Makale’de Zeugma’da (Fırat Seleukeia’sı) 2008 ile 2014 yılları arasında kent sınırları içinde ve dışında gerçekleştirilen arkeolojik yüzey araştırmaları ve jeofizik ölçümlerinin verileri değerlendirilmiş ve bu verilere dayanarak kent surları ve Zeugma’daki Roma Lejyon yerleşkesinin yeri ve niteliği konusunda yeni değerlendirmeler ve öneriler ortaya konmuştur. Arkeolojik ve jeofizik verilerden yola çıkarak Zeugma’da At Meydanı olarak adlandırılan alan ve batıda Bahçedere, doğuda Belkıs Tepe, güneyde ise Belkıs Tepe’den batıya doğru inen sırt yükseltisinin sınırladığı nispeten düz arazinin Roma İmparatorluk Dönemi’nde surlarla çevrilmiş bir yerleşim dokusuna sahip olduğu söylenebilmektedir. Bu alan, başta Pannonia’dan olmak üzere Moesia, Danube’den birçok lejyon, vexillatio ve auxilia’nın (özellikle Pannonia’dan cohors milliaria Maurorum) Zeugma’da MS 2. yy başlarından MS 3.yy ortalarına kadar konuşlandığı bir yerleşke niteliğindedir. Değinilen lejyonların bölge genelinde sürdürdükleri imar faaliyetlerinin kapsamı da düşünüldüğünde, bu büyük organizasyonların yönetildiği bir merkez olarak kullanılan Zeugma’daki bu alan, bilinen garnizon planlarından daha farklı bir kent yerleşkesine yakın bir niteliğe sahip görünmektedir. MS 66/67 yılları civarında kentte artık daimî olarak yerleşen legio IIII Scythica’nın Hellenistik Kent surları dışında kalan bu bölgede önce konvansiyonel tarzda bir lejyon yerleşkesi kurduğunu, ancak daha sonra, güneye doğru genişlemesi müsait bu alanda, gelen yardımcı lejyonlarla birlikte yerleşkeyi kale görünümünden, askeri Roma koloni (colonia) niteliğinde bir kentsel yerleşkeye dönüştürmüş olabileceğini eldeki veriler ışığı altında önerebiliyoruz. Bu kentsel askeri yerleşke, Belkıs Tepe’nin batısı ve Karatepe’nin güneyinde kalan ve yeni tespit edilen Roma Dönemi surlarının çevrelediği alan içinde gelişmişti. At Meydanı lejyon yerleşkesinde yapılan test sondajlarının hiçbirinde bir saldırı veya tahribata dayalı bir yangın tabakasına rastlanmamış olması, çevresi oldukça sağlam tahkimatla çevrili olduğu anlaşılan askeri bu yerleşkenin MS 252 / 253 yılındaki Sasani saldırısının neden olduğu tahribattan etkilenmemiş olduğunu düşündürmektedir. Büyük olasılıkla Sasani kuşatması sırasında kent yaşayanlarının büyük bir kesimi eski kent merkezini terk ederek, daha tahkimli ve savunma gücü yüksek olan bu askeri yerleşke alanına sığınmış olmalıydılar. Yapılan araştırmalar bu askeri karakterdeki yerleşke alanı ve alan içindeki bazı mimari yapılar hakkında da önemli sonuçları ve teorileri beraberinde getirmektedir. Yapılan jeofizik ölçüm ve sonuçları daha önceden tiyatro olarak düşünülen yapının, bir amphitheatron yapısı da olabileceğini ortaya koymuştur. Ancak ileride bu yapıda devam edecek kapsamlı bir kazı bu öngörüyü arkeolojik olarak kontrol etmemize olanak verecektir. Çalışmanın ilginç sonuçlarından bir diğeri ise At Meydanı olarak adlandırılan alanda daha önceden stadion olarak yorumlamış olduğumuz oluşumun, süvari eğitimi ve tören-geçit alanı için kullanılan bir campus yapısı olabileceğidir. Ayrıca jeofizik ölçümlerde At Meydanı’nın güneyinde sur içinde bir teras üzerinde görülen eliptik dairesel anomali büyük olasılıkla askeri eğitim arenası olarak kullanılmış ufak boyutta bir amphitheatron’a ait olmalıdır. 2015 yılında askeri lejyon yerleşkesi içinde yüzeyden ele geçmiş ve bir mimariye bağlı olarak kullanılmış olduğu anlaşılan bir Mithras kabartması, bu bölgede bir mithraeum’un varlığını da işaret eden son derece önemli bir buluntudur. Yapılan araştırma verilerin bütününe baktığımızda, At Meydanı ve güneyindeki geniş düz arazinin, legio IIII Scythica’nın konuşlandığı askeri kentsel yerleşkeye ait olabileceği söylenebilmektedir. Yerleşme modeli olarak en yakın paralelliği Dura-Europos ile kurmak mümkün görülmektedir. MS 165 yılında Zeugma’dan Dura-Europos’a geçen legio IIII Scythica askerlerinin orada da Zeugma’daki askeri yerleşkeye benzer bir uygulama yaptığı ve askeri yerleşkeyi mevcut kent ile entegrasyonunu sağlayacak şekilde düzenlemiş ve geliştirmiş olabileceğini önerebiliyoruz
