Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerji rezervleri tüm dünyanın dikkatini bu bölge üzerine çekmektedir. Söz konusu coğrafyada gerek ulusal ve uluslararası aktörler gerekse büyük enerji şirketleri faaliyetlerini sürdürmektedir. İlk olarak 2000’li yılların başlarında bölgede arama ve sondaj çalışmalarının başlatılması için ülkeler arasında ikili anlaşmalar gerçekleşmiştir. Sonrasında söz konusu anlaşmalar çerçevesinde bazı uluslararası enerji şirketleri bölgeye davet edilerek burada faaliyet yapmaları adına ruhsatlandırılmıştır. Bu sürecin ardından birtakım keşiflerin gerçekleşmesiyle birlikte bölgede zaten mevcut olan rekabet ortamının artmaya devam ettiği görülmektedir. Gelinen nokta itibariyle Doğu Akdeniz’deki ana motivasyon unsurlarının yeni kaynak alanları keşfetmenin yanında bu kaynakların en ekonomik ve güvenli şekilde transfer edilmesi olduğu söylenebilir.
Doğu Akdeniz’de bulunan enerji kaynaklarının büyüklüğü bölgedeki stratejik ve ekonomik rekabeti tetiklemektedir. Dolayısıyla bölgede keşfedilen petrol ve doğal gaz miktarları ile buradaki kaynakların dış pazarlara nasıl ulaştırılacağı konusu bu güç mücadelesinin odak noktalarını oluşturmaktadır. Bölgede fosil yakıtlar bakımından önemli bir kaynak potansiyeli bulunurken söz konusu kaynakların enerji piyasalarına taşınmasında üç senaryo öne çıkmaktadır. Bunlardan ilki East-Med projesi, ikincisi Türkiye rotası ve sonuncusu da LNG seçeneğidir.
Bu çalışmada Doğu Akdeniz’de bulunan enerji kaynaklarının büyüklüğü ve bu kaynakların enerji piyasalarına iletilebilmesi için öngörülen transfer seçenekleri üzerinde durulmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin bu bölgedeki stratejik coğrafi konumu sayesinde Doğu Akdeniz’de keşfedilen kaynakların transferi noktasındaki avantajları ele alınmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 2 |
ANADOLU STRATEJİ DERGİSİ / JOURNAL OF ANATOLIAN STRATEGY e-ISSN: 2687-5721