The concept of money has evolved over time in line with changing needs and advancements in technology. With the introduction of electronic money, cryptocurrencies have garnered widespread interest, influencing individuals, savers, and even governments. Consequently, cryptocurrencies require examination not only from the perspectives of information technology and economics but also in terms of religion and law. As these currencies become increasingly common in daily life, Islamic jurists have formed both positive and negative opinions regarding their usage. Legal transactions inherently carrying significant uncertainty, with a high risk of deception and fraud, and lacking any form of guarantee, leading to unjust and unearned enrichment of certain groups, are not in line with the general principles of Islamic law. Accordingly, some have expressed negative opinions about these currencies. However, others have provided positive feedback due to certain advantages they offer. These include secure blockchain systems and the ability to facilitate cheaper, faster, and instantaneous money transfers compared to traditional banking. When considering their positive aspects, cryptocurrencies are seen as a store of value and are deemed permissible for circulation, similar to foreign currencies or gold. Some economists and Islamic jurists argue that for cryptocurrencies to be accepted as money, they must be issued by a reputable authority such as the state, asserting that only in this way can they gain legitimacy. Based on this argument, they claim that the use of cryptocurrencies is not legitimate or lawful. However, in recent times, it has been observed that governments have introduced regulations to counter such claims. The argument that cryptocurrencies do not hold equivalent value compared to traditional fiat currencies is not valid proof of their illegitimacy. In fact, fiat currencies themselves lack intrinsic equivalents, yet they are widely used and hold value as an investment tool. More importantly, cryptocurrencies do not involve interest, which is a crucial factor in determining their legitimacy within Islamic economics. In general, the use of cryptocurrencies is considered legitimate based on these factors, and zakat should also be paid on them. Zakat is a religious obligation and one of the five pillars of Islam, aimed at redistributing wealth from wealthy Muslims with a certain amount of assets to those in need, thereby promoting social justice. With the recent advancements in the financial sector, new circumstances have emerged that require zakat to be applied in different ways. One such situation is the application of zakat to cryptocurrencies. Whether the use of cryptocurrencies as a type of zakat is permissible depends on whether they are widely accepted as a medium of exchange and a measure of value, as well as whether they provide users with confidence regarding their source. Naturally, it is also essential to consider whether cryptocurrencies involve uncertainty, are used for deceptive purposes, or contribute to unjust enrichment. These factors determine whether cryptocurrencies can be considered a suitable medium of exchange for zakat purposes. Taking all these into account, this study aims to examine the place of cryptocurrencies, which are becoming increasingly significant in today's economic life, within Islamic economics and zakat. The critical aspect of this study is whether zakat should be paid on these currencies, which are becoming widespread in Muslim societies and are increasingly being used by individuals as both a medium of exchange and a store of value. In terms of Islamic economics, the key consideration in the buying, selling, and use of cryptocurrencies as a medium of exchange is that they must not involve any uncertainty, deception, unjust enrichment, or interest. Based on this assumption, the study will examine the relationship between cryptocurrencies and zakat, one of the fundamental religious obligations in Islamic law, using qualitative data analysis and inductive reasoning methods.
