Araştırma Makalesi
BibTex RIS Kaynak Göster

Some Qur'anic Verses in Hodja Sadeddin Efendi's Tâj al-Tawârîh

Yıl 2020, , 205 - 237, 30.12.2020
https://doi.org/10.18498/amailad.790040

Öz

Hodja Sadaddin Effendi is one of the most important historians of the 16th century. In his work entitled as “Tâj al-Tawârîh”, he dealt with the events from the establishment of Ottoman history (1299) to the death of Selim the Resolute (1520).
Tâj al-Tawârîh has been a reliable and widely read book as a source that explained the Ottoman history from the beginning to the 16th century. Therefore, the book is one of the brightest examples of the 16th century. It has an important place among Turkish and world historians in terms of historical science. For this reason, some supplements have been written on the work. In Europe, the book was in great demand and from the 17th century, it was fully translated into French, German and Italian, and partially into Russian, English and Hungarian.
The information that he gave in his book shed light on Ottoman History and was also used as a source of Ottoman histories that were compiled later on. In compiling his work, he promoted the events that were narrated using religious sources such as verses, hadiths and proverbs according to the importance of the subject. This situation shows that he was very knowledgeable about religious and historical information.
He states that had a heavy cross to bear with the writing of events in the periods of Selim the Resolute and Suleiman the Magnificent, and has also written the book with all the details in "uslûb-i itidâl" with bounds on praise and criticism. However, he states that the readers should be careful about the topics of the first period that he has written in his book because of that it has been a long time and the people who reported the events might have confused the information, and that he might not be able to provide reliable information.
He stated that there may be some deviations as long years passed in the reporting of the first period events because of that the narrators might have confused some narrations and even added their own opinions. He also states that the recent events in his book are true and there is no fabricated news in his statements.
In his book, he went on to describe some events in summary by only mentioning the names. The reason for this is either that he could not find any information or sources about the events, or he could just find that information in the sources that he had reached.
In explaining the events, he narrates some of the events under the headings of "Latîfa and Hikayât" in order to not boring for the reader. By this method, he
has retained the work from being a work full of battle scenes. He tried to provide a better understanding of the events, leave deep traces in the minds of the readers and encourage people for goodness by means of the subjects explained under the headings of "Latîfa and Hikayât".
He, like modern historians, tried to seek and investigate the underlying reasons of social, economic, political and religious events. He stated the reasons for the events and made criticisms where necessary. He compared the events and sources. In this way, he transformed the knowledge of history into a philosophical system.
He also gives information about social events of the period such as famine, earthquake, fire, lunar and solar eclipse, ceremonies, epidemic diseases and deaths. The information given by Ottoman history writers about the first establishment of the state and the following years is generally based on the oral folk epics. These are valuable information about the culture, social life and belief of a nation at that time.
In the preface of book, he gives some information about the definition of history, its subject and aims, the features that a historian should have, and the methods that a historian should follow. According to him, the history is to convey to future generations by writing on the services of those who serve on the path of nation and religion, their good habits, life stories and struggles.
In his book, which is one of the most important sources in the history of the Ottoman Empire, he narrates the events that occurred from the establishment of the Ottoman Empire to the end of the Selim the Resolute period. Tâj al-Tawârîh consists of nine chapters that each chapter describes the events that occurred during the period of a Sultan. 

Kaynakça

  • Ahmed Refik. Ālimler ve Sanatkārlar. İstanbul: Orhaniye Matbaası, 1924.
  • Aktepe, M. Münir. "Hoca Sadeddin Efendi'nin Tācü't-Tevārīḫ'i ve Bunun Zeyli Hakkında". Türkiyāt Mecmuası 13 (Aralık 2011), 101-116.
  • Atsız, Hüseyin Nihal. Türk Tarihinin Meseleleri. Ankara: Ötüken Yayınları, 1966.
  • Banarlı, Nihat Sami. Resimli Türk Edebiyatı. 2 Cilt. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1979.
  • Daş, Abdurrahman. “Hoca Sadeddin Efendi’nin Hayatı ve Eserleri”. Selçuk Üniversitesi Türkiyāt Araştırma Dergisi 14 (2003), 165-207.
  • Hoca Sadeddin Efendi. Tācu’t-Tevārīḫ. 2 Cilt. İstanbul: Matbʿa-i ʿĀmire, 1279.
  • Kabaklı, Ahmet. Türk Edebiyatı Tarihi. 5 Cilt. İstanbul: Türk Edebiyat Vakfı Yayınları, 1978.
  • Karaman, Hayrettin vd.. Kur’ân-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2004.
  • Kütükoğlu, Bekir. Kâtip Çelebi Fezlekesinin Kaynakları. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1974.
  • Lokmacı, Süleyman. “Hoca Sadeddin Efendi’nin Tācü’t Tevārīh İsimli Eserinin Künhü’l Ahbār, Solakzāde Tarihi ve Nuhbetü’t Tevārīh’e Etkileri”. Belgü 3 (Mayıs 2016), 95-110.
  • Severcan, Şefaettin. “Süleyman-nāme’ler”. Osmanlı Ansiklopedisi. ed. Güler Eren. 8/301-317. Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 1999.
  • Şeker, Mehmet. Gelibolulu Ālī ve Mevāidü’n-Nefâis fī Kavāidü’l-Mecālisi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 1978.
  • Uğur, Ahmet. “Selim-nāme’ler”. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 22 (1978), 367-379.

