AB anayasal düzeni ile ulusal anayasal düzenler arasındaki ilişki “Avrupa Anayasa