Sirah Hijra Medina Quba First Muhacirs Siyer Hicret Medine Kubâ İlk Muhacirler
Despite the intense efforts of the Prophet for years, it did not seem possible for Islam to spread further in Mecca. In addition, Muslims did not have any security of life in this city. Under these unfavorable conditions, the people of Medina, who met with the prophet in Aqaba, believed in the prophet. In the following years, they even invited the prophet Muhammad and all Meccan Muslims to their cities. Thereupon, the hijra to Madinah began and the Muslims secretly migrated to Madinah in groups. Finally, the Prophet reached Medina with his companion Abu Bakr after a difficult hijra. Thus, all Muslims began to gather in Medina under the leadership of the Prophet. The Hijra, which provided a new and safe home for the believers, was also an important turning point for the spread of Islam.
Quba, which was determined as the subject of the research, was the destination of the muhacirs in Medina. The muhacirs, who arrived in Medina before the Prophet, first arrived in Quba and stayed here. They even built a mosque here. When the Prophet migrated and approached Medina, he turned towards Quba. He was also a guest here for four days. It is not correct to consider Quba as a stopover on the way since the Prophet then moved from here to the center of Medina. Because when they arrived in Quba after a difficult journey followed by the polytheists, the Prophet felt safe and told his companion Abu Bakr that they were now saved. In addition, his stay here for days shows that Kuba is considered as the destination. Otherwise, the Prophet would have gone to the center of Medina quickly and without being seen in Quba. In addition, the ruler of the region Banî Amr b. Awf was one of the tribes of Medina who invited the Prophet and the Muslims to their cities. In addition, while the sources state that the first people who hosted the Prophet in Medina were the people of Quba, they draw attention to the fact that Quba was the destination.
Quba was a settlement known for its proximity to the center of Medina, famous for its wells and fertile lands. Because of this distance, the Prophet ordered the people of Quba to come to the Masjid an-Nabawi for Friday prayers. After the Hijra, this place, like the whole city, started to grow and eventually merged with the city center of Medina. According to the sources, Quba took its name from the well of a Jew living here. This name, which was used for the well, came to mean the whole settlement in time. Like the whole Hijaz region, the first to build this settlement were Amalika Arabs. After them, Jews came to Medina and its surroundings at various times. And some of the Jews settled in Quba. Because there were wells that belonged to the Jews, and utums, which were fortified mansions. The last community that dominated Quba before the Hijra was Banî Amr b. Avf. They belonged to the Evs who migrated from Yemen. However, it is mentioned that there were some Arab tribes living together with the Jews in Medina before them. Especially Beni Unayf, who lived in Quba, claimed to be the oldest inhabitants of this place. Until the Aws and Khazraj tribes took over the political dominance in Medina, they were the strong people in Quba. After that, Banî Amr b. Awf dominated Quba and Banî Unayf continued their existence there, subject to them.
In the days of the Migration, Quba undertook the important task of meeting the refugees who reached Medina. This town was the first destination of many immigrants, as well as the Prophet and Abu Bakr. The people of Medina waited anxiously, as the Prophet had departed from Mecca but could not come even after days had passed. Finally, after the first meeting, they all headed towards Quba. The Prophet was a guest in the house of Kulsum here.
Sirah Hijra Medina Quba First Muhacirs Siyer Hicret Medine Kubâ İlk Muhacirler
Hz. Peygamber’in yıllarca sarfettiği yoğun çabalara rağmen İslâm’ın Mekke’de daha fazla yayılması mümkün gözükmüyordu. Ayrıca müslümanların da bu şehirde can güvenlikleri kalmamıştı. Bu olumsuz şartlar altında Akabe mevkiinde görüştüğü Medineliler ise Resûlüllah’a inanmışlar hatta sonraki yıllarda Hz. Muhammed’i ve bütün Mekkeli müslümanları kendi şehirlerine davet etmişlerdi. Bu gelişmeler üzerine Medine, hicret yurdu olarak belirlendi ve müslümanlar gruplar halinde, gizlice hareket ederek Medine’ye göç ettiler. Nihayetinde Hz. Peygamber de yol arkadaşı Hz. Ebû Bekir ile zorlu bir hicretin ardından Medine’ye ulaştı. Böylece bütün müslümanlar Medine’de Hz. Peygamber’in liderliğinde bir araya gelmeye başladılar. İnananlara yeni ve güvenli bir yurt sağlayan hicret aynı zamanda İslâm’ın yayılması açısından önemli bir dönüm noktası oldu.