This paper deals with the preliminary results of the archaeological surveys and geophysical prospections carried out in city of Zeugma between 2008-2014, in order to assess the urban expansion and the physical borders of the city, as well as its association with the military installation. The main goal of this research was to investigate the location of the military installation and its characteristics, about which new theories are being proposed based on the latest results. Contrary to previous assumptions, the results of the recent research indicate that the relatively large flat area to the west of Belkıs Tepe was surrounded by Roman city walls, enclosing the so-called At Meydanı and most of the flat terraces overlooking Bahçedere which determines the western boundary of the city. The southern margin of this large area, on other hand, seems to be bordered by a noticeable ridge which appears to overlap with the city walls ascending to Belkıs Tepe. The geophysical results and the archaeological data suggest that this extensively fortified area was urbanised and settled by Latin speaking, westernized, civic and military inhabitants affiliated to military units, including vexillatio and auxilia (especially cohors milliaria Maurorum) which primarily came from Pannonia, Moesia and Danube from the beginning of the 2st century onwards, through the middle of the 3rd century AD. It is likely that the soldiers of the legio IIII Scythica who were based at Zeugma around c.66/67 AD built their conventional type of garrison installation outside of the Hellenistic city, but not far from the western Hellenistic city walls of Seleucia. After the supplementation of the Roman military presence in the region in the 2nd and 3rd centuries with auxiliary legions, however, the area of the garrison appears to have expanded to the south, gaining an urban character and transforming this western expansion into a Roman military colony (colonia). This military urban installation developed in the fortified area of the Roman period, located to the west of Belkıs Tepe and to the south of Karatepe. The fact that the test trenches and soundings carried out in this large military quarter hitherto had not exposed any burned layer of destruction suggested that this well-fortified zone was not destroyed during the Sasanian sack of the city in 252/253 AD. Considering this, it seems plausible that the civil inhabitants who had evacuated their dwellings in the old city centre might have taken refuge in this fortified military urban installation during the siege. Recent investigations have also brought some new results and theories concerning this military urban fabric and its architectural armatures. Results of the geophysical prospection indicated that the so-called theatre building might in fact be an amphitheatre, which is yet to be tested archaeologically with excavation. One of the important results of the investigation concerns the rectilinear terrain feature in At Meydanı, which was tentatively identified as a stadium in our previous field surveys. Recent evaluation, however suggests that the structure might be associated with a campus, where military equestrian parade would have taken place. On the other hand, an elliptical/round anomaly exposed in geophysical prospection on one of the terraces overlooking Bahçedere in the south-western sector of the military expansion, is probably associated with a small amphitheatron for military trainings. An important stray find of a marble Mithras relief that was found in 2015 near At Meydanı seems to be associated with an architectural structure and strongly suggests the presence of a mithraeum in this military urban expansion. Overall, archaeological and geophysical data collected during these surveys indicate that the fortified western expansion of the city was the venue of the military installation which developed in an urban fabric. This installation model has its parallel in Dura-Europos, where the military quarter was largely built by the soldiers of legio IIII