Hoca Sadeddin Efendi’nin Tâcu’t-Tevârîh’indeki Bazı Kur’an Âyetleri

Yıl 2020, , 205 - 237, 30.12.2020
https://doi.org/10.18498/amailad.790040

Öz

Hoca Sadeddin Efendi 16. yüzyılın en önemli tarihçilerinden biridir. Telif ettiği Tâcu’t-Tevârîh adlı eserinde, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan başlayarak Yavuz Sultan Selim’in vefatına (1520) kadar gerçekleşmiş olayları ele almıştır.
Tâcu’t-Tevârîh, Osmanlı tarihini başlangıcından 16. yüzyılın sonlarına kadar anlatan güvenilir ve çok okunan bir kaynak eser olmuştur.
Tâcu’t-Tevârîh 16. yüzyıl Osmanlı ilim dilinin en parlak örneklerindendir. Tarih ilmi açısından Türk tarihçileri ve dünya tarihçileri arasında önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle de eserin bazı zeyilleri yazılmıştır. Tâcu’t-Tevârîh Avrupa’da büyük rağbet görmüş ve 17. yüzyıldan itibaren, Fransızca, Almanca ve İtalyanca’ya tamamen, Rusça, İngilizce ve Macarca’ya da kısmen tercüme edilmiştir.
Hoca Sadeddin Efendi’nin Tâcu’t-Tevârîh’inde verdiği bilgiler, Osmanlı Tarihi’ne ışık tutmuş ve daha sonra telif edilen Osmanlı tarihlerine kaynaklık etmiştir. O, eserini telif ederken konunun önemine göre âyet, hadis, atasözleri kullanarak anlattığı olayları dini kaynaklarla desteklemiştir. Bu durum Hoca Sadeddin Efendi’nin dinî ve tarihî bilgiler konusuna çok hâkim olduğunu göstermektedir.
Hoca Sadeddin Efendi, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemi olaylarını yazma işinin kendisine kaldığını ifade eder ve eserinde övme ve yermede aşırı gitmeksizin “uslûb-ı itidâl” üzere bütün teferruatıyla yazdığını belirterek nasıl bir metot uygulayacağını ortaya koyar. Ancak eserinde kaleme aldığı ilk dönem konuları hakkında, belki aradan uzun zaman geçmesinden ve olayları nakledenlerin bilgileri karıştırmasından dolayı dikkatli olunması gerektiğini ve sağlıklı bilgiler veremeyeceğini belirtir.
Hoca Sadeddin Efendi, ilk dönem olaylarının nakledilmesinde uzun yılların geçmesiyle, ravilerin bazı sözleri karıştırdığı, hatta kendi görüşünü de katmasıyla birtakım sapmaların olabileceğini ifade eder. Hoca Sadeddin Efendi, eserinde yakın dönem olaylarının doğru olduğunu ve ifadelerinde yalan haber bulunmadığını söyler. 
Hoca Sadeddin Efendi, bazı olayları özet olarak anlatma yoluna giderek, sadece isimleri zikretmekle yetinmiştir. Bunun nedeni ise ya olaylarla ilgili bilgi veya kaynak bulamamış ya da yararlandığı kaynakta ancak bu kadar bilgi bulmuş olmasından kaynaklanmaktadır.
Hoca Sadeddin Efendi, olayları ele alırken, okuyucunun eseri bıkmadan okumasını sağlamak için bir kısım olayları “Latîfe ve Hikâyet” başlıkları altında anlatmıştır. Sadeddin Efendi bu metoduyla, eseri savaş sahneleri ile dolu bir eser olmaktan uzaklaştırmıştır. O, “Latîfe ve Hikâyet” başlığı altında anlatılan konularla; olayların daha iyi anlaşılmasını ve zihinlerde derin izler bırakmasını sağlamak, insanları iyiliğe teşvik etmek için onları daha cazip bir üslupla zihinlere yerleştirmek istemiştir. 
Hoca Sadeddin Efendi de modern tarih yazarları gibi, olayların temelindeki sosyal, ekonomik, siyasî ve dinî sebepleri aramaya ve araştırmaya çalışmıştır. Olayların sebeplerini belirtmiş ve gerekli yerlerde de eleştirilerini yapmıştır. Olayları ve kaynakları karşılaştırmıştır. Bu hareketiyle tarih bilgisini felsefî bir çehreye büründürmüştür. 
Hoca Sadeddin Efendi, dönemin sosyal olaylarından olan; kıtlık, deprem, yangın, ay ve güneş tutulması, törenler, salgın hastalıklar ve ölümler hakkında da bilgiler verir. Osmanlı tarihi yazarlarının, devletin ilk kuruluş ve takip eden yıllarla ilgili verdikleri bilgiler; genelde şifahi halk destanlarına dayanmaktadır. Bunlar ise bir milletin o dönemdeki kültürü, sosyal hayatı ve inancı ile ilgili değerli bilgilerdir. 
Hoca Sadeddin Efendi, Tâcu’t-Tevârîh’in mukaddimesinde; tarihin tanımı, konusu, amaçları ve bir tarihçide bulunması gereken özellikler, tarihçinin eserinde takip etmesi gereken metotlar hakkında bilgi verir. Ona göre tarih; millet ve din yolunda hizmet edenlerin hizmetlerini, güzel huy ve hayat hikâyelerini, yaptığı mücadelelerini kısaca, bunların durumlarını yazarak gelecek nesillere aktarmaktır.
Hoca Sadeddin Efendi eserinde, Osmanlı Devleti tarihi alanındaki en önemli kaynaklardan biri olan ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Yavuz Sultan Selim dönemi sonuna kadar meydana gelen olayları aktarır. Tâcu’t-Tevârîh, dokuz bölümden oluşur ve her bölümde bir padişah döneminde meydana gelen olayları anlatır.