Araştırma konusu olarak belirlenen Kubâ, muhacirlerin Medine’deki varış noktalarıydı. Hz. Peygamber’den önce Medine’ye hicret eden muhacirler ilk olarak Kubâ’ya varmışlar ve buradaki ikametleri esnasında bir de mescit inşa etmişlerdi. Hz. Peygamber de hicret edip Medine’ye yaklaştığında Kubâ’nın yolunu sormuş ve oraya yönelmişti. Ayrıca burada Külsûm b. Hidm’in evinde dört gün misafir olmuştu. Daha sonra buradan Medine merkezine hareket etmesi nedeniyle Kubâ’nın yol güzergahındaki bir durak olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Zira müşrikler tarafından takip edilen zorlu bir yolculuktan sonra Kubâ’ya vardıklarında Hz. Peygamber güvende hissetmiş ve yol arkadaşı Hz. Ebû Bekir’e artık kurtulduklarını ifade etmişti. Buna ek olarak burada günlerce kaldığını belirten rivayetler de Kubâ’nın varış notası olarak değerlendirildiğini göstermektedir. Aksi taktirde Hz. Peygamber’in Kubâ’da gözükmeden ve zaman kaybetmeden Medine merkezine inmesi beklenirdi. Ayrıca Kubâ’da hâkim olan Benî Amr b. Avf, Hz. Peygamber’i ve müslümanları şehirlerine davet eden Medineli kabilelerdendi. Nitekim kaynaklar da Hz. Peygamber’in Medine’de misafir olduğu ilk kimselerin Kubâ ahalisi olan Benî Amr b. Avf olduğunu ifade ederken Kubâ’nın varış noktası olduğuna işaret etmektedir.
Kubâ Medine merkezine yakınlığıyla bilinen, kuyuları ve verimli arazileriyle meşhur bir yerleşim yeriydi. Bu yakınlık nedeniyle Hz. Peygamber, Kubâ halkına cuma namazı için Mescid-i Nebevî’ye gelmelerini emretmişti. Hicretten sonra bütün şehir gibi burası da büyümeye başlamış ve nihayetinde Medine şehir merkeziyle birleşmişti. Kaynakların aktardığına göre bu yerleşim yeri adını burada ikamet eden bir yahudinin Kubâ ismindeki kuyusundan almıştı. Kuyu için kullanılan bu isim zamanla bütün yerleşim yerini ifade eder hale gelmişti. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla bütün Hicaz bölgesi gibi bu yerleşim yerini de ilk imar edenler Amâlika Arapları idi. Onlardan sonra çeşitli dönemlerde Medine ve çevresine yahudiler gelmişlerdi. Kubâ’da yahudilere ait çeşitli kuyuların yanı sıra muhkem ve gösterişli yapılar olan utumlar vardı. Bunlardan anlaşıldığı üzere yahudilerden bazıları Kubâ’ya yerleşmişlerdi. Hicretten önce Kubâ’ya hâkim olan son topluluk ise Yemen’den göçen Evs’in bir kolu olan Benî Amr b. Avf idi. Bununla birlikte onlardan önce Medine’de yahudilerle beraber yaşamakta olan bazı Arap kabilelerinin varlığından bahsedilmektedir. Bilhassa Kubâ’da yaşayan Üneyfoğulları buranın en eski sakinleri olmakla övünmekteydiler. Evs ve Hazrec kabileleri Medine’deki siyasi hakimiyeti ellerine geçirinceye kadar onlar Kubâ’da etkindiler. Bundan sonra ise Benî Amr b. Avf kabilesi Kubâ’ya hâkim olmuş ve Üneyfoğulları da onlara tabi olarak buradaki varlıklarını sürdürmüşlerdi.
Hicret günlerinde ise Kubâ, Medine’ye ulaşan muhacirlerin karşılanması ve bir müddet misafir edilmesi gibi önemli bir vazife üstlenmişti. Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir’in yanı sıra pek çok muhacirin ilk varış noktaları burasıydı. Mekke’den hareket ettiği halde günler geçmesine rağmen kendisinden haber alınamayan Hz. Peygamber, Medineliler tarafından endişeyle beklenmiş ve nihayetinde gerçekleşen ilk karşılama anından sonra hep birlikte Kubâ’ya yönelmişlerdi. Hz. Peygamber burada Külsûm b. Hidm’in evinde misafir olmuştu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.