Araştırma Makalesi
BibTex RIS Kaynak Göster

Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals

Yıl 2014, Cilt: 14 Sayı: 1, 15 - 18, 25.03.2014
https://doi.org/10.17098/amj.19701

Öz

Objective Recently published ADA criteria recommends the use of hemoglobin A1c (HbA1c) levels in the diagnosis and treatment of diabetes. Iron deficiency anemia (IDA) is one of the most common anemias and restricts the use of HbA1c in diagnosis and treatment as it is known to be a cause of potential interference. This study was designed to investigate the effect of IDA on HbA1c levels in normoglisemic patients.Methods 80 patients without diabetes and 70 healthy controls who were admitted to Ankara Numune Training and Research Hospital between September 2012 and March 2013 with fasting glucose, iron, unsaturated iron binding capacity, HbA1c levels and complete blood count were involved in the study. HbA1C levels were measured by Premier Hb9210 HbA1c Analyzer using Boronat affinity HPLC method.Results HbA1c levels were 5,61 (±0,39) % and 5.56 (±0,36) % for patient and control group respectively. There was no significant difference between the patient and the control group in HbA1c levels (p> 0,05). Hemoglobin, iron, unsaturated iron binding capacity and ferritin levels were significantly different between the patient and the control group (p <0.001). There was no significant correlation between hemoglobin and HbA1c levels. There were significant correlations between HbA1c and age, fasting blood glucose levels (p:0.002, r :0.255; p: <0,001, r :0.309 respectively).Conclusion In our study, no significant difference was found between IDA and healthy group in HbA1c levels. In iron deficiency anemia, the HbA1c levels has not been affected according to the unchanged red blood cell survival rate.

