Adige, Abhaz, Çeçen, İnguş, gibi Kuzey Kafkasya’da yaşayan halkların genel adı olarak kabul edilen “Çerkesler” ile Çarlık Rusya’sı arasındaki toprak mücadelesi, 1552 yılında Kazan Hanlığı ve 1556 yılında Astrahan Hanlığı’nın Ruslar tarafından ele geçirilmesine dayandırılabilir. Ruslar ve Çerkesler arasındaki mücadele 1550’li yıllardan başlayarak 1864 Kafkas-Rus savaşı bitimine kadar süren 300 yıllık bir mücadele olduğunu belirtebiliriz. 300 yıllık bu süre zarfında iki tarafın da verdiği mücadele ve izlediği politika bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Bu makalenin yazılmasındaki amaç Çerkeslerin 1550 ile 1864 yılları arasında Ruslara karşı verdiği özgürlük ve toprak mücadelesi çerçevesinde karşılaştıkları siyasi ve askeri baskıları ve bu baskılar sonucunda topraklarından zorla çıkarılmaları sonucu Osmanlı topraklarına gelişlerinin ve geliş yolunda yaşadıkları kötü şartları ve iskân ediliş sonrasında kültürlerine sahip çıkmak amacıyla asimilasyona karşı aldıkları önlemleri, zorunlu göç, sürgün ve soykırım kavramları çerçevesinde betimsel yöntemler ile inceleyip bulunan bulgular sonucunda zorunlu göç mü, soykırım mı ya da sürgün mü olduğu hakkında değerlendirme yapılacaktır.
The territorial struggle between the "Circassians", which is accepted as the general name of the peoples living in the North Caucasus such as Adyge, Abkhaz, Chechen, Ingush, and Tsarist Russia, can be based on the capture of the Kazan Khanate in 1552 and the Astrakhan Khanate in 1556 by the Russians. We can state that the struggle between the Russians and the Circassians is a 300-year struggle from the 1550s to the end of the 1864 Caucasian-Russian war. The purpose of writing this article is the political and military pressures that Circassians faced within the framework of the freedom and land struggle against the Russians between 1550 and 1864, and the bad conditions they experienced on the way to and on the way to the Ottoman lands as a result of these pressures, and against assimilation to protect their culture after resettlement. It will examine the measures they have taken with descriptive methods within the framework of the concepts of forced migration, exile, and genocide, and as a result of the findings, an evaluation will be made about whether it is forced migration, genocide, or exile.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 2 |
ANADOLU STRATEJİ DERGİSİ / JOURNAL OF ANATOLIAN STRATEGY e-ISSN: 2687-5721