Résumé: La diffusion des cultures à bifaces dans la péninsule anatolienne qui constitue la plus grande partie du territoire de la Turquie, se montre très intense. Cette péninsule revêt une importance particulière par la position qu’elle occupe au carrefour de l’Europe, de l’Asie et de l’Afrique. Les bifaces se retrouvent dans presque toutes les régions de l’Anatolie. Mais malheureusement les découvertes in situ, en gisements stratifiés sont exceptionnelles. Quelques rares bifaces ont été découverts par İ.K.Kökten, dans la grotte de Karain. A part Karain, le site de Kaletepe Deresi 3, en Anatolie centrale et ceux de Şehremuz Sırtı en Anatolie du sud-est, sont les gisements qui ont livré des bifaces en position stratigraphique. Le sud-est de l’Anatolie est incontestablement la région la plus fertile en témoin des cultures à bifaces. Dans cette région, et particulièrement dans les bassins de l’Euphrate et du Tigre, les prospections de surface motivée par les projets de construction des barrages, ont mis au jour plusieurs sites à bifaces. La province de Hatay, précisément située au bout du prolongement nord du corridor du Levant, offre aussi plusieurs sites de plein air contenant des bifaces. Ceci et aussi l’abondance des bifaces en Anatolie du sud-est font penser très vraisemblablement que les bifaces y ont été amenés par les Homo erectus en passant par le corridor du Levant via Hatay. Par contre, la distribution des cultures à bifaces réagit complètement différemment en Thrace, la partie européenne du territoire turc, par rapport à l’Anatolie, elle fournit des industries à choppers et à chopping-tools mais sans bifaces. La diffusion générale des bifaces jusqu’à la rive est du Bosphore (même si ce ne sont que des trouvailles isolées) indique que l’Anatolie doit être intégrée totalement à l’ancienne zone de Movius.
Türkiye’nin Anadolu yarımadasında iki yüzeyli alet kültürlerinin dağılımı yoğun bir şekilde görülür. Bu yarımada Afrika, Asya ve Avrupa arasındaki coğrafik pozisyon nedeniyle özel bir öneme sahiptir. İki yüzeyli aletler Anadolu’nun tüm bölgelerinde bulunmaktadır. Fakat in sutu buluntular oldukça nadirdir. Kılıç Kökten tarafından Karain Mağarası dolguları içinde birkaç iki yüzeyli alet bulunmuştur. Ayrıca, Orta Anadolu’da Kaletepe Deresi 3 ve Güneydoğu Anadolu’da Şehremuz Tepe, iki yüzeyli aletleri stratigrafik olarak dolguları içinde veren diğer sitlerdir. Şüphesiz Güneydoğu Anadolu, iki yüzeyli aletler açısından en zengin bölgedir. Bu bölgede özellikle Fırat ve Dicle havzalarında yer alan ve iki yüzeyli alet içeren çok sayıda açık hava siti, yapılan sistemli yüzey araştırmalarıyla ortaya konmuştur. Levant koridorunun kuzeyinde yer alan Hatay, iki yüzeyli alet içeren çok sayıda açık hava sitine sahiptir. Gerek bu durum, gerekse Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki iki yüzeyli aletlerin bolluğu, iki yüzeyli alet kültürlerinin, Levant koridorunu takip ederek Hatay’a (Anadolu) ulaşan Homo erectuslar tarafından bu bölgeye getirildiğini göstermektedir. Diğer yandan Avrupa kıtasında yer alan Trakya, iki yüzeyli alet kültürleri göz önünde bulundurulduğunda Anadolu’dan tamamen farklıdır. Trakya’da yontuk çakıl endüstrisi bulunmasına rağmen iki yüzeyliler yoktur. İstanbul Boğazı’nın doğusuna kadar iki yüzeyli aletlerin dağılımı, Trakya hariç Anadolu yarımadasının tamamının Movius çizgisi içinde kalması gerektiğini göstermektedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2009 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 35 |
Anatolia Dergisi Başvuru Tarihleri:
Makalelerin teslimi 01 Ocak ile 15 Eylül tarihleri arasındadır.
Dergipark sisteminde problem yaşanması halinde lütfen makalelerinizi anatolia@ankara.edu.tr mail adresine bu tarih aralığında gönderiniz; posta veya kargo kabul edilmeyecektir. Başvurular 15 Eylül'e kadar yapılmalıdır.
Anadolu Anatolia Dergisi, Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.