İnsan ayağa kalkıp yürümeye başladığı günden beri, yürümek onun bedensel ve ruhsal gelişimi, değişimi ve dönüşümüne olanak sağlayan bir aktivite olarak görülür. Çalışma kapsamında öncelikle yürümenin yazarın eserini yaratma sürecine sağladığı katkılara değinilir. Yürüyen anlatının ve anlatılan yürümenin ne olduğu açıklanır. Bu ifadelerin ayırıcı özellikleri tüm ayrıntılarıyla ele alınır. Bu bağlamda çalışmanın konusu Isabel Bogdan’ın “Laufen” adlı romanıdır. Sevgilisinin intiharından dolayı üzgün olan ve bir yıl boyunca kendisini eve kapatıp yas tutan ana karakter hem dış hem de iç dünyasından sağlıksız bir şekilde geri çekilir. Başka bir ifadeyle kendini kaybeder. Kendini yeniden bulmak için her geçen gün daha uzun mesafeyi düzenli olarak yavaş yavaş yürümeye başlar. Bunun öncesinde üzgün figür olarak incelenen ana karakter kendisini yeniden bulmak için alternatif yollar arar ama bunlardan herhangi bir yarar sağlayamaz. Ana karakter yürüyen bir anlatı olarak, metin ise anlatılan yürüme olarak ele alınır. Ana karakterin kendini bulma yolculuğu bu şekilde başlar ve devam eder.
Yürüyen anlatı Anlatılan yürüme Kendini bulma Alman edebiyatı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Alman Dili, Edebiyatı ve Kültürü |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 12 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |