Amaç: Osteoporoz önlenebilir veya
geciktirilebilir bir hastalık olması nedeniyle osteoporoz risk faktörlerinin
belirlenmesi azaltılması veya ortadan kaldırılması önemlidir. Bu nedenle, bu
çalışma kadınların osteoporoz risk faktörlerinin belirlenmesi amacıyla
yapılmıştır.
Materyal ve Metot: Tanımlayıcı kesitsel araştırma ilkelerine göre planlanan
çalışmaya Mayıs-Temmuz 2017 tarihleri arasında Ankara ilinde yaşayıp, Ankara
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde öğrenim görmekte olan öğrenci
yakınlarından 25-64 yaş arasındaki gönüllü 282 kadın birey katılmıştır. Araştırma
verilerinin toplanmasında kadınlara ilişkin demografik bilgiler, beslenme
durumları ve osteoporoz risk faktörlerini içeren anket formu
kullanılmıştır.
Bulgular: Kadınların yaş
ortalamaları 40,02±11,89 yıl olup, %31,21’i 25-30 yaş; %46,10’u 31-50 yaş ve
%22,69’u 51-65 yaş aralığındadır. Katılımcıların %33,69’unda tanısı konulmuş
bir kronik hastalık bulunmakta olup %27,95’i sürekli ilaç kullanmaktadır.
Kadınların %47,16’sının ailesinde osteoporoz öyküsü bulunmakta ve %34,40’ı
düzenli olarak güneşe çıkmadığı belirlenmiştir. Kadınların %42,91’inin normal
vücut ağırlığında olduğu belirlenmiş olup yalnızca %29,08’inin bel çevresi
değerleri normal sınırlardadır. Düzenli fiziksel aktivite yapma sıklığı %31,21
olarak belirlenmiştir. 51-65 yaş aralığında olan kadınların, 19-30 yaşları
arasındaki kadınlara göre günlük diyetleriyle daha düşük miktarda enerji ve
protein aldıkları saptanmıştır (sırasıyla p=0,026; p=0,004). Çalışmada 31-50
yaş aralığında olan kadınların 19-30 yaşları arasındaki kadınlara göre daha
yüksek miktarda C vitamini aldığı tespit edilmiştir (p=0,016). Yaş gruplarına
göre süt, peynir, kuru baklagil ve kahve tüketme sıklığı arasındaki
farklılıklar istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur (sırasıyla p=0,040;
p=0,000; p=0,003; p=0,047).
Sonuç: Osteoporoz sıklığını azaltmak
için temel yaklaşım osteoporoz risk faktörlerini ortadan kaldırmak olmalıdır.
Bu çalışmada beden kütle indeksi (BKİ) ve bel çevresinin fazla olması, düzenli
fiziksel aktivite yapılmaması, özellikle belirli yaş gruplarında yetersiz besin
ögesi alınması ve çay, kahve tüketiminin fazla olması gibi bazı önlenebilir
risk faktörlerinin görülme sıklığı oldukça yüksek bulunmuştur. Bu risk
faktörlerini ortadan kaldırmaya ve azaltmaya yönelik toplumun
bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Objectives: As osteoporosis is a preventable and delayable illness,
it is important to determine, reduce or eliminate the risk factors of
osteoporosis. For this reason, this study was conducted to determine the risk
factors for osteoporosis in women.
Materials and Methods: 282 volunteer
individuals that are relatives to the students who attend Ankara University
Health Sciences Faculty and between 25-64 ages had participated in the study
planned according to descriptive cross-sectional research principles. A
questionnaire including demographic information, nutritional status and
osteoporosis risk factors for women was used in the collection of research
data.
Results: The average age of women is
40,02±11,89 years, 31,21% is between 25-30 years; 46,10% is between the ages of
31-50 and 22,69% is between the ages of 51-65.33, of the participants, 69% had
a diagnosed chronic disease and 27,95% of them used drugs continuously. 47,16%
of women had a family history of osteoporosis and 34,40% were not regularly
exposed to the sun. 42,91% of the women were found to have normal body weight
and only 29,08% had normal waist circumference values. The frequency of regular
physical activity was determined as 31,21%. Women 51-65 years of age were found
to be receiving lower amounts of energy and protein on a daily basis than women
between the ages of 19-30 (p=0,026, p=0,004, respectively). The study found
that women aged 31-50 years received higher amounts of vitamin C than women
aged 19-30 years (p= 0,016). The differences between milk, cheese, dry legumes
and coffee consumption were statistically significant according to age groups
(p=0,040, p=0,000, p=0,003, p=0,047).
Conclusion: The basic approach to
reduce the frequency of osteoporosis should be removing the risk factors of osteoporosis.
In this study, the prevalence of some preventable risk factors such as body
mass index (BMI) and waist circumference, lack of regular physical activity,
inadequate nutrition in particular age groups, and excessive consumption of tea
and coffee were found to be high. Community awareness needs to be raised to
remove and reduce these risk factors.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırmalar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 18 Sayı: 3 |