Scythica after 165 AD. It seems likely that the soldiers of this legion were involved in designing and improving their new military quarter at Dura-Europos as in Zeugma, enabling in both cases more integration with the civic life of the city.Bu makalede Zeugma antik kentinde lejyon yerleşkesinin bulunduğu yer olarak öngörülen ve yerel ismiyle At Meydanı olarak adlandırılan alanda 2008-2014 yılları arasında yürütülen arkeolojik ve jeofizik araştırmaların sonuçları ve ön değerlendirmeleri ele alınmaktadır1. At Meydanı olarak adlandırılan bölge, Belkıs Tepe’nin batısında, bugün Birecik Baraj gölünün uzun bir girinti şeklinde doldurduğu Bahçedere’nin batıda sınırladığı, nispeten düz, ancak teraslardan oluşan yaklaşık 225.000 m2’lik (450x500 m) bir alanı kaplar (Res. 1, 2). Şimdiye kadar At Meydanı’ndaki lejyon yerleşkesi hakkında ortaya atılan fikirler, Zeugma’nın fiziki sınırlarını oluşturan kent surlarıyla ilgili çok kısıtlı bilgiler çerçevesinde, yalnızca yüzey araştırmaları ve sınırlı alanda yapılan jeofizik çalışmaları ve bu çalışmaların test sondajlarıyla irdelenmesi 1 Zeugma Arkeoloji Projesi kapsamında 2008-2014 yılları arasında yürütülen kazı ve araştırmalar Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleriyle gerçekleşmiştir. Öz kaynağı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve DÖSİM tarafından sağlanan çalışmalara ayrıca, Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep Ticaret Odası, Ankara Üniversitesi, Türkiye İş Bankası ve Verbundplan Birecik Baraj İşletme Ltd. Şti. tarafından maddi destek sağlanmıştır. Bu süre içinde projemiz ayrıca Türk Tarih Kurumu ve TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir. Adı geçen kurum ve kuruluşlara teşekkürlerimizi sunarım. 2009 – 2012 yılları arasında Berlin Hür (Freie) Üniversitesi ve TOPOI Enstitüsünden Prof. Dr. Friederike Fless ve Dr. Silke Müth tarafından ortaklaşa yürütülen Zeugma Surları araştırması kapsamında Kazı Başkanlığı için Eastern Atlas tarafından kent içinde jeofizik ölçümler gerçekleştirilmiştir. Bu makalede ağırlıklı olarak At Meydanı olarak adlandırılan alanlardaki ölçümlerin verileri ve bilgileri kullanılmış ve yorumlanmıştır. Jeofizik ölçümler için başta Prof. Dr. Friederike Fless olmak üzere, Dr. Silke Müth ve araştırma ekibine teşekkür ederim. Zeugma Sur Araştırmalarıyla ilgili daha kapsamlı yayın hazırlık aşamasındadır. Ayrıca makalenin son kontrolleri ve redaksiyon sırasında bana yardımcı olan Fatih Toumban’a teşekkürlerimi sunarım. ad Euphraten” “Fırat Seleukeia’sı” olarak bahseder7, ancak daha sonra kent antik Yunancada geçit anlamına gelen Zeugma adıyla anılmıştır8. Bugün, Gaziantep sınırları içinde yer alan Zeugma, Antik Dönem’in en stratejik konumunda ve antik yolların kesişme noktasında bulunmaktaydı9. Hellenistik Dönem’den önce askeri işlevi bilinmese de karşılıklı kurulmuş olan bu iki kentten Fırat’ın batı yakasında kurulmuş olan Seleukeia, topografyasına göre gerek savunma gerekse stratejik açıdan bölgeye daha hâkim ve daha elverişli bir doğal coğrafyaya sahiptir10. Fırat’ın kuzeydoğu kıyısında kalan Apamea ise nehrin yığmış olduğu eski alüvyon dolgunun oluşturduğu düz bir arazi üzerinde yer almaktaydı11. Fırat üzerinde çok önemli bir geçiş noktası olan bu iki kent, 1996 yılında Gawlikowski tarafından antik kaynaklarda adı geçen ve Hellenistik Dönem öncesi askeri seferlerde kullanılmış12 en önemli geçit noktası sayılan Thapsakos ile özdeşleştirilmiştir. Bu görüş araştırmacılar tarafından hala tartışma konusudur. Ancak David Kennedy, Thapsakos’un konumu için Zeugma’ya göre daha güneyde bulunan ve yine önemli bir geçiş noktası sayı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |
Anatolia Dergisi Başvuru Tarihleri:
Makalelerin teslimi 01 Ocak ile 15 Eylül tarihleri arasındadır.
Dergipark sisteminde problem yaşanması halinde lütfen makalelerinizi anatolia@ankara.edu.tr mail adresine bu tarih aralığında gönderiniz; posta veya kargo kabul edilmeyecektir. Başvurular 15 Eylül'e kadar yapılmalıdır.
Anadolu Anatolia Dergisi, Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.