Kaynakça

  • Şimşek C. Kaynakçı Akciğeri.T. Klin. Tıp Bilimleri 1992; 12: 212-218
  • Şimşek C, Kalaycıoğlu O, Beder S ve ark. Kaynakçı Siderozisi ve Pulmoner Alveoler Proteinozis. T. KIin.Tıp Bilimleri. 1992; 12: 250-253
  • Chadha P, Singh Z. Health concerns in welding industry. International Journal of Enhanced Research in Science Technology & Engineering. 2013; 2(1): 2319-7463
  • Tunç ÖK, Aygün R, Köktürk N, Ekim N, Tunç İ. Şeker Fabrikası Kaynakçılarında Solunum Sistemine Ait Klinik Bulgular ve Akciğer Fonksiyon Testleri. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2003; 51(3): 271-276
  • Temel O, Şakar AC, Yaman N ve ark. Occupational asthma in welders and painters. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2010; 58(1): 64-70
  • Sung JH, Choi BG, Maeng SH et al. Recovery from Welding-Fume-Exposure-Induced Lung Fibrosis and Pulmonary Function Changes in Sprague Dawley Rats. Toxicological Sciences 2004; 82: 608–613
  • Şimşek C. Toksik inhalasyonlara bağlı akciğer hastalıkları. Klinik gelişim, Meslek hastalıkları özel sayısı 2011 ; 23(4): 71-78
  • Kelleher P, Pacheco ,and Newman LS. Inorganic Dust Pneumonias: The Metal-Related Parenchymal Disorders. Environ Health Perspect 2000; 108(suppl 4): 685-696
  • Kusaka Y, Sato K, Suganuma N and Hosoda Y. Metal-Induced Lung Disease: Lessons from Japan’s Experience. J Occup Health 2001; 43: 1–23
  • Funahashi A, Schlueter Dp, Pintar K, et al. Welders' pneumoconiosis: tissue elemental microanalysis by energy dispersive x ray analysis. British Journal of Industrial Medicine 1988;45:14-18 Ankara Medical Journal, Cilt 14, Sayı 1, 2014
  • Şimşek C. Kaynakçı Akciğeri.T. Klin. Tıp Bilimleri 1992; 12: 212-218
  • Şimşek C, Kalaycıoğlu O, Beder S ve ark. Kaynakçı Siderozisi ve Pulmoner Alveoler Proteinozis. T. KIin.Tıp Bilimleri. 1992; 12: 250-253
  • Chadha P, Singh Z. Health concerns in welding industry. International Journal of Enhanced Research in Science Technology & Engineering. 2013; 2(1): 2319-7463
  • Tunç ÖK, Aygün R, Köktürk N, Ekim N, Tunç İ. Şeker Fabrikası Kaynakçılarında Solunum Sistemine Ait Klinik Bulgular ve Akciğer Fonksiyon Testleri. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2003; 51(3): 271-276
  • Temel O, Şakar AC, Yaman N ve ark. Occupational asthma in welders and painters. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2010; 58(1): 64-70
  • Sung JH, Choi BG, Maeng SH et al. Recovery from Welding-Fume-Exposure-Induced Lung Fibrosis and Pulmonary Function Changes in Sprague Dawley Rats. Toxicological Sciences 2004; 82: 608–613
  • Şimşek C. Toksik inhalasyonlara bağlı akciğer hastalıkları. Klinik gelişim, Meslek hastalıkları özel sayısı 2011 ; 23(4): 71-78
  • Kelleher P, Pacheco ,and Newman LS. Inorganic Dust Pneumonias: The Metal-Related Parenchymal Disorders. Environ Health Perspect 2000; 108(suppl 4): 685-696
  • Kusaka Y, Sato K, Suganuma N and Hosoda Y. Metal-Induced Lung Disease: Lessons from Japan’s Experience. J Occup Health 2001; 43: 1–23
  • Funahashi A, Schlueter Dp, Pintar K, et al. Welders' pneumoconiosis: tissue elemental microanalysis by energy dispersive x ray analysis. British Journal of Industrial Medicine 1988;45:14-18 16
  • HbA1c’nin güvenilirliğini saptamak için demir eksikliğini taramayı gerektirmediği sonucuna varılmıştır 13 . Glikohemoglobin ölçümü için farklı test prensipleri kullanılmaktadır. Bunlardan en çok tercih edilenleri iyon değişim kromatografisi, elektroforez, afinite kromatografisi ve immunoassay teknikleridir. Demir eksikliğinin HbA1c düzeyleri üzerine etkisini inceleyen araştırmalardaki farklı sonuçlar, kullanılan yöntemden kaynaklanabilir. Çoban ve ark. nın çalışmasında HbA1c ölçümü türbidimetrik immunoassay yöntemi ile yapılmış, demir eksikliği olan hastaların demir tedavisi öncesi HbA1c düzeyleri daha yüksek olarak bulunmuştur 11 . Hansen ve ark çalışmasında HbA1c düzeyleri iyon değişim kromatografisi ile değerlendirilmiş, demir ve vitamin B12 eksikliği olan hastaların demir ve vitamin B12 tedavisi öncesi ve sonrası HbA1c düzeyleri arasında fark bulunmamıştır 10 . Sinha ve ark çalışmasında HbA1c düzeyleri ölçümü için katyon değişim kolon kromatografisi yöntemi kullanılmış, demir eksikliği anemisi olan hastaların demir tedavisi sonrası HbA1c düzeylerinde artış görülmüştür 5 . Rafat ve ark.nın demir eksikliği olan ve olmayan gebelerde HbA1c düzeylerini iyon değişim kromatografisi yöntemi ile çalışarak karşılaştırdığı çalışmasında grupların HbA1c düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır 6 . Shanthi ve ark.nın diabetik olmayan demir eksikliği olan ve olmayan grupları karşılaştırdığı çalışmasında HbA1c düzeyleri türbidimetirk immunoinhibisyon tekniği ile ölçülmüş, demir eksikliği olan grupta HbA1c düzeyleri yüksek olarak bulunmuştur 14 . Bizim çalışmamızda HbA1c düzeyleri boranat afinite HPLC tekniği ile ölçülmüştür ve demir eksikliği olan ve olmayan grup arasında HbA1c düzeyleri açısından fark bulunmamıştır. Yapılan çalışmalarda HPLC yöntemlerinin türbidimetrik yöntemlere göre demir eksikliğinden daha az etkilendiği gözlenmektedir. Çalışmamızda kullandığımız boronat afinite kromatografisi de bir HPLC yöntemidir. Boronat Afinite yönteminin demir eksikliğinden etkilenip etkilenmediğine dair literatürde yapılmış bir çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışma sonuçlarının farklı olması değerlendirmenin yapıldığı hasta grubunun özelliklerinin ve sayısının farklılığından kaynaklanabileceği gibi HbA1c ölçüm yöntemindeki farklılıktan da kaynaklanabilir. Klinisyenlerin HbA1c testi için kullanılan test tekniğinin, referans aralıklarının ve potansiyel interferansların (demir eksikliği anemisi, hemoglobinopatiler, hemolitik anemiler, üremi, kronik böbrek yetmezliği gibi) farkında olması sonuçların değerlendirilmesi aşamasında faydalı olacaktır. Demir eksikliği anemisi ve HbA1c düzeylerinin ilişkisinin mekanizmasını tam olarak açıklanamamıştır. DEA ve HbA1c düzeyi ilişkisi için daha büyük hasta gruplarında ve farklı HbA1c sistemlerini değerlendiren çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kaynaklar Jandric Balen M, Lukenda V, Jandric I, Raguz A, Zukanovic S, Miskic B. HbA1C - overall glycemia marker and hemolytic anemia indicator. Med Glas (Zenica) 2012;9(2):406-8.
  • Koga M, Saito H, Mukai M, Matsumoto S, Kasayama S. Influence of iron metabolism indices on glycated haemoglobin but not glycated albumin levels in premenopausal women. Acta Diabetol 2010;47:65-9.
  • Braunwald E, F.A., Kasper DL, Hauser SL, Longo DL, Jameson JL, ed. Harrison's Principles of Internal Medicine. 15th ed. Diabetes mellitus. Vol. 22.New York: McGraw Hill; 2001:2105-09.
  • Standards of medical care in diabetes--2012. Diabetes Care 2012;35:11-63.
  • Sinha N, Mishra TK, Singh T, Gupta N. Effect of iron deficiency anemia on hemoglobin A1c levels. Ann Lab Med 2012;32(1):17-22.
  • Rafat D, Rabbani TK, Ahmad J, Ansari MA. Influence of iron metabolism indices on HbA1c in non-diabetic pregnant women with and without iron-deficiency anemia: effect of iron supplementation. Diabetes Metab Syndr 2012;6(2): 102-5.
  • Brooks AP, Metcalfe J, Day JL, Edwards MS. Iron deficiency and glycosylated haemoglobin A. Lancet 1980;2(8186): 141.
  • Sluiter WJ, van Essen LH, Reitsma WD, Doorenbos H. Glycosylated haemoglobin and iron deficiency. Lancet 1980;2(8193): 531-2. van Heyningen C, Dalton RG. Glycosylated haemoglobin in iron-deficiency anaemia. Lancet 1985;1(8433):874.
  • Gram-Hansen P, Eriksen J, Mourits-Andersen T, Olesen L. Glycosylated haemoglobin (HbA1c) in iron- and vitamin B12 deficiency. J Intern Med 1990;227(2):133-6.
  • Coban E, Ozdogan M and Timuragaoglu A. Effect of iron deficiency anemia on the levels of hemoglobin A1c in nondiabetic patients. Acta Haematol 2004;112(3):126-8.
  • Kim C, Bullard KM, Herman WH, Beckles GL. Association between iron deficiency and A1C Levels among adults without diabetes in the National Health and Nutrition Examination Survey, 1999-2006. Diabetes Care 2010;33(4):780-5.
  • Ford ES, Cowie CC, Li C, Handelsman Y, Bloomgarden ZT. Iron-deficiency anemia, non-iron-deficiency anemia and HbA1c among adults in the US. J Diabetes 2011;3(1):67-73.
  • Shanthi B, Revathy C, Manjula Devi AJ, Subhashree. Effect of iron deficiency on glycation of haemoglobin in nondiabetics. J Clin Diagn Res 2013;7(1):15-7.
  • Hemoglobin, demir, doymamış demir bağlama kapasitesi ve ferritin düzeyleri hasta ve kontrol grubu için anlamlı olarak farklı bulundu (p<0,001). Hemoglobin ve HbA1c düzeyleri arasında anlamlı bir korelasyon bulunmadı. Yaş ve AKŞ düzeyleri ile HbA1c düzeyleri arasında anlamlı korelasyon bulundu (sırasıyla p:0.002, r :0.255; p: bağlama kapasitesi arasında ise korelasyona rastlanmadı (Tablo 3). Ferritin ve Hb değerleri median (min-max); diğer parametreler ise ortalama ± SD olarak ifade edilmiştir. Tartışma Diabet hastalarının tanı ve tedavi takibinde kullanılan HbA1c sadece glukoz düzeylerinden değil, varyant hemoglobin varlığı, hemolitik anemiler, nutrisyonel anemiler, üremi, gebelik ve akut kan kaybı gibi durumlardan etkilenmektedir(s).Demir eksikliği anemisi en sık rastlanan nutrisyonel anemilerdendir ve HbA1c düzeylerine etkisi olduğu düşünülmektedir. DEA ve HbA1c ilişkisini inceleyen ilk çalışmalardan birinde nondiabetik ve DEA olan hastalarda HbA1 düzeyleri yüksek olarak bulunmuş ve demir tedavisi sonrası HbA1 düzeylerinin anlamlı olarak azaldığı gösterilmiştir 7 . Bunun sebebinin demir eksikliğinin hemoglobinin kuvarterner yapısını değiştirmesi ve globin zincirinin glikozilasyonunu kolaylaştırması, ayrıca hemoglobin glikozilasyonunun geri dönüşümsüz bir süreç olması ve hücre yaşı arttıkça ertirositteki HbA1 konsantrasyonunun doğrusal olarak artması ile ilgili olabileceği öne sürülmüştür 7,8 .Later van Heyningen ve ark ile Hansen ve ark. nın çalışmalarına göre ise demir eksikliği anemisi ve HbA1c düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bu durum ise demir eksikliği anemisinde hemolitik komponentin etkisinin minimal düzeyde olup hem matür hem immatür eritrositleri etkilemesine ve bu nedenle de eritrosit yaşam süresi oranının normal olmasına bağlanmıştır 9,10 . Çoban ve ark.nın yapmış olduğu çalışmada demir eksikliği anemisi olan hastalara verilen demir tedavisini takiben başlangıçta yüksek olan HbA1c düzeylerinin anlamlı olarak azaldığı gösterilmiştir ve DEA’deki HbA1c düzeylerinin yüksekliğinin serum glukozunun sabit olduğu durumda hemoglobin konsantrasyonundaki azalmaya bağlı olarak glikolize fraksiyonda artışla açıklanabileceği belirtilmiştir 11 . Kim ve ark.nın 330 hastanın dahil olduğu çalışmasında ise HbA1c’nin %5,5-6,5 değerleri arasında demir eksikliği anemisi ile ilişkili olmadığı belirtilmiştir 12 . Bizim çalışmamızda da hasta ve kontrol grupları için ortalama HbA1c değerleri %5,61 ve %5,56 olarak bulunmuştur ve HbA1c ile hemoglobin, demir ve doymamış demir bağlama kapasitesi düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ford ve ark.nın 8296 hastanın verilerinin değerlendirildiği çalışmasında düşük veya yüksek Hb düzeyleri ve HbA1c’nin %5,7-6,5 arasında olduğu hastalarda prediabet tanısı konulmadan
  • önce eritrosit döngüsünde meydana gelebilecek değişikliklerin göz önünde bulundurulması gerektiği, ancak bu durumun prediabet veya diabet tanısında Giriş Kaynakçılık, metalleri yüksek ısı altında eriterek ya da yüksek basınç uygulayarak birbirine yapıştırmak için yaygın olarak kullanılan bir işlemdir. Sanayide çalışan nüfusun yaklaşık olarak %2’sinin uğraştığı en yaygın mesleklerden biridir. En çok elektrik ark kaynağı ve gaz altı kaynağı kullanılmaktadır. En sık kaynak yapılan malzemeler demir, hafif çelik ve paslanmaz çeliklerdir 1 . Çeliğin yapısında temel bileşen olarak demir bulunmakla birlikte, bunu krom, nikel ve manganez izler 2 . Kaynak işlemi sırasında kaynak yüzeyinde 2000-3000 derece ısı oluşmaktadır. Bu ısı, metal oksitlerinin, metal yüzey kirliliklerinin ve çeşitli gazların iş ortamına salınmasına neden olmaktadır. Sonuç olarak kaynak dumanı, mikst bir maruziyet kaynağıdır. Kaynakçılık işleminin çeşitli sağlık zararları olmakla birlikte, en
  • önemlisi kaynak dumanının solunum yoluyla alınması ve bunun sonucu olarak hava yollarında ve akciğer parankiminde oluşturduğu hastalıklardır 3 . Meslek hastalıkları her ne kadar tamamen önlenebilir hastalıklar olsalar da, korunma tedbirlerinin yetersizliği bunları hala görmemize neden olmaktadır. Bu çalışmada da kaynakçılardaki akciğer etkilenmeleri ve bunun meslek ve diğer risk faktörleri ile ilişkisi değerlendirilmeye çalışılmıştır. Materyal Metod Sağlık Bakanlığı Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi göğüs hastalıkları polikliniğine rutin periyodik muayene için Ocak 2012 ile Haziran 2012 arasında başvuran ardışık 44 kaynak işçisi bu çalışmaya alındı.
  • İşçilerden bilgilendirilmiş onam formu ve meslek anamnezi alındı. Dokuz soruluk bir anket uygulandı. Meslek anamnezi ve anketinde işçilerin yaşı, çalışma süresi, günlük çalışma süresi, kullandığı kaynak çeşidi, kişisel koruyucu kullanım durumu, iş ortamı havalandırma durumu, sigara kullanımı, kronik hastalık, akciğer hastalığı, ilaç kullanımı, semptomatoloji sorgulandı.Meslek anamnezi ve fizik muayene bulgularına göre 19 işçide akciğer grafisi, spirometre ve yüksek rezolüsyonlu akciğer bilgisayarlı tomografisi (YRBT) yapıldı. Spirometrik incelemeler ZAN 300 MGAUB Cihazı ile yapıldı. Akciğer grafileri İLO pnömokonyoz okuyucu sertifikalı bir radyolog ve bir göğüs hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirildi. YRBT incelemeleri radyolog tarafından görsel olarak değerlendirilerek yorumlandı. Rakamsal veriler MS Excel programına kaydedildi.Rakamsal parametrelerin ortalama ve standart sapmaları hesaplandı. Bulgular İşçilerin ortalama yaşı 39.36 ± 8.22 idi, 43 tanesi (%7) erkekti. Gaz altı, elektrot ve mikst tip kaynak kullanım oranları sırasıyla 27 (%61.4), 11 (%25) ve 6 (%6) idi. Çalışma ortamlarının 15 tanesinde (%34.1) havalandırma sistemi mevcuttu. Çalışanların 25 tanesi (%8) maske kullanıyordu. 34 işçi (%77.3) aktif sigara içicisiydi ve ortalama sigara içme öyküleri 15.65 ± 12.68 paket-yıl idi. Ortalama çalışma süreleri 17.38 ± 8.67 yıl idi. Spirometre uygulanan 19 işçinin 5 tanesinde FEV1/FVC değeri % 80'nin altında idi. 8 kaynakçının akciğer grafisinde pnömokonyoz ile uyumlu görünün mevcuttu (ILO p/q 0/- 3/+). Bu hastalara çekilen YRBT’de mikronodüler tutulum saptanarak pnömokonyoz lehine değerlendirildi. Pnömokonyoz saptanan 8 hastanın ortalama çalışma süresi 19.37 ± 7.23 yıl ve günlük ortalama çalışma süreleri 5.25 ± 2.60 saatti. Altı hasta gaz altı tipi kullanmaktaydı ve 7 hasta korunma önlemlerine uymuyordu. Hiçbirinin işyerinde havalandırma sistemi mevcut değildi.    Tartışma Kaynakçılık, birbirine benzeyen metalleri, bazen da plastikleri yüksek ısı altında eriterek ya da yüksek basınç uygulayarak birbirine yapıştırma işlemlerinin genel adıdır. Kaynakçılık, sanayide çalışan nüfusun yaklaşık olarak % 2’sinin uğraştığı en yaygın mesleklerden biridir. Kaynak işlemi sırasında çoğu zaman kaynak elektrodu ya da kaynak teli gibi dolgu malzemeleri kullanılabilir. Bazı kaynak türlerinde de gazlar kullanılmaktadır. Sanayide en çok elektrik ark kaynağı ve gaz altı kaynağı yapılmaktadır 1 . Bizim çalışmamızda da gaz altı, elektrot ve mikst tip kaynak kullanım oranları sırasıyla 27 (%4), 11 (%25) ve 6 (%13.6) idi. Kaynak yapılan malzemeler genellikle demir, hafif çelik ve paslanmaz çeliklerdir. Bunları aluminyum malzemeler ve diğerleri izler. Çeliğin yapısında temel bileşen olarak demir bulunmakla birlikte, ona dayanıklılığını ve çelik özelliklerini kazandıran metallerin en önemlileri krom, nikel ve manganezdir; ancak daha birçok metal de bulunmaktadır 3 . Kaynak işlemi sırasında kaynak yüzeyinde genellikle 2000 -3000 derece bir ısı oluşmaktadır. İşlem kalitesi için gerekli olan bu ısı, aynı zamanda metal dumanlarının ve metal yüzey kirlilikleri ile çeşitli gazların iş ortamına salınmasına da neden olmaktadır. Sonuç olarak kaynak dumanı, tahmin edilemeyecek kadar çok ve çeşitli zararlı maddeyi içeren bir karışıma dönüşmektedir 2 .
  • Yani kaynak dumanının yapısına katkı verenler sadece kaynatılan metaller değil; bunların yüzey kaplamaları, boyaları, kirlilikleri, kaynak teknikleri, elektrot metali, elektrot kılıfı, dolgu metali, kaynak gazları gibi daha birçok maddedir. Çalışılan atölye içerisinde yapılan diğer işler ve bunlardan kaynaklanan iş ortamı hava kirlilikleri, ortamın açık ya da kapalı oluşu, havalandırma durumu gibi faktörler de kaynak dumanının içeriğini ve etkilenmeyi belirleyen faktörlerdendir. Kaynakçılık işlemlerinin bazı türlerinde çeşitli gazlar kullanılmaktadır. Bunlar karbondioksit, argon, helyum, asetilen, propan, bütan ve oksijen gibi gazlardır. Ancak bunlardan daha önemlisi ve tehlikelisi, kaynak işleminin ortama kirlilik olarak saldığı gazlardır. Bunlar karbon dioksit, karbon monoksit, azot oksitleri, ozon, fosgen, fosfin gibi zehirli gazlardır. Bunların bazıları doğrudan kaynak işleminin sonucu olarak oluşurlarken, bazıları kaynak yapılan atölyede boya ve çözücüler gibi başka zararlıların varlığında oluşurlar. Bunun için, kaynak atölyesinde böyle ilave risk faktörlerinin bulunmamasına özen gösterilmelidir 3 . Kaynakçılık işlerinin yangın, patlama, yanıklar, gözde sulanma, kaşınma, kızarma, yanma, ellerde ve ciltte yanıklar, çapak sıçraması ve batması gibi zararları çok bilinir. Ancak bunlardan çok daha ciddi ve önemli sağlık sorunlarına, başlıca akciğerlerde olmak üzere çeşitli sistem rahatsızlıklarına da neden olabileceğinin çalışanlara öğretilmesi gerekir. Kaynak dumanları başlıca solunum yoluyla alınırlar. Zararlı etkilerini öncelikle solunum yollarında ve akciğerlerde gösterirler. Fakat bununla sınırlı kalmayarak, tüm vücutta çeşitli etkilere de neden olabilirler. Kaynak dumanına bağlı sağlık sorunlarının bazıları kısa sürede ya da orta vadeli sürelerde görülürler. Oysa daha sinsi ve daha uzun sürede ortaya çıkan ve kalıcı hasara neden olan daha birçok zararları vardır. Kaynak dumanı genel olarak akciğerlerin savunma mekanizmalarının kırarak ve kendini temizleme yeteneklerini azaltarak, enfeksiyon hastalıklarına eğilimi artırır, allerjik maddelere duyarlılığı artırır. Bunların sonucu olarak kaynakçılarda bronşit, zatürre gibi hastalıklar daha sık görülebilir, solunum fonksiyonları bozulabilir 3 . Sigara içen, iyi havalandırılmayan iş ortamlarında çalışan ve solunum maskesi gibi kişisel koruyucu malzemelerin kullanımına özen göstermeyen kaynakçılarda solunum fonksiyonları daha çok bozulur. Değerlendirmeye aldığımız işçilerin çalışma ortamlarının sadece 1/3 kadarında havalandırma sistemi mevcuttu. İki çalışandan biri solunum maskesi kullanmıyordu. İşçilerin 2/3’ten fazlası aktif sigara içicisiydi ve ortalama sigara içme öyküleri 15.65 ± 12.68 paket-yıl idi. Astımı olan kaynakçılarda alevlenmeler artabilir. Kaynak dumanının kendisi de astımın nedenlerindendir. Toplumda gördüğümüz her 100 astım vakasının yaklaşık olarak 15 kadarı, hastanın yapmakta olduğu işi ile ilişkilidir. Kaynak dumanı, meslekle ilişkili astımın beşinci en sık nedenidir. Aynı şekilde, müzmin KOAH’ın da en önemli nedenleri ve kolaylaştırıcıları arasında sayılmaktadır 1,4,5,6 . Değerlendirdiğimiz işçilerde astım saptamamakla birlikte, spirometre uygulanan 19 hastanın 5 tanesinde obstrüksiyon tespit edilmiştir. Küçük hava yolları parametrelerinde istatistiksel değerlendirmeye almadığımız bozulmalar, işçilerin sigara kullanmaları ve kişisel koruyucu solunum maskesi kullanmamaları ile açıklanabilir. Kaynak dumanı gözlerde, burunda, boğazda yanma, başağrısı, bulantı, kusma, göğüste sıkıntı, nefes darlığı, ateş gibi kısa süreli etkilere neden olabilir. Kazan ve boru imalatı gibi, iyi havalandırılmayan kapalı alanlarda yüksek yoğunluklu kaynak işlemleri, kısa sürelerde yüksek duman maruziyeti ile, nefes darlığı, morarma, ani solunum yetmezliği ve hatta ölüme kadar varabilen sonuçlara neden olabilirler. Örneğin kaynatılacak metallerin boyalı yüzeylerinin çözücülerle sökülmeye çalışılıp, bunların yeterince uzaklaşması beklenmeden kaynak işleminin yapılması, ya da kaynak atölyesinde çözücülerin kullanılması, ağzı açık kaplarda bulundurulması bile, eskiden savaş gazı olarak da kullanılmış olan fosgen dediğimiz gazın oluşumuna neden olabilir. Bu gaz da, yukarda tarif edilen ağır solunum yetmezliği tablolarına neden olabilir 7 . Kaynakçılarda görülen kısa süreli rahatsızlıklardan biri de metal dumanı ateşi diye bilinen gribe benzer durumdur. Bu hastalığın başlıca nedeni, çinko başta olmak üzere, bakır, kadmiyum, manganez, alüminyum gibi metallerin dumanıdır. Kaynak dumanına maruz kaldıktan sonraki saatler içinde ateş, titreme, baş ağrısı, kas ağrıları, kırgınlık, göğüste sıkıntı hissi, öksürük gibi yakınmalara neden olur. Genellikle 1-2 gün içinde kendiliğinden düzelir. Önemi; işyerinde yüksek düzeyde kaynak dumanına maruz kalındığını göstermesi ve gerekli önlemler alınmazsa daha ciddi ve kalıcı hasarlar gelişeceğinin habercisi olmasıdır 1,8,9 . Kaynakçı akciğeri; kaynak dumanı içerisindeki farklı etkenlerin karmaşık etkileri sonucu birlikte oluşturdukları, solunum yollarını her düzeyde etkileyen, hem hava yollarını, hem akciğer dokusunu birlikte tutan, karışık bir solunum maruziyeti hastalığıdır. Daha çok kaynak dumanının uzun süreli sonuçlarını tanımlar. Pnömokonyoz, madencilerde ve diğer birçok tozlu meslekte olduğu gibi, akciğerde tozların birikimi ve buna bağlı olarak gelişen hastalıkların genel adıdıdır. Diğer pnömokonyozların aksine, kaynakçı pnömokonyozunun, tozdan korunma tedbirlerine özen gösterilmesiyle tamamen ya da kısmen gerileme umudu vardır 1,8,10 . İşçilerin sekizinde ILO 2000 sınıflamasına göre değişen profüzyonlarda küçük opasiteler görüldü. Bu işçilerin ortalama çalışma süresi 19.37 ± 7.23 yıl ve günlük ortalama çalışma süreleri 5.25 ± 2.60 saat idi. Altı hasta gaz altı tipi kullanmaktaydı ve 7 hasta korunma önlemlerine uymuyordu. Hiçbirinin işyerinde havalandırma sistemi mevcut değildi.   İleri profüzyonda bile (3/+) küçük opasitelerin görülmüş olması, korunmasız koşullarda yapılan kaynakçılık işlemlerinin, pnömokonyoz yaptığı bilinen diğer mesleklerdeki kadar etkilenme olabileceğinin göstergesidir.
  • Kaynakçılarda akciğer kanseri sıklığının da yüksek olduğuna dair bulgular vardır. En önemli risk faktörü olarak da paslanmaz çelik içerisindeki krom suçlanmaktadır. Ancak sigara içimi daha büyük bir zararlıdır ve ikisinin etkisini ayırt etme imkanı yoktur 3 . Kaynak dumanı içerisindeki taneciklerin en küçüklerini metallerin yanma ürünleri oluştururlar. Bunlar akciğerin en derinlerine kadar ulaşmakla kalmaz, adeta gaz gibi davranarak kana da karışır ve vücudun diğer organlarına da dağılırlar. Böylece akciğer dışında da zararlı etkilere neden olabilirler. Kalp damar sistemini etkileyerek damar sertliği, yüksek tansiyon, kalp krizi gibi hastalıklara zemin hazırlarlar 1 . Kapalı ortamda yapılan kaynak işlemlerinin riski daha yüksektir. Kaynak dumanı, çalışanın solunum mesafesine erişmeden önce, lokal egzoz havalandırma yöntemleriyle başarıyla uzaklaştırılmalıdır. Ayrıca, ortamın taze havayla beslenme hızı da artırılmalıdır. Kullanılan malzemelerin malzeme güvenlik veri formları incelenmeli önerilen tavsiyelere mutlaka uyulmalıdır. Kaynatılacak metallerin yüzey temizliği gerekli ise, su bazlı temizleyiciler tercih edilmelidir. Çözücüler kullanılmak zorunda ise, mümkünse işlem açık ortamda yapılmalı ve yeterince havalandırıldıktan sonra kaynak işlemine geçilmelidir. Henüz temizlenmiş, ıslak yüzeylerde kaynak yapılmamalıdır. Kolay yanmayan kumaştan yapılmış iş elbiseleri, deri önlük, uzun manşetli eldiven, pelerinli baret, kaynakçı gözlüğü ve siperi, lokal havalandırmanın yetersiz olduğu koşullarda uygun solunum maskesi kullanılmalıdır. Ortamdaki oksijen yoğunluğu % 18’den az olmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, meslek hastalıkları kader değildir. Tam tersine; nedenleri bilindiğine göre, tamamen önlenebilir hastalıklardır. Diğer yandan, meslek hastalıklarından korunmak, onları tedavi ve tazmin etmekten hem daha ucuzdur, hem daha insancıldır. Eğitim ve bilinç düzeyinin artırılması korunmanın ilk basamağıdır. Bilinen bir hastalık, bilinen tedavi yöntemlerine rağmen düzelmemekte inat ediyorsa, hem hasta, hem de hekimi tarafından meslekle ilişkili HbA1c düzeyi ilişkisi için daha büyük hasta gruplarında ve farklı HbA1c sistemlerini değerlendiren çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kaynaklar Jandric Balen M, Lukenda V, Jandric I, Raguz A, Zukanovic S, Miskic B. HbA1C - overall glycemia marker and hemolytic anemia indicator. Med Glas (Zenica) 2012;9(2):406-8.
  • Koga M, Saito H, Mukai M, Matsumoto S, Kasayama S. Influence of iron metabolism indices on glycated haemoglobin but not glycated albumin levels in premenopausal women. Acta Diabetol 2010;47:65-9.
  • Braunwald E, F.A., Kasper DL, Hauser SL, Longo DL, Jameson JL, ed. Harrison's Principles of Internal Medicine. 15th ed. Diabetes mellitus. Vol. 22.New York: McGraw Hill; 2001:2105-09.
  • Standards of medical care in diabetes--2012. Diabetes Care 2012;35:11-63.
  • Sinha N, Mishra TK, Singh T, Gupta N. Effect of iron deficiency anemia on hemoglobin A1c levels. Ann Lab Med 2012;32(1):17-22.
  • Rafat D, Rabbani TK, Ahmad J, Ansari MA. Influence of iron metabolism indices on HbA1c in non-diabetic pregnant women with and without iron-deficiency anemia: effect of iron supplementation. Diabetes Metab Syndr 2012;6(2): 102-5.
  • Brooks AP, Metcalfe J, Day JL, Edwards MS. Iron deficiency and glycosylated haemoglobin A. Lancet 1980;2(8186): 141.
  • Sluiter WJ, van Essen LH, Reitsma WD, Doorenbos H. Glycosylated haemoglobin and iron deficiency. Lancet 1980;2(8193): 531-2. van Heyningen C, Dalton RG. Glycosylated haemoglobin in iron-deficiency anaemia. Lancet 1985;1(8433):874.
  • Gram-Hansen P, Eriksen J, Mourits-Andersen T, Olesen L. Glycosylated haemoglobin (HbA1c) in iron- and vitamin B12 deficiency. J Intern Med 1990;227(2):133-6.
  • Coban E, Ozdogan M and Timuragaoglu A. Effect of iron deficiency anemia on the levels of hemoglobin A1c in nondiabetic patients. Acta Haematol 2004;112(3):126-8.
  • Kim C, Bullard KM, Herman WH, Beckles GL. Association between iron deficiency and A1C Levels among adults without diabetes in the National Health and Nutrition Examination Survey, 1999-2006. Diabetes Care 2010;33(4):780-5.
  • Ford ES, Cowie CC, Li C, Handelsman Y, Bloomgarden ZT. Iron-deficiency anemia, non-iron-deficiency anemia and HbA1c among adults in the US. J Diabetes 2011;3(1):67-73.
  • Shanthi B, Revathy C, Manjula Devi AJ, Subhashree. Effect of iron deficiency on glycation of haemoglobin in nondiabetics. J Clin Diagn Res 2013;7(1):15-7. HbA1c Yaş AKŞ Hb Fe UIBC
  • Şimşek C. Kaynakçı Akciğeri.T. Klin. Tıp Bilimleri 1992; 12: 212-218
  • Şimşek C, Kalaycıoğlu O, Beder S ve ark. Kaynakçı Siderozisi ve Pulmoner Alveoler Proteinozis. T. KIin.Tıp Bilimleri. 1992; 12: 250-253
  • Chadha P, Singh Z. Health concerns in welding industry. International Journal of Enhanced Research in Science Technology & Engineering. 2013; 2(1): 2319-7463
  • Tunç ÖK, Aygün R, Köktürk N, Ekim N, Tunç İ. Şeker Fabrikası Kaynakçılarında Solunum Sistemine Ait Klinik Bulgular ve Akciğer Fonksiyon Testleri. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2003; 51(3): 271-276
  • Temel O, Şakar AC, Yaman N ve ark. Occupational asthma in welders and painters. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2010; 58(1): 64-70
  • Sung JH, Choi BG, Maeng SH et al. Recovery from Welding-Fume-Exposure-Induced Lung Fibrosis and Pulmonary Function Changes in Sprague Dawley Rats. Toxicological Sciences 2004; 82: 608–613
  • Şimşek C. Toksik inhalasyonlara bağlı akciğer hastalıkları. Klinik gelişim, Meslek hastalıkları özel sayısı 2011 ; 23(4): 71-78
  • Kelleher P, Pacheco ,and Newman LS. Inorganic Dust Pneumonias: The Metal-Related Parenchymal Disorders. Environ Health Perspect 2000; 108(suppl 4): 685-696
  • Kusaka Y, Sato K, Suganuma N and Hosoda Y. Metal-Induced Lung Disease: Lessons from Japan’s Experience. J Occup Health 2001; 43: 1–23
  • Funahashi A, Schlueter Dp, Pintar K, et al. Welders' pneumoconiosis: tissue elemental microanalysis by energy dispersive x ray analysis. British Journal of Industrial Medicine 1988;45:14-18 Oğuz ve arkadaşları

