Bu çalışma ile Nietzsche’nin adalet kavrayışı, onun eşitlik kavrayışı ve sözleşmeden türetilen bir birliktelikle ilgili düşünceleri çerçevesinde ele alınmıştır. Nietzsche adaletin kökenini mübadeleye, insanların bir sözleşmeyle bir araya gelme fikrini ise bir eşitlik varsayımına dayandırmaktadır. Ona göre bu eşitlik uydurulmuş bir eşitliktir. Doğanın kendisinde teşhis edemediğimiz bir adaletin ise insanlar arasında tesis edilebileceğine inanmak güçtür. İnsanlar kendi korunma ve güvenlik güdüleri dolayısıyla bencilce bir araya gelir. Kendi geçici çıkarları çerçevesinde konfor alanına çekilen insanlar, başlangıçtaki çıkar birliğini unutarak sözlerine riayet etmeyi bir erdem olarak kabullenirler. Nietzsche doğada olduğu gibi insanda da bir eşitsizlik olduğunu dile getirir. O, insanın doğası gereği gücü isteyeceğini belirterek, gücü arzulayan bir varlık olarak insanın bu gücü elde etmesi neticesinde başlangıçta kendi çıkarına olduğunu düşündüğü anlaşmayı ihlal edeceğini belirtir. Sosyal sözleşme kuramlarına dair eleştirilerinde Nietzsche bunları açıkça dile getirmektedir. Bu çalışma Nietzsche’nin adalet kavrayışını eşitlikle ve bu eşitliği tesis ettiği varsayılan sosyal sözleşme ile ilişkisinde değerlendirmek amacını taşımaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 18 |