Islamic Law Money Cryptocurrency Blockchain Technology Zakat
Para kavramı, değişen ihtiyaçlara ve teknolojideki gelişmelere uygun olarak zaman içinde evrim geçirmiştir. Elektronik paranın kullanılmaya başlanmasıyla birlikte kripto paralar yaygın bir ilgi görmüş, bireyleri, tasarruf sahiplerini ve hatta hükümetleri etkilemiştir. Bunun sonucu olarak kripto paralar sadece bilişim ve ekonomi açısından değil, aynı zamanda din ve hukuk açısından da incelenmeyi gerektirmiştir. Günlük hayatta yaygınlaşmaya başlamasından dolayı bu paraların kullanımıyla ilgili İslâm hukukçularının olumlu ve olumsuz fikirlere varmışlardır. Kendi özünde ciddi belirsizlikler taşıyan, aldanma ve aldatma riski ileri düzeyde olan, dolayısıyla herhangi bir güvencesi bulunmayan, belirli kesimlerin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine yol açan her tür hukuki işlem, İslâm hukukunun genel prensiplerine uygun olmadığından bu paralarla ilgili olumsuz görüş beyan edenler yanında, bazı avantajlarından dolayı olumlu görüş beyan edenler de olmuştur. Zira bu paralar güvenli blok zinciri sistemleri, geleneksel bankacılığa kıyasla daha ucuz, hızlı ve anlık para transferine olanak sağlamaktadır. Olumlu yönleri göz önünde bulundurulduğunda kripto paraların bir değer saklama aracı olarak görülüp tıpkı döviz ya da altın gibi tedavülde kullanılması da caiz görülmektedir. Ekonomistlerden ve İslâm hukukçularından bazıları, kripto paraların, para olarak kabul edilmesi için devlet gibi saygın bir otorite tarafından basılması gerektiğini savunarak, bu paraların ancak bu şekilde meşruiyet kazanabileceğinden bahisle, bu paraların kullanımlarının meşru/hukuki olmadığını iddia etmişlerdir. Ancak son zamanlarda devletlerin, bu iddiaları bertaraf edici düzenlemeler yaptıkları görülmektedir. Kripto para birimlerinin geleneksel itibari para birimlerine kıyasla eşdeğer bir değere sahip olmadığı argümanı, gayri meşru olduklarına dair geçerli bir kanıt değildir. Aslında, kâğıt para birimleri de bilinen eşdeğerlerden yoksundur, ancak yaygın olarak kullanılmakta ve bir yatırım aracı olarak değer taşımaktadır. Daha da önemlisi, kripto para birimleri faiz içermez, bu da İslâm ekonomisi içindeki meşruiyetlerini belirlemede çok önemli bir faktördür. Genel olarak, kripto para birimlerinin kullanımı bu faktörlere dayalı olarak meşru görülerek zekâtı da verilmelidir. Zira zekât, belirli bir mal varlığı değerine sahip olan Müslüman zenginlerden, ihtiyaç sahiplerine serveti yeniden dağıtmayı amaçlayan, sosyal adaleti sağlayan dinî bir vecibe ve İslâm’ın beş şartından biridir. Son zamanlarda finans sektörünün gelişmesiyle birlikte zekâtın farklı şekillerde uygulanmasını gerektiren yeni durumlar ortaya çıkmıştır. Bu durumlardan biri de zekâtın kripto paralara uygulanmasıdır. Kripto para birimlerinin bir zekât türü olarak kullanılmasının caiz olup olmadığı, bunların bir değişim ve değer ölçüsü olarak genel kabul görüp görmediğine ve kullanıcılara kaynağı konusunda güven verip vermediğine bağlıdır. Elbette ki kripto para birimlerinin belirsizlik içerip içermediği, aldatma amacıyla kullanılıp kullanılmadığı veya sebepsiz zenginleşmeye katkıda bulunup bulunmadığı da dikkate alınmalıdır. Bu faktörler, kripto para birimlerinin zekât amaçları için uygun bir değişim aracı olarak kabul edilip edilemeyeceğini belirler. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak çalışmada, günümüzde ekonomik hayatta önemli bir yere sahip olmaya başlayan kripto paraların İslâm iktisadındaki yeri ve zekâtı ortaya konulmaya çalışılacaktır. Çalışma bakımından önemli olan husus, Müslüman toplumlarda da yaygınlaşmaya başlayan, kullanıcıların kıymet atfederek hem mübadele hem de değer saklama aracı olarak kullanmaya başladıkları bu paraların, zekâtının verilip verilmeyeceğidir. İslâm iktisadı bakımından kripto paraların alım-satımında ve mübadele aracı olarak kullanılmasında dikkat edilmesi gereken husus, bunların herhangi bir belirsizlik, aldatma, sebepsiz zenginleşme veya faiz içermemesidir. Bu varsayımdan hareketle çalışmada, nitel veri analizi ve istikrâ (tümevarım) yöntemleri kullanılarak, kripto paralarla İslâm hukukunda temel şer’î görevlerden biri olan zekât ilişkisi ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 24 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.