Günümüzde devletlerin güvenlikleri açısından siber uzaya bağımlı hale geldiği düşünüldüğünde bu bağımlılığın ciddi bir risk ortamını da beraberinde getirdiği görülmektedir. Buradaki risk, simetrik ve tek boyutlu değil, asimetrik ve çok boyutludur. Dolayısıyla gerek düşman tanımlarında gerekse de dünyadaki tehdit algılamalarında önemli değişimler yaşanmıştır. Bu değişimlerle birlikte teröristler saldırmak için bombalara, uçaklara, silahlı ordulara ihtiyaç duymamaktadır. Teröristlerin siber taarruzlar neticesinde klasik bir terör saldırısı gibi toplumda korku ve dehşet ortamı oluşturacakları öngörülmektedir. Siber teröristlerin bilişim sistemlerini kullanarak birçok ülkenin enerji sistemlerinin kullanımını engelleyebilecekleri, baraj kapaklarını açabilecekleri, hava trafik kontrol sistemlerini ele geçirerek uçak kazalarına neden olabilecekleri ya da gıda fabrikalarının karışım oranlarını ele geçirerek karışım oranlarını değiştirebilecekleri ve böylece kitlesel ölümlere yol açabilecekleri iddia edilmektedir. Dolayısıyla istihbarat da ülke güvenliğinden, ekonomi, uzay, siber-uzay ve diplomasinin örtülü faaliyetlerle desteklenmesine kadar geniş bir alanda değişmektedir. Çalışma, yaşanan teknolojik gelişmelerin istihbarat anlayışını nasıl değiştirdiğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda çalışma yöntemi olarak literatür taraması yapılmış ve incelenen örnek olaylarla siber terörizmin istihbarat anlayışına yeni bir boyut kazandırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu bakımdan siber uzayın getirdiği imkanlar ve dünyadaki tehdit unsurlarının değişiminin, istihbarat faaliyetlerine de etki ettiği savunulmuş ve istihbaratın tüm imkanlarının da bu gelişmelerle birlikte evrim geçirdiği sonucuna varılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 1 |
ANADOLU STRATEJİ DERGİSİ / JOURNAL OF ANATOLIAN STRATEGY e-ISSN: 2687-5721