Normoglisemik Bireylerde Demir Eksikliği Anemisinin Hemoglobin A1c Düzeylerine Etkisi

Yıl 2014, Cilt: 14 Sayı: 1, 15 - 18, 25.03.2014
https://doi.org/10.17098/amj.19701

Öz

Özet

Amaç

Son yayınlanan ADA kriterleri, Hemoglobin A1c (HbA1c) düzeylerinin diabet hastalarının tanı ve tedavisindekullanımını önermektedir. Demir eksikliği anemisi (DEA) en sık rastlanan anemilerdendir ve HbA1c nin tanı ve tedavidekullanımını kısıtlayabilecek potansiyel interferans nedenlerinden biridir. Bu çalışma, normoglisemik hasta grubundaDEA’nin HbA1c düzeylerine olan etkisini incelemek amacı ile planlanmıştır.

Gereç ve Yöntem

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne Eylül 2012 - Mart 2013 tarihleri arasında başvuran,diabet tanısı almamış, açlık kan şekeri, demir, doymamış demir bağlama kapasitesi, HbA1c ve hemogram istemi olan 80hasta ve 70 sağlıklı kontrol çalışmaya dahil edilmiştir. HbA1c düzeyleri, Premier Hb9210 HbA1C Analyzer cihazındaBoronat afinite HPLC yöntemiyle tespit edilmiştir.

