Dede Cöngî Efendi vali ile kâdının yetkileri arasındaki farkları sıralarken, bir tedbiren hapis cezasından söz eder ve bunun adalet arayışı sürecinde suçu önleyici uygulamalardan biri olduğunu vurgular. Buna göre henüz suç işlememiş veya bir suçu işlemeyi alışkanlık edinmiş bir kimse, yeni bir suçu işleyip yeni mağdurlar yaratmadan evvel devlet gözetimine alınır, kişisel masrafları devlet tarafından karşılanır ve gözetim altında tutulduğu süre içerisinde ahlâken düzelmesi beklenir. Fakat suç fiili henüz işlenmemiştir ve işlenmemiş bir suç için öngörülecek bu hükmün ortaya çıkaracağı insan hakları problemleri bir yana, toplu taşım aracındayken kaçırılan, saldırıya uğrayan, öldürülen ve öldükten sonra yakılarak ortadan kaldırılmaya çalışılan Özgecan Aslan ve benzeri şiddet vak‘aları ortaya çıktıkça, toplum güvenliği açısından bu türden tedbir mekanizmalarına ne denli ihtiyaç olduğu görülmektedir. İnsan hakları açısından bakıldığında, şüpheli şahısların yargı ve ceza sürecinde sahip olduğu haklar kadar, mağdurların da yaşama, güvende olma, serbestçe seyahat etme ve toplumunsa genel anlamda huzurlu yaşam hakları vardır. Özellikle psikolojik problemleri ve madde bağımlılığı olan kimselerin çeşitli kanallardan takip edilmesi ve isimleri, onurları ve diğer kişilik hakları zedelenmeden gözetim altında tutulmaları, toplum huzuru açısından önem arz etmektedir. Dolayısıyla Dede Cöngî Efendi’nin bu tedbir önerisi tartışmalı olduğu kadar düşündürücüdür.
Dede Cöngî Efendi Tedbiren Hapis İnsan Hakları Şiddet Suç-Ceza Denkliği
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 11 |