VII. yüzyıl ikinci yarısından sonra Hulefâ-yı Râşidîn döneminde başlayan Arap-İslâm fetihleri Emevî döneminde daha belirgin bir hal almıştı. Müslüman-Arapların Hindistan bölgesine yaptıkları akın ve fetihlerin başarılı olmasında mevcut durumun oynadığı rol azımsanmayacak derecede önemliydi. Hz. Ömer ile başlayan fetihler Emevî döneminde daha geniş alana yayılmış pek çok bölge İslâmiyet ile tanışmıştı. Bu dönemde Hindistan’ın kuzey bölgelerine devamlı fetih hareketlerinde bulunan Arap-İslâm orduları Kuzey Hindistan’ın neredeyse bütün bölgelerini fethettiler.
Müslüman-Araplar, fetihlerinin kalıcı bir mahiyet kazanması için İslâm dinini fethettikleri bölgelere yayıp yaşatmayı hedeflemişlerdi. Kalıcı Hâkimiyet kurma maksadıyla fethettikleri bölgelere şehirler inşa edip, camiler yaptırıldık-tan sonra bu şehirlere Müslüman nüfus iskân ettirildi.
Başarılı bir şekilde fetih hareketlerini devam ettiren Emevîler aynı ba-şarıyı uyguladıkları kabile ve ırk asabiyeti politikasının idari ve askeri alanlar-daki olumsuz sonuçları nedeniyle başaramadılar. Fethettikleri bölgelerde sık sık isyanların çıkması, fetihlerin akabinde İslâmiyeti kabul edenlerin tekrar dinden çıkması otoritelerini bu bölgelerde kalıcı olarak sağlayamadıklarının adeta delili niteliğindedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Coğrafyası Arkeolojisi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 2 Sayı: 5 |
Anadolu Mecmuası Creative Commons Atıf-Gayri Ticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.