Bulgular

HbA1c düzeyleri hasta ve kontrol grubu için %5,61 (±0,39) ve %5.56 (±0,36) olarak bulundu. Hasta ve kontrolgrubu için HbA1c düzeyleri açısından anlamlı farklılık bulunmadı (p>0,05). Hemoglobin, demir, doymamış demirbağlama kapasitesi ve ferritin düzeyleri hasta ve kontrol grubu için anlamlı olarak farklı bulundu (p<0,001). Hemoglobinve HbA1c düzeyleri arasında anlamlı bir korelasyon bulunmadı. Yaş ve AKŞ düzeyleri ile HbA1c düzeyleri arasındaanlamlı korelasyon bulundu (sırasıyla p:0.002, r :0.255; p: <0,001, r :0.309).

Sonuç

Çalışmamızda DEA olan ve sağlıklı grup arasında HbA1c düzeyleri açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır.Demir eksikliği anemisinde eritrosit yaşam oranının değişmediği ve bununla ilişkili olarak HbA1c düzeylerinin deetkilenmediği sonucuna ulaşılmıştır.

Kaynakça

  • Şimşek C. Kaynakçı Akciğeri.T. Klin. Tıp Bilimleri 1992; 12: 212-218
  • Şimşek C, Kalaycıoğlu O, Beder S ve ark. Kaynakçı Siderozisi ve Pulmoner Alveoler Proteinozis. T. KIin.Tıp Bilimleri. 1992; 12: 250-253
  • Chadha P, Singh Z. Health concerns in welding industry. International Journal of Enhanced Research in Science Technology & Engineering. 2013; 2(1): 2319-7463
  • Tunç ÖK, Aygün R, Köktürk N, Ekim N, Tunç İ. Şeker Fabrikası Kaynakçılarında Solunum Sistemine Ait Klinik Bulgular ve Akciğer Fonksiyon Testleri. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2003; 51(3): 271-276
  • Temel O, Şakar AC, Yaman N ve ark. Occupational asthma in welders and painters. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2010; 58(1): 64-70
  • Sung JH, Choi BG, Maeng SH et al. Recovery from Welding-Fume-Exposure-Induced Lung Fibrosis and Pulmonary Function Changes in Sprague Dawley Rats. Toxicological Sciences 2004; 82: 608–613
  • Şimşek C. Toksik inhalasyonlara bağlı akciğer hastalıkları. Klinik gelişim, Meslek hastalıkları özel sayısı 2011 ; 23(4): 71-78
  • Kelleher P, Pacheco ,and Newman LS. Inorganic Dust Pneumonias: The Metal-Related Parenchymal Disorders. Environ Health Perspect 2000; 108(suppl 4): 685-696
  • Kusaka Y, Sato K, Suganuma N and Hosoda Y. Metal-Induced Lung Disease: Lessons from Japan’s Experience. J Occup Health 2001; 43: 1–23
  • Funahashi A, Schlueter Dp, Pintar K, et al. Welders' pneumoconiosis: tissue elemental microanalysis by energy dispersive x ray analysis. British Journal of Industrial Medicine 1988;45:14-18 Ankara Medical Journal, Cilt 14, Sayı 1, 2014
  • Şimşek C. Kaynakçı Akciğeri.T. Klin. Tıp Bilimleri 1992; 12: 212-218
  • Şimşek C, Kalaycıoğlu O, Beder S ve ark. Kaynakçı Siderozisi ve Pulmoner Alveoler Proteinozis. T. KIin.Tıp Bilimleri. 1992; 12: 250-253
  • Chadha P, Singh Z. Health concerns in welding industry. International Journal of Enhanced Research in Science Technology & Engineering. 2013; 2(1): 2319-7463
  • Tunç ÖK, Aygün R, Köktürk N, Ekim N, Tunç İ. Şeker Fabrikası Kaynakçılarında Solunum Sistemine Ait Klinik Bulgular ve Akciğer Fonksiyon Testleri. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2003; 51(3): 271-276
  • Temel O, Şakar AC, Yaman N ve ark. Occupational asthma in welders and painters. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2010; 58(1): 64-70
  • Sung JH, Choi BG, Maeng SH et al. Recovery from Welding-Fume-Exposure-Induced Lung Fibrosis and Pulmonary Function Changes in Sprague Dawley Rats. Toxicological Sciences 2004; 82: 608–613
  • Şimşek C. Toksik inhalasyonlara bağlı akciğer hastalıkları. Klinik gelişim, Meslek hastalıkları özel sayısı 2011 ; 23(4): 71-78
  • Kelleher P, Pacheco ,and Newman LS. Inorganic Dust Pneumonias: The Metal-Related Parenchymal Disorders. Environ Health Perspect 2000; 108(suppl 4): 685-696
  • Kusaka Y, Sato K, Suganuma N and Hosoda Y. Metal-Induced Lung Disease: Lessons from Japan’s Experience. J Occup Health 2001; 43: 1–23
  • Funahashi A, Schlueter Dp, Pintar K, et al. Welders' pneumoconiosis: tissue elemental microanalysis by energy dispersive x ray analysis. British Journal of Industrial Medicine 1988;45:14-18 16
  • HbA1c’nin güvenilirliğini saptamak için demir eksikliğini taramayı gerektirmediği sonucuna varılmıştır 13 . Glikohemoglobin ölçümü için farklı test prensipleri kullanılmaktadır. Bunlardan en çok tercih edilenleri iyon değişim kromatografisi, elektroforez, afinite kromatografisi ve immunoassay teknikleridir. Demir eksikliğinin HbA1c düzeyleri üzerine etkisini inceleyen araştırmalardaki farklı sonuçlar, kullanılan yöntemden kaynaklanabilir. Çoban ve ark. nın çalışmasında HbA1c ölçümü türbidimetrik immunoassay yöntemi ile yapılmış, demir eksikliği olan hastaların demir tedavisi öncesi HbA1c düzeyleri daha yüksek olarak bulunmuştur 11 . Hansen ve ark çalışmasında HbA1c düzeyleri iyon değişim kromatografisi ile değerlendirilmiş, demir ve vitamin B12 eksikliği olan hastaların demir ve vitamin B12 tedavisi öncesi ve sonrası HbA1c düzeyleri arasında fark bulunmamıştır 10 . Sinha ve ark çalışmasında HbA1c düzeyleri ölçümü için katyon değişim kolon kromatografisi yöntemi kullanılmış, demir eksikliği anemisi olan hastaların demir tedavisi sonrası HbA1c düzeylerinde artış görülmüştür 5 . Rafat ve ark.nın demir eksikliği olan ve olmayan gebelerde HbA1c düzeylerini iyon değişim kromatografisi yöntemi ile çalışarak karşılaştırdığı çalışmasında grupların HbA1c düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır 6 . Shanthi ve ark.nın diabetik olmayan demir eksikliği olan ve olmayan grupları karşılaştırdığı çalışmasında HbA1c düzeyleri türbidimetirk immunoinhibisyon tekniği ile ölçülmüş, demir eksikliği olan grupta HbA1c düzeyleri yüksek olarak bulunmuştur 14 . Bizim çalışmamızda HbA1c düzeyleri boranat afinite HPLC tekniği ile ölçülmüştür ve demir eksikliği olan ve olmayan grup arasında HbA1c düzeyleri açısından fark bulunmamıştır. Yapılan çalışmalarda HPLC yöntemlerinin türbidimetrik yöntemlere göre demir eksikliğinden daha az etkilendiği gözlenmektedir. Çalışmamızda kullandığımız boronat afinite kromatografisi de bir HPLC yöntemidir. Boronat Afinite yönteminin demir eksikliğinden etkilenip etkilenmediğine dair literatürde yapılmış bir çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışma sonuçlarının farklı olması değerlendirmenin yapıldığı hasta grubunun özelliklerinin ve sayısının farklılığından kaynaklanabileceği gibi HbA1c ölçüm yöntemindeki farklılıktan da kaynaklanabilir. Klinisyenlerin HbA1c testi için kullanılan test tekniğinin, referans aralıklarının ve potansiyel interferansların (demir eksikliği anemisi, hemoglobinopatiler, hemolitik anemiler, üremi, kronik böbrek yetmezliği gibi) farkında olması sonuçların değerlendirilmesi aşamasında faydalı olacaktır. Demir eksikliği anemisi ve HbA1c düzeylerinin ilişkisinin mekanizmasını tam olarak açıklanamamıştır. DEA ve HbA1c düzeyi ilişkisi için daha büyük hasta gruplarında ve farklı HbA1c sistemlerini değerlendiren çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kaynaklar Jandric Balen M, Lukenda V, Jandric I, Raguz A, Zukanovic S, Miskic B. HbA1C - overall glycemia marker and hemolytic anemia indicator. Med Glas (Zenica) 2012;9(2):406-8.
  • Koga M, Saito H, Mukai M, Matsumoto S, Kasayama S. Influence of iron metabolism indices on glycated haemoglobin but not glycated albumin levels in premenopausal women. Acta Diabetol 2010;47:65-9.
  • Braunwald E, F.A., Kasper DL, Hauser SL, Longo DL, Jameson JL, ed. Harrison's Principles of Internal Medicine. 15th ed. Diabetes mellitus. Vol. 22.New York: McGraw Hill; 2001:2105-09.
  • Standards of medical care in diabetes--2012. Diabetes Care 2012;35:11-63.
  • Sinha N, Mishra TK, Singh T, Gupta N. Effect of iron deficiency anemia on hemoglobin A1c levels. Ann Lab Med 2012;32(1):17-22.
  • Rafat D, Rabbani TK, Ahmad J, Ansari MA. Influence of iron metabolism indices on HbA1c in non-diabetic pregnant women with and without iron-deficiency anemia: effect of iron supplementation. Diabetes Metab Syndr 2012;6(2): 102-5.
  • Brooks AP, Metcalfe J, Day JL, Edwards MS. Iron deficiency and glycosylated haemoglobin A. Lancet 1980;2(8186): 141.
  • Sluiter WJ, van Essen LH, Reitsma WD, Doorenbos H. Glycosylated haemoglobin and iron deficiency. Lancet 1980;2(8193): 531-2. van Heyningen C, Dalton RG. Glycosylated haemoglobin in iron-deficiency anaemia. Lancet 1985;1(8433):874.
  • Gram-Hansen P, Eriksen J, Mourits-Andersen T, Olesen L. Glycosylated haemoglobin (HbA1c) in iron- and vitamin B12 deficiency. J Intern Med 1990;227(2):133-6.
  • Coban E, Ozdogan M and Timuragaoglu A. Effect of iron deficiency anemia on the levels of hemoglobin A1c in nondiabetic patients. Acta Haematol 2004;112(3):126-8.
  • Kim C, Bullard KM, Herman WH, Beckles GL. Association between iron deficiency and A1C Levels among adults without diabetes in the National Health and Nutrition Examination Survey, 1999-2006. Diabetes Care 2010;33(4):780-5.
  • Ford ES, Cowie CC, Li C, Handelsman Y, Bloomgarden ZT. Iron-deficiency anemia, non-iron-deficiency anemia and HbA1c among adults in the US. J Diabetes 2011;3(1):67-73.
  • Shanthi B, Revathy C, Manjula Devi AJ, Subhashree. Effect of iron deficiency on glycation of haemoglobin in nondiabetics. J Clin Diagn Res 2013;7(1):15-7.
