Travma kavramı fiziksel yaralanmalara ek olarak psikolojik ve duygusal yaralanmalar için de kabul edildiğinde başlangıçta travma sonrası depresyon, anksiyete ve stres üzerine çalışmalar yapılmıştır. Ancak Tedechi ve Calhoun yaptıkları araştırmalarda bireylerde travma sonrası olumlu değişimlerin olduğunu tespit etmiştir. Literatürde travma sonrası büyüme (TSB) olarak kavramsallaşan bu olgu bilişsel davranışçı terapilerde düşünce ve davranış boyutunda ele alınırken, “Duygusal-Bilişsel İşlemleme Modeli” ile duygu boyutuna dikkat çekilmiştir. Çoklu zekâ kuramında manevi zekâ tanımlanarak duygulara sezgilerin ilave edilmesiyle bireyin travma sonrası kendisini ve yaşadıklarını daha geniş bir açıdan anlamlandırması sağlanmıştır. Travmatik olay sonrasında sarsılan inanç sisteminin yeniden uyumlanmasını sağlayan mekanizmaların başında Tanrı tasavvuru gelmektedir. Yapılan çalışmalarda Tanrı’ya sevgiyle yaklaşan ve O’nu sevgi yönelimli tasavvur eden bireylerin daha yüksek TSB gösterdikleri kaydedilmiştir. TSB psikoloji alanında son yıllarda önemli bir araştırma konusu haline gelmiş olmasına rağmen, din psikolojisi kavramları olan manevi zekâ ve Tanrı tasavvurları ile ilişkisi üzerine gerçekleştirilen çalışmalar sınırlıdır. Bu bağlamda araştırmanın amacı bireylerin varoluşsal ihtiyaçları çerçevesinde TSB’lerini desteklemek için Tanrı tasavvurları, manevi zekâ ve TSB arasında bir ilişkinin olup olmadığını tespit etmek; TSB ile ilişkili olabilecek manevi zekâ ve Tanrı tasavvurunun önemine dikkat çekmektir. Araştırmanın diğer bir amacı da söz konusu değişkenlerin çeşitli demografik değişkenlerle ilişkisini tespit etmektir. Araştırma nicel olarak ilişkisel tarama modeliyle tasarlanmıştır. Ankete katılan kişilerin cinsiyeti, yaşı ve medeni durumuyla ilgili sosyo-demografik değişkenlere ait bilgileri toplamak için kişisel bilgi formu oluşturulmuştur. Tekin ve Ekşi tarafından Türkçe uyarlaması yapılan kendini anlama, merhamet, insani değerler ve vicdanlılık olmak üzere dört alt boyuttan oluşan manevi zekâ ölçeği ile seven, seven-korkutan, ilgisiz ve korkutan Tanrı tasavvuru alt boyutlarından oluşan Hacıkeleşoğlu ve Karaca’nın geliştirdiği Tanrı tasavvuru ölçeği kullanılmıştır. TSB puanları için Tedeschi ve Calhoun tarafından geliştirilen katılımcıların travmatik olaylar sonrasında kaydettiği büyümeyi ölçen TSB ölçeği kullanılmıştır. Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma ve Etik Kurulu’nun 2023-09 sayılı kararıyla 395 katılımcıdan toplanan veriler SPSS 28 programı aracılığıyla analiz edilerek bulgular elde edilmiştir. Araştırma bulgularına göre manevi zekâ düzeyi ve Tanrı tasavvurlarının TSB ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Literatürle uyumlu olarak kadınların daha fazla TSB gösterdikleri kaydedilmiştir. Manevi zekâ puanlarının ve Tanrı tasavvurunun cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Medeni durum değişkeni açısından incelendiğinde evlilerin daha yüksek TSB gösterdiği bulgulanmıştır. Medeni durumun manevi zekâ ve Tanrı tasavvurunda anlamlı bir farklılık oluşturmadığı kaydedilmiştir. Yaş değişkeni açısından literatürle benzer şekilde 24-35 yaş arası genç yetişkinlerin daha fazla TSB gösterdikleri manevi zekâ ve Tanrı tasavvurunun yaş değişkeni açısından farklılık göstermediği kaydedilmiştir. Manevi zekâ düzeyi ile TSB arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu bulgulanmıştır. Manevi zekâ alt boyutlarından kendini anlama ve merhamet ile TSB arasında pozitif yönlü ilişki, insani değerler ile TSB arasında negatif yönlü ilişki saptanmıştır. Vicdanlılık ile TSB arasında ise anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Sevgi yönelimli ve dengeli Tanrı tasavvuruna sahip olma ile TSB arasında pozitif yönde bir ilişki, ilgisiz Tanrı tasavvuruna sahip bireyler ile TSB arasında negatif yönde bir ilişki olduğu bulgulanmıştır. Korku ve ceza yönelimli Tanrı tasavvuru ile TSB arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Sonuç olarak makalede manevi zekâ ve Tanrı tasavvurlarının TSB ile ilişkili değişkenler olduğu bulgulanmıştır. Kendini anlayan, merhametli ve sevgi yönelimli Tanrı Tasavvuruna sahip bireylerin travmatik olaylardan sonra olumlu yönde değişim kaydettikleri tespit edilmiştir.