Kaynakça

  • Ahmed Refik. Ālimler ve Sanatkārlar. İstanbul: Orhaniye Matbaası, 1924.
  • Aktepe, M. Münir. "Hoca Sadeddin Efendi'nin Tācü't-Tevārīḫ'i ve Bunun Zeyli Hakkında". Türkiyāt Mecmuası 13 (Aralık 2011), 101-116.
  • Atsız, Hüseyin Nihal. Türk Tarihinin Meseleleri. Ankara: Ötüken Yayınları, 1966.
  • Banarlı, Nihat Sami. Resimli Türk Edebiyatı. 2 Cilt. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1979.
  • Daş, Abdurrahman. “Hoca Sadeddin Efendi’nin Hayatı ve Eserleri”. Selçuk Üniversitesi Türkiyāt Araştırma Dergisi 14 (2003), 165-207.
  • Hoca Sadeddin Efendi. Tācu’t-Tevārīḫ. 2 Cilt. İstanbul: Matbʿa-i ʿĀmire, 1279.
  • Kabaklı, Ahmet. Türk Edebiyatı Tarihi. 5 Cilt. İstanbul: Türk Edebiyat Vakfı Yayınları, 1978.
  • Karaman, Hayrettin vd.. Kur’ân-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2004.
  • Kütükoğlu, Bekir. Kâtip Çelebi Fezlekesinin Kaynakları. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1974.
  • Lokmacı, Süleyman. “Hoca Sadeddin Efendi’nin Tācü’t Tevārīh İsimli Eserinin Künhü’l Ahbār, Solakzāde Tarihi ve Nuhbetü’t Tevārīh’e Etkileri”. Belgü 3 (Mayıs 2016), 95-110.
  • Severcan, Şefaettin. “Süleyman-nāme’ler”. Osmanlı Ansiklopedisi. ed. Güler Eren. 8/301-317. Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 1999.
  • Şeker, Mehmet. Gelibolulu Ālī ve Mevāidü’n-Nefâis fī Kavāidü’l-Mecālisi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 1978.
  • Uğur, Ahmet. “Selim-nāme’ler”. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 22 (1978), 367-379.
Toplam 13 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Konular Din Araştırmaları
Bölüm Araştırma Makaleleri
Yazarlar

Kadir Erbil 0000-0003-2530-4396

Yayımlanma Tarihi 30 Aralık 2020
Yayımlandığı Sayı Yıl 2020

Kaynak Göster

ISNAD Erbil, Kadir. “Hoca Sadeddin Efendi’nin Tâcu’t-Tevârîh’indeki Bazı Kur’an Âyetleri”. Amasya İlahiyat Dergisi 15 (Aralık 2020), 205-237. https://doi.org/10.18498/amailad.790040.