  • Hemoglobin, demir, doymamış demir bağlama kapasitesi ve ferritin düzeyleri hasta ve kontrol grubu için anlamlı olarak farklı bulundu (p<0,001). Hemoglobin ve HbA1c düzeyleri arasında anlamlı bir korelasyon bulunmadı. Yaş ve AKŞ düzeyleri ile HbA1c düzeyleri arasında anlamlı korelasyon bulundu (sırasıyla p:0.002, r :0.255; p: bağlama kapasitesi arasında ise korelasyona rastlanmadı (Tablo 3). Ferritin ve Hb değerleri median (min-max); diğer parametreler ise ortalama ± SD olarak ifade edilmiştir. Tartışma Diabet hastalarının tanı ve tedavi takibinde kullanılan HbA1c sadece glukoz düzeylerinden değil, varyant hemoglobin varlığı, hemolitik anemiler, nutrisyonel anemiler, üremi, gebelik ve akut kan kaybı gibi durumlardan etkilenmektedir(s).Demir eksikliği anemisi en sık rastlanan nutrisyonel anemilerdendir ve HbA1c düzeylerine etkisi olduğu düşünülmektedir. DEA ve HbA1c ilişkisini inceleyen ilk çalışmalardan birinde nondiabetik ve DEA olan hastalarda HbA1 düzeyleri yüksek olarak bulunmuş ve demir tedavisi sonrası HbA1 düzeylerinin anlamlı olarak azaldığı gösterilmiştir 7 . Bunun sebebinin demir eksikliğinin hemoglobinin kuvarterner yapısını değiştirmesi ve globin zincirinin glikozilasyonunu kolaylaştırması, ayrıca hemoglobin glikozilasyonunun geri dönüşümsüz bir süreç olması ve hücre yaşı arttıkça ertirositteki HbA1 konsantrasyonunun doğrusal olarak artması ile ilgili olabileceği öne sürülmüştür 7,8 .Later van Heyningen ve ark ile Hansen ve ark. nın çalışmalarına göre ise demir eksikliği anemisi ve HbA1c düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bu durum ise demir eksikliği anemisinde hemolitik komponentin etkisinin minimal düzeyde olup hem matür hem immatür eritrositleri etkilemesine ve bu nedenle de eritrosit yaşam süresi oranının normal olmasına bağlanmıştır 9,10 . Çoban ve ark.nın yapmış olduğu çalışmada demir eksikliği anemisi olan hastalara verilen demir tedavisini takiben başlangıçta yüksek olan HbA1c düzeylerinin anlamlı olarak azaldığı gösterilmiştir ve DEA’deki HbA1c düzeylerinin yüksekliğinin serum glukozunun sabit olduğu durumda hemoglobin konsantrasyonundaki azalmaya bağlı olarak glikolize fraksiyonda artışla açıklanabileceği belirtilmiştir 11 . Kim ve ark.nın 330 hastanın dahil olduğu çalışmasında ise HbA1c’nin %5,5-6,5 değerleri arasında demir eksikliği anemisi ile ilişkili olmadığı belirtilmiştir 12 . Bizim çalışmamızda da hasta ve kontrol grupları için ortalama HbA1c değerleri %5,61 ve %5,56 olarak bulunmuştur ve HbA1c ile hemoglobin, demir ve doymamış demir bağlama kapasitesi düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ford ve ark.nın 8296 hastanın verilerinin değerlendirildiği çalışmasında düşük veya yüksek Hb düzeyleri ve HbA1c’nin %5,7-6,5 arasında olduğu hastalarda prediabet tanısı konulmadan
  • önce eritrosit döngüsünde meydana gelebilecek değişikliklerin göz önünde bulundurulması gerektiği, ancak bu durumun prediabet veya diabet tanısında Giriş Kaynakçılık, metalleri yüksek ısı altında eriterek ya da yüksek basınç uygulayarak birbirine yapıştırmak için yaygın olarak kullanılan bir işlemdir. Sanayide çalışan nüfusun yaklaşık olarak %2’sinin uğraştığı en yaygın mesleklerden biridir. En çok elektrik ark kaynağı ve gaz altı kaynağı kullanılmaktadır. En sık kaynak yapılan malzemeler demir, hafif çelik ve paslanmaz çeliklerdir 1 . Çeliğin yapısında temel bileşen olarak demir bulunmakla birlikte, bunu krom, nikel ve manganez izler 2 . Kaynak işlemi sırasında kaynak yüzeyinde 2000-3000 derece ısı oluşmaktadır. Bu ısı, metal oksitlerinin, metal yüzey kirliliklerinin ve çeşitli gazların iş ortamına salınmasına neden olmaktadır. Sonuç olarak kaynak dumanı, mikst bir maruziyet kaynağıdır. Kaynakçılık işleminin çeşitli sağlık zararları olmakla birlikte, en
  • önemlisi kaynak dumanının solunum yoluyla alınması ve bunun sonucu olarak hava yollarında ve akciğer parankiminde oluşturduğu hastalıklardır 3 . Meslek hastalıkları her ne kadar tamamen önlenebilir hastalıklar olsalar da, korunma tedbirlerinin yetersizliği bunları hala görmemize neden olmaktadır. Bu çalışmada da kaynakçılardaki akciğer etkilenmeleri ve bunun meslek ve diğer risk faktörleri ile ilişkisi değerlendirilmeye çalışılmıştır. Materyal Metod Sağlık Bakanlığı Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi göğüs hastalıkları polikliniğine rutin periyodik muayene için Ocak 2012 ile Haziran 2012 arasında başvuran ardışık 44 kaynak işçisi bu çalışmaya alındı.
  • İşçilerden bilgilendirilmiş onam formu ve meslek anamnezi alındı. Dokuz soruluk bir anket uygulandı. Meslek anamnezi ve anketinde işçilerin yaşı, çalışma süresi, günlük çalışma süresi, kullandığı kaynak çeşidi, kişisel koruyucu kullanım durumu, iş ortamı havalandırma durumu, sigara kullanımı, kronik hastalık, akciğer hastalığı, ilaç kullanımı, semptomatoloji sorgulandı.Meslek anamnezi ve fizik muayene bulgularına göre 19 işçide akciğer grafisi, spirometre ve yüksek rezolüsyonlu akciğer bilgisayarlı tomografisi (YRBT) yapıldı. Spirometrik incelemeler ZAN 300 MGAUB Cihazı ile yapıldı. Akciğer grafileri İLO pnömokonyoz okuyucu sertifikalı bir radyolog ve bir göğüs hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirildi. YRBT incelemeleri radyolog tarafından görsel olarak değerlendirilerek yorumlandı. Rakamsal veriler MS Excel programına kaydedildi.Rakamsal parametrelerin ortalama ve standart sapmaları hesaplandı. Bulgular İşçilerin ortalama yaşı 39.36 ± 8.22 idi, 43 tanesi (%7) erkekti. Gaz altı, elektrot ve mikst tip kaynak kullanım oranları sırasıyla 27 (%61.4), 11 (%25) ve 6 (%6) idi. Çalışma ortamlarının 15 tanesinde (%34.1) havalandırma sistemi mevcuttu. Çalışanların 25 tanesi (%8) maske kullanıyordu. 34 işçi (%77.3) aktif sigara içicisiydi ve ortalama sigara içme öyküleri 15.65 ± 12.68 paket-yıl idi. Ortalama çalışma süreleri 17.38 ± 8.67 yıl idi. Spirometre uygulanan 19 işçinin 5 tanesinde FEV1/FVC değeri % 80'nin altında idi. 8 kaynakçının akciğer grafisinde pnömokonyoz ile uyumlu görünün mevcuttu (ILO p/q 0/- 3/+). Bu hastalara çekilen YRBT’de mikronodüler tutulum saptanarak pnömokonyoz lehine değerlendirildi. Pnömokonyoz saptanan 8 hastanın ortalama çalışma süresi 19.37 ± 7.23 yıl ve günlük ortalama çalışma süreleri 5.25 ± 2.60 saatti. Altı hasta gaz altı tipi kullanmaktaydı ve 7 hasta korunma önlemlerine uymuyordu. Hiçbirinin işyerinde havalandırma sistemi mevcut değildi.    Tartışma Kaynakçılık, birbirine benzeyen metalleri, bazen da plastikleri yüksek ısı altında eriterek ya da yüksek basınç uygulayarak birbirine yapıştırma işlemlerinin genel adıdır. Kaynakçılık, sanayide çalışan nüfusun yaklaşık olarak % 2’sinin uğraştığı en yaygın mesleklerden biridir. Kaynak işlemi sırasında çoğu zaman kaynak elektrodu ya da kaynak teli gibi dolgu malzemeleri kullanılabilir. Bazı kaynak türlerinde de gazlar kullanılmaktadır. Sanayide en çok elektrik ark kaynağı ve gaz altı kaynağı yapılmaktadır 1 . Bizim çalışmamızda da gaz altı, elektrot ve mikst tip kaynak kullanım oranları sırasıyla 27 (%4), 11 (%25) ve 6 (%13.6) idi. Kaynak yapılan malzemeler genellikle demir, hafif çelik ve paslanmaz çeliklerdir. Bunları aluminyum malzemeler ve diğerleri izler. Çeliğin yapısında temel bileşen olarak demir bulunmakla birlikte, ona dayanıklılığını ve çelik özelliklerini kazandıran metallerin en önemlileri krom, nikel ve manganezdir; ancak daha birçok metal de bulunmaktadır 3 . Kaynak işlemi sırasında kaynak yüzeyinde genellikle 2000 -3000 derece bir ısı oluşmaktadır. İşlem kalitesi için gerekli olan bu ısı, aynı zamanda metal dumanlarının ve metal yüzey kirlilikleri ile çeşitli gazların iş ortamına salınmasına da neden olmaktadır. Sonuç olarak kaynak dumanı, tahmin edilemeyecek kadar çok ve çeşitli zararlı maddeyi içeren bir karışıma dönüşmektedir 2 .
  • Yani kaynak dumanının yapısına katkı verenler sadece kaynatılan metaller değil; bunların yüzey kaplamaları, boyaları, kirlilikleri, kaynak teknikleri, elektrot metali, elektrot kılıfı, dolgu metali, kaynak gazları gibi daha birçok maddedir. Çalışılan atölye içerisinde yapılan diğer işler ve bunlardan kaynaklanan iş ortamı hava kirlilikleri, ortamın açık ya da kapalı oluşu, havalandırma durumu gibi faktörler de kaynak dumanının içeriğini ve etkilenmeyi belirleyen faktörlerdendir. Kaynakçılık işlemlerinin bazı türlerinde çeşitli gazlar kullanılmaktadır. Bunlar karbondioksit, argon, helyum, asetilen, propan, bütan ve oksijen gibi gazlardır. Ancak bunlardan daha önemlisi ve tehlikelisi, kaynak işleminin ortama kirlilik olarak saldığı gazlardır. Bunlar karbon dioksit, karbon monoksit, azot oksitleri, ozon, fosgen, fosfin gibi zehirli gazlardır. Bunların bazıları doğrudan kaynak işleminin sonucu olarak oluşurlarken, bazıları kaynak yapılan atölyede boya ve çözücüler gibi başka zararlıların varlığında oluşurlar. Bunun için, kaynak atölyesinde böyle ilave risk faktörlerinin bulunmamasına özen gösterilmelidir 3 . Kaynakçılık işlerinin yangın, patlama, yanıklar, gözde sulanma, kaşınma, kızarma, yanma, ellerde ve ciltte yanıklar, çapak sıçraması ve batması gibi zararları çok bilinir. Ancak bunlardan çok daha ciddi ve önemli sağlık sorunlarına, başlıca akciğerlerde olmak üzere çeşitli sistem rahatsızlıklarına da neden olabileceğinin çalışanlara öğretilmesi gerekir. Kaynak dumanları başlıca solunum yoluyla alınırlar. Zararlı etkilerini öncelikle solunum yollarında ve akciğerlerde gösterirler. Fakat bununla sınırlı kalmayarak, tüm vücutta çeşitli etkilere de neden olabilirler. Kaynak dumanına bağlı sağlık sorunlarının bazıları kısa sürede ya da orta vadeli sürelerde görülürler. Oysa daha sinsi ve daha uzun sürede ortaya çıkan ve kalıcı hasara neden olan daha birçok zararları vardır. Kaynak dumanı genel olarak akciğerlerin savunma mekanizmalarının kırarak ve kendini temizleme yeteneklerini azaltarak, enfeksiyon hastalıklarına eğilimi artırır, allerjik maddelere duyarlılığı artırır. Bunların sonucu olarak kaynakçılarda bronşit, zatürre gibi hastalıklar daha sık görülebilir, solunum fonksiyonları bozulabilir 3 . Sigara içen, iyi havalandırılmayan iş ortamlarında çalışan ve solunum maskesi gibi kişisel koruyucu malzemelerin kullanımına özen göstermeyen kaynakçılarda solunum fonksiyonları daha çok bozulur. Değerlendirmeye aldığımız işçilerin çalışma ortamlarının sadece 1/3 kadarında havalandırma sistemi mevcuttu. İki çalışandan biri solunum maskesi