Din Psikolojisi Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Tanrı Tasavvurları Travma Sonrası Büyüme Manevi Zekâ
When the concept of trauma was accepted for psychological and emotional injuries in addition to physical injuries, studies were initially conducted on post-traumatic depression, anxiety and stress. However, Tedechi and Calhoun determined in their studies that there were positive changes in individuals after trauma. This phenomenon, conceptualized as post-traumatic growth (PTG) in the literature, was addressed in the dimension of thought and behavior in cognitive behavioral therapies, while the emotional dimension was emphasized with the “Emotional-Cognitive Processing Model”. Spiritual intelligence was defined in the theory of multiple intelligences and by adding intuitions to emotions, the individual was enabled to make sense of himself and his experiences after the trauma from a broader perspective. The perception of God is one of the mechanisms that allows the belief system shaken after the traumatic event to re-adjust. Studies have noted that individuals who approach God with love and perceive Him in a loving manner exhibit higher PTG. Although PTG has become an important research topic in the field of psychology in recent years, studies on its relationship with spiritual intelligence and perceptions of God, which are concepts of religious psychology, are limited. In this context, the aim of the research is to determine whether there is a relationship between God representations, spiritual intelligence and PTG in order to support PTG within the framework of existential needs of individuals; to draw attention to the importance of spiritual intelligence and God representations that may be related to PTG. Another aim of the research is to determine the relationship of the variables in question with various demographic variables. The research was designed with a quantitative relational screening model. A personal information form was created to collect information on socio-demographic variables related to gender, age and marital status of the participants. The spiritual intelligence scale, which consists of four sub-dimensions including self-understanding, compassion, human values and conscientiousness and which was adapted into Turkish by Tekin and Ekşi, and the God perception scale, which consists of the loving, loving-frightening, indifferent and frightening God perception sub-dimensions, developed by Hacıkeleşoğlu and Karaca, were used. The PTG scale, which measures the growth of the participants after traumatic events and was developed by Tedeschi and Calhoun, was used for the PTG scores. The data collected from 395 participants with the decision numbered 2023-09 of the Bursa Uludağ University Social and Human Sciences Research and Ethics Board were analyzed using the SPSS 28 program and the findings were obtained. According to the research findings, it was determined that the level of spiritual intelligence and God perceptions were related to PTG. In line with the literature, it was noted that women showed more PTG. It was determined that spiritual intelligence scores and God representations did not show a significant difference according to gender. When examined in terms of the marital status variable, it was found that married people showed higher PTG. It was noted that marital status did not create a significant difference in spiritual intelligence and God representations. In terms of age variable, similar to the literature, it was noted that young adults between the ages of 24-35 showed more PTG and that spiritual intelligence and God representaions did not differ in terms of age variable. It was found that there was a statistically significant positive relationship between the level of spiritual intelligence and PTG. A positive relationship was found between the sub-dimensions of spiritual intelligence, self-understanding and compassion, and PTG, and a negative relationship was found between human values and PTG. No significant relationship was found between conscientiousness and PTG. It was found that there was a positive relationship between having a love-oriented and balanced God image and PTG, and a negative relationship between individuals with an indifferent God representations and PTG. No significant relationship was found between fear- and punishment-oriented God representations and PTG. As a result, it was found in the article that spiritual intelligence and God perceptions are variables related to PTG. It was determined that individuals who understand themselves, have compassionate and love-oriented God representations show positive changes after traumatic events.
Psychology of Religion Spiritual Counseling and Care Post-traumatic Growth God Representations Spiritual Intelligence
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Psikolojisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 6 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 24 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.