Bir edebiyat eseri biçim ve içerik olarak zamanın ruhuyla doğrudan etkileşim halindedir. Ölü doğmamak için o ruha adapte olmak mecburiyeti hisseder ve bir sanat sahası olarak da o ruhun teşekkülüne katkı verir. Edebiyat eleştirisi, idrak edilen zamanda ve idrakin dışında kalan zamanlarda edebî eserlerin değerini tespit ve tayin etmek çabasıdır. Eleştiri Türk edebiyatına roman, piyes ve hikâye türleri gibi Tanzimat’la birlikte Batı edebiyatlarından gelmiştir. Klasik Türk edebiyatında metodik ve şuurlu bir eleştiri geleneğinin var olduğunu söylemek mümkün değildir. Tanzimat ve meşrutiyet senelerinde edebî eleştirinin en canlı surette üretildiği mecralarsa gazete ve dergi gibi süreli yayınlardır. Türk düşüncesinin Şark’a mahsus durağanlıktan kurtulmasında ve Batılı ölçülerde dinamizm kazanıp tekâmül etmesinde tarihsel açıdan büyük payı olan gazeteler ve dergiler, edebiyat üzerine eleştirel düşünmelerin başladığı ve kökleştiği muhitler olarak yeni Türk edebiyatı tarihinde de çok müstesna bir yere sahiptir. Batı tesirinde gelişen Türk edebiyatı eleştiriden; eleştiri de süreli yayınlardan ayrı mütalaa edilemez. Bu makale 1938-1950 yılları arasında yayımlanmış edebiyat dergilerinde edebiyat eleştirisi üzerine yazılmış yazıları tetkik etmekte ve müstakil bir tür olarak eleştiriye dair devrin edebiyat eşrafının ortaya koyduğu fikirleri tespit etmeye çalışmaktadır. Makalenin sonuç kısmı söz konusu dergilerde eleştiri üzerine yapılan okumalarla ulaşılan sübjektif görüşleri ihtiva etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 18 |