Türk dilinin sadeleşmesi; önce Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme devresinin, sonra yeni kurulmuş Cumhuriyet’in en tartışmalı mevzularından biri olagelmiştir. Türk dili tartışmalarının, Türk intelijansiyasının gündemine oturması Tanzimat dönemine tekabül eder. Bu dönemi bir başlangıç olarak kabul edersek, 20. yüzyılın başında tartışmaların çok daha şiddetlendiği, fikir tohumlarının filizlendiği ve akabinde dallandığı görülür. Bu dönemin önde gelen fikir adamlarından biri olan Ziya Gökalp de bu tartışmalara katılmıştır.
Ziya Gökalp, bir dil mütehassısı olmamakla beraber, yayın hayatı boyunca Türk dilinin sadeleşmesi mevzuunu en öncelikli meselelerden biri olarak görmüş; bu hususta çok cepheli fikirler üretmiştir. Dil ve millet ilişkisi, Türkçenin mevcut konumu, Türkçenin grameri, kelime türetme yolları, ıstılahların sınıflandırılması, imla kuralları, alfabe tercihi gibi çok sayıda meseleye temas etmiştir. En kaba tasnifle tasfiyecilik, fesahatçilik ve sadeleşmecilik anlayışlarından sonuncusunu savunan ve Yeni Lisan Hareketi’nin bir mensubu olan Gökalp’in dile yönelik fikirleri sabit kalmamış seneler içinde tekâmül etmiştir.
Bu çalışmada, 1909-1924 tarihleri arasında Ziya Gökalp’in Türkçenin sadeleşmesi hususundaki konumuna odaklanılmaktadır. Bu doğrultuda fikirlerinin tekâmülü, sadeleşmeci grup içindeki yeri ve kendi içindeki tutarlılığı tahlil edilmeye çalışılmaktadır. Tahlilin kapsamı dahilinde Gökalp’in okuyuculara sunduğu bilgilerin sıhhati de tartışmaya açılmaktadır. Bütün bunlar için Peyman gazetesindeki yazılarından hayatının sonuna kadar olan neşriyatının yanı sıra Ali Canip, Ömer Seyfettin gibi dönemin diğer aydınlarının yayınlarına da müracaat edilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 26 Sayı: Ölümünün 100. Yılında Ziya Gökalp ve Sosyoloji Sempozyumu Özel Sayısı |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.