kullanmıyordu. İşçilerin 2/3’ten fazlası aktif sigara içicisiydi ve ortalama sigara içme öyküleri 15.65 ± 12.68 paket-yıl idi. Astımı olan kaynakçılarda alevlenmeler artabilir. Kaynak dumanının kendisi de astımın nedenlerindendir. Toplumda gördüğümüz her 100 astım vakasının yaklaşık olarak 15 kadarı, hastanın yapmakta olduğu işi ile ilişkilidir. Kaynak dumanı, meslekle ilişkili astımın beşinci en sık nedenidir. Aynı şekilde, müzmin KOAH’ın da en önemli nedenleri ve kolaylaştırıcıları arasında sayılmaktadır 1,4,5,6 . Değerlendirdiğimiz işçilerde astım saptamamakla birlikte, spirometre uygulanan 19 hastanın 5 tanesinde obstrüksiyon tespit edilmiştir. Küçük hava yolları parametrelerinde istatistiksel değerlendirmeye almadığımız bozulmalar, işçilerin sigara kullanmaları ve kişisel koruyucu solunum maskesi kullanmamaları ile açıklanabilir. Kaynak dumanı gözlerde, burunda, boğazda yanma, başağrısı, bulantı, kusma, göğüste sıkıntı, nefes darlığı, ateş gibi kısa süreli etkilere neden olabilir. Kazan ve boru imalatı gibi, iyi havalandırılmayan kapalı alanlarda yüksek yoğunluklu kaynak işlemleri, kısa sürelerde yüksek duman maruziyeti ile, nefes darlığı, morarma, ani solunum yetmezliği ve hatta ölüme kadar varabilen sonuçlara neden olabilirler. Örneğin kaynatılacak metallerin boyalı yüzeylerinin çözücülerle sökülmeye çalışılıp, bunların yeterince uzaklaşması beklenmeden kaynak işleminin yapılması, ya da kaynak atölyesinde çözücülerin kullanılması, ağzı açık kaplarda bulundurulması bile, eskiden savaş gazı olarak da kullanılmış olan fosgen dediğimiz gazın oluşumuna neden olabilir. Bu gaz da, yukarda tarif edilen ağır solunum yetmezliği tablolarına neden olabilir 7 . Kaynakçılarda görülen kısa süreli rahatsızlıklardan biri de metal dumanı ateşi diye bilinen gribe benzer durumdur. Bu hastalığın başlıca nedeni, çinko başta olmak üzere, bakır, kadmiyum, manganez, alüminyum gibi metallerin dumanıdır. Kaynak dumanına maruz kaldıktan sonraki saatler içinde ateş, titreme, baş ağrısı, kas ağrıları, kırgınlık, göğüste sıkıntı hissi, öksürük gibi yakınmalara neden olur. Genellikle 1-2 gün içinde kendiliğinden düzelir. Önemi; işyerinde yüksek düzeyde kaynak dumanına maruz kalındığını göstermesi ve gerekli önlemler alınmazsa daha ciddi ve kalıcı hasarlar gelişeceğinin habercisi olmasıdır 1,8,9 . Kaynakçı akciğeri; kaynak dumanı içerisindeki farklı etkenlerin karmaşık etkileri sonucu birlikte oluşturdukları, solunum yollarını her düzeyde etkileyen, hem hava yollarını, hem akciğer dokusunu birlikte tutan, karışık bir solunum maruziyeti hastalığıdır. Daha çok kaynak dumanının uzun süreli sonuçlarını tanımlar. Pnömokonyoz, madencilerde ve diğer birçok tozlu meslekte olduğu gibi, akciğerde tozların birikimi ve buna bağlı olarak gelişen hastalıkların genel adıdıdır. Diğer pnömokonyozların aksine, kaynakçı pnömokonyozunun, tozdan korunma tedbirlerine özen gösterilmesiyle tamamen ya da kısmen gerileme umudu vardır 1,8,10 . İşçilerin sekizinde ILO 2000 sınıflamasına göre değişen profüzyonlarda küçük opasiteler görüldü. Bu işçilerin ortalama çalışma süresi 19.37 ± 7.23 yıl ve günlük ortalama çalışma süreleri 5.25 ± 2.60 saat idi. Altı hasta gaz altı tipi kullanmaktaydı ve 7 hasta korunma önlemlerine uymuyordu. Hiçbirinin işyerinde havalandırma sistemi mevcut değildi.   İleri profüzyonda bile (3/+) küçük opasitelerin görülmüş olması, korunmasız koşullarda yapılan kaynakçılık işlemlerinin, pnömokonyoz yaptığı bilinen diğer mesleklerdeki kadar etkilenme olabileceğinin göstergesidir.
  • Kaynakçılarda akciğer kanseri sıklığının da yüksek olduğuna dair bulgular vardır. En önemli risk faktörü olarak da paslanmaz çelik içerisindeki krom suçlanmaktadır. Ancak sigara içimi daha büyük bir zararlıdır ve ikisinin etkisini ayırt etme imkanı yoktur 3 . Kaynak dumanı içerisindeki taneciklerin en küçüklerini metallerin yanma ürünleri oluştururlar. Bunlar akciğerin en derinlerine kadar ulaşmakla kalmaz, adeta gaz gibi davranarak kana da karışır ve vücudun diğer organlarına da dağılırlar. Böylece akciğer dışında da zararlı etkilere neden olabilirler. Kalp damar sistemini etkileyerek damar sertliği, yüksek tansiyon, kalp krizi gibi hastalıklara zemin hazırlarlar 1 . Kapalı ortamda yapılan kaynak işlemlerinin riski daha yüksektir. Kaynak dumanı, çalışanın solunum mesafesine erişmeden önce, lokal egzoz havalandırma yöntemleriyle başarıyla uzaklaştırılmalıdır. Ayrıca, ortamın taze havayla beslenme hızı da artırılmalıdır. Kullanılan malzemelerin malzeme güvenlik veri formları incelenmeli önerilen tavsiyelere mutlaka uyulmalıdır. Kaynatılacak metallerin yüzey temizliği gerekli ise, su bazlı temizleyiciler tercih edilmelidir. Çözücüler kullanılmak zorunda ise, mümkünse işlem açık ortamda yapılmalı ve yeterince havalandırıldıktan sonra kaynak işlemine geçilmelidir. Henüz temizlenmiş, ıslak yüzeylerde kaynak yapılmamalıdır. Kolay yanmayan kumaştan yapılmış iş elbiseleri, deri önlük, uzun manşetli eldiven, pelerinli baret, kaynakçı gözlüğü ve siperi, lokal havalandırmanın yetersiz olduğu koşullarda uygun solunum maskesi kullanılmalıdır. Ortamdaki oksijen yoğunluğu % 18’den az olmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, meslek hastalıkları kader değildir. Tam tersine; nedenleri bilindiğine göre, tamamen önlenebilir hastalıklardır. Diğer yandan, meslek hastalıklarından korunmak, onları tedavi ve tazmin etmekten hem daha ucuzdur, hem daha insancıldır. Eğitim ve bilinç düzeyinin artırılması korunmanın ilk basamağıdır. Bilinen bir hastalık, bilinen tedavi yöntemlerine rağmen düzelmemekte inat ediyorsa, hem hasta, hem de hekimi tarafından meslekle ilişkili HbA1c düzeyi ilişkisi için daha büyük hasta gruplarında ve farklı HbA1c sistemlerini değerlendiren çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kaynaklar Jandric Balen M, Lukenda V, Jandric I, Raguz A, Zukanovic S, Miskic B. HbA1C - overall glycemia marker and hemolytic anemia indicator. Med Glas (Zenica) 2012;9(2):406-8.
  • Koga M, Saito H, Mukai M, Matsumoto S, Kasayama S. Influence of iron metabolism indices on glycated haemoglobin but not glycated albumin levels in premenopausal women. Acta Diabetol 2010;47:65-9.
  • Braunwald E, F.A., Kasper DL, Hauser SL, Longo DL, Jameson JL, ed. Harrison's Principles of Internal Medicine. 15th ed. Diabetes mellitus. Vol. 22.New York: McGraw Hill; 2001:2105-09.
  • Standards of medical care in diabetes--2012. Diabetes Care 2012;35:11-63.
  • Sinha N, Mishra TK, Singh T, Gupta N. Effect of iron deficiency anemia on hemoglobin A1c levels. Ann Lab Med 2012;32(1):17-22.
  • Rafat D, Rabbani TK, Ahmad J, Ansari MA. Influence of iron metabolism indices on HbA1c in non-diabetic pregnant women with and without iron-deficiency anemia: effect of iron supplementation. Diabetes Metab Syndr 2012;6(2): 102-5.
  • Brooks AP, Metcalfe J, Day JL, Edwards MS. Iron deficiency and glycosylated haemoglobin A. Lancet 1980;2(8186): 141.
  • Sluiter WJ, van Essen LH, Reitsma WD, Doorenbos H. Glycosylated haemoglobin and iron deficiency. Lancet 1980;2(8193): 531-2. van Heyningen C, Dalton RG. Glycosylated haemoglobin in iron-deficiency anaemia. Lancet 1985;1(8433):874.
  • Gram-Hansen P, Eriksen J, Mourits-Andersen T, Olesen L. Glycosylated haemoglobin (HbA1c) in iron- and vitamin B12 deficiency. J Intern Med 1990;227(2):133-6.
  • Coban E, Ozdogan M and Timuragaoglu A. Effect of iron deficiency anemia on the levels of hemoglobin A1c in nondiabetic patients. Acta Haematol 2004;112(3):126-8.
  • Kim C, Bullard KM, Herman WH, Beckles GL. Association between iron deficiency and A1C Levels among adults without diabetes in the National Health and Nutrition Examination Survey, 1999-2006. Diabetes Care 2010;33(4):780-5.
  • Ford ES, Cowie CC, Li C, Handelsman Y, Bloomgarden ZT. Iron-deficiency anemia, non-iron-deficiency anemia and HbA1c among adults in the US. J Diabetes 2011;3(1):67-73.
  • Shanthi B, Revathy C, Manjula Devi AJ, Subhashree. Effect of iron deficiency on glycation of haemoglobin in nondiabetics. J Clin Diagn Res 2013;7(1):15-7. HbA1c Yaş AKŞ Hb Fe UIBC
  • Şimşek C. Kaynakçı Akciğeri.T. Klin. Tıp Bilimleri 1992; 12: 212-218
  • Şimşek C, Kalaycıoğlu O, Beder S ve ark. Kaynakçı Siderozisi ve Pulmoner Alveoler Proteinozis. T. KIin.Tıp Bilimleri. 1992; 12: 250-253
  • Chadha P, Singh Z. Health concerns in welding industry. International Journal of Enhanced Research in Science Technology & Engineering. 2013; 2(1): 2319-7463
  • Tunç ÖK, Aygün R, Köktürk N, Ekim N, Tunç İ. Şeker Fabrikası Kaynakçılarında Solunum Sistemine Ait Klinik Bulgular ve Akciğer Fonksiyon Testleri. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2003; 51(3): 271-276
  • Temel O, Şakar AC, Yaman N ve ark. Occupational asthma in welders and painters. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2010; 58(1): 64-70
  • Sung JH, Choi BG, Maeng SH et al. Recovery from Welding-Fume-Exposure-Induced Lung Fibrosis and Pulmonary Function Changes in Sprague Dawley Rats. Toxicological Sciences 2004; 82: 608–613
  • Şimşek C. Toksik inhalasyonlara bağlı akciğer hastalıkları. Klinik gelişim, Meslek hastalıkları özel sayısı 2011 ; 23(4): 71-78
  • Kelleher P, Pacheco ,and Newman LS. Inorganic Dust Pneumonias: The Metal-Related Parenchymal Disorders. Environ Health Perspect 2000; 108(suppl 4): 685-696
  • Kusaka Y, Sato K, Suganuma N and Hosoda Y. Metal-Induced Lung Disease: Lessons from Japan’s Experience. J Occup Health 2001; 43: 1–23
  • Funahashi A, Schlueter Dp, Pintar K, et al. Welders' pneumoconiosis: tissue elemental microanalysis by energy dispersive x ray analysis. British Journal of Industrial Medicine 1988;45:14-18 Oğuz ve arkadaşları
Toplam 61 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil İngilizce
Bölüm Araştırmalar
Yazarlar

Esra Oğuz Bu kişi benim

Müjgan Ercan Bu kişi benim

Fatma Yılmaz Bu kişi benim

Yayımlanma Tarihi 25 Mart 2014
Yayımlandığı Sayı Yıl 2014 Cilt: 14 Sayı: 1

Kaynak Göster

APA Oğuz, E., Ercan, M., & Yılmaz, F. (2014). Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals. Ankara Medical Journal, 14(1), 15-18. https://doi.org/10.17098/amj.19701
AMA Oğuz E, Ercan M, Yılmaz F. Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals. Ankara Med J. Mart 2014;14(1):15-18. doi:10.17098/amj.19701
Chicago Oğuz, Esra, Müjgan Ercan, ve Fatma Yılmaz. “Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals”. Ankara Medical Journal 14, sy. 1 (Mart 2014): 15-18. https://doi.org/10.17098/amj.19701.
EndNote Oğuz E, Ercan M, Yılmaz F (01 Mart 2014) Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals. Ankara Medical Journal 14 1 15–18.
IEEE E. Oğuz, M. Ercan, ve F. Yılmaz, “Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals”, Ankara Med J, c. 14, sy. 1, ss. 15–18, 2014, doi: 10.17098/amj.19701.
ISNAD Oğuz, Esra vd. “Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals”. Ankara Medical Journal 14/1 (Mart 2014), 15-18. https://doi.org/10.17098/amj.19701.
JAMA Oğuz E, Ercan M, Yılmaz F. Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals. Ankara Med J. 2014;14:15–18.
MLA Oğuz, Esra vd. “Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals”. Ankara Medical Journal, c. 14, sy. 1, 2014, ss. 15-18, doi:10.17098/amj.19701.
Vancouver Oğuz E, Ercan M, Yılmaz F. Effect of Iron Deficiency Anemia on Hemoglobin A1c Levels in Normoglisemic Individuals. Ankara Med J. 2014;14(1):15-8.