Amaç: Çalışmamızda non-alkolik yağlı karaciğer (NAYK) hastalığında ilgili biyokimyasal belirteçleri ve bunlar arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Herhangi bir yakınması olmayıp hastanemize kontrol amacıyla başvurmuş olan bireylerin dosyaları retrospektif olarak incelendi. Ultrasonografide (USG) karaciğerde değişik derecelerdeNAYK tespit edilen 148 (94 kadın, 54 erkek) birey vaka grubu olarak, USG’de NAYK tespit edilmeyen 149 (76 kadın, 73 erkek) birey ise sağlıklı kontrol grubu olarak çalışmaya dahil edildi. Toplamda 297 hastanın açlık kan glukozu, insülin, HOMA-IR, ürik asit, C-reaktif protein (CRP), trigliserit, LDL, HDL, TSH, D vitamini, AST, ALT, GGT, ALP değerleri ve USG ile belirlenmiş olan NAYK dereceleri incelendi.
Bulgular: Cinsiyet karşılaştırılmasında erkeklerde, NAYK prevalansı vaka grubunda sağlıklı gruptakine göre anlamlı biçimde daha yüksek bulundu (p=0,029). Benzer şekilde serum açlık kan glukozu, insülin, HOMA-IR, ürik asit, trigliserit, HDL, ALT, AST, GGT, CRP değerleri de vaka grubunda anlamlı biçimde daha yüksekti. HDL, D vitamini düşüklüklerinin NAYK derecesine etkisi saptanmadı. Vaka grubunda NAYK derecesine göre yapılan analizler açlık kan şekeri (AKŞ), HOMA-IR, ALT, AST ve GGT ortalamaları açısından NAYK dereceleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğunu gösterdi. NAYK derecesi 2 ve 3 olan gruplar birleştirilerek analizler tekrarlandığında NAYK derecesi 1 ve 2 olan iki yeni grup arasında AKŞ, insülin, HOMA-IR, ALT, GGT ortalamaları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulundu. Bu kez AST’deki farklılık azalırken, insülin değeri ortalaması açısından da istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu gözlendi.
Tartışma ve Sonuç: Çalışmamız görünürde sağlıklı olan bireylerde de NAYK’nin araştırılması gerektiğini, erken tanı ve uygun yönetim ile siroz ve hepatoselüler karsinom gibi komplikasyonların önüne geçilebileceğini düşündürmektedir.
Aim: In this study, we aimed to investigate the related biochemical markers and their correlations in non-alcoholic fatty liver (NAFL) disease.
Materials and Methods: Patient files of individuals who came to our hospital for routine controls without any complaints were reviewed retrospectively. One hundred and forty-eight individuals (94 females; 54 males) whose ultrasonographic examination revealed varying degrees of NAFL disease constituted the patients group and 149 individuals (76 females; 73 males) whose results were clear the healthy controls group. We reviewed the ultrasonographically determined NAFL disease grades and fasting blood glucose, insulin, HOMA-IR, uric acid, C-reactive protein (CRP), triglyceride, LDL, HDL, TSH, vitamin D, AST, ALT, GGT and ALP values of a total of 297 patients.
Results: With respect to sex, NAFL prevalence was significantly higher in the patients group than in the healthy controls for males (p=0.029). Similarly, fasting blood glucose, insulin, HOMA-IR, uric acid, triglyceride, HDL, ALT, AST, GGT and CRP levels were also significantly higher in the patients group. No effect of low HDL and vitamin D levels on NAFL disease grade was observed. Analyses based on NAFL disease grade showed statistically significant difference between the subgroups of disease grade of the patients group in terms of fasting blood glucose, HOMA-IR, ALT, AST and GGT mean values. When the analyses were repeated after the grade 2 and 3 subgroups were combined, there was statistically significant difference between the new grade 1 and 2 subgroups in terms of fasting blood glucose, insulin, HOMA-IR, ALT and GGT mean values. This time there was statistically significant difference in terms of mean insulin levels also, while the difference between the AST levels decreased.
Discussion and Conclusion: Our study suggests that apparently healthy individuals also be examined for presence of NAFL disease because timely diagnosis and appropriate management could significantly help prevent complications such as cirrhosis and hepatocellular carcinoma.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | ORJİNAL MAKALE |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Nisan 2018 |
Kabul Tarihi | 21 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 23 Sayı: 2 |
This Journal licensed under a CC BY-NC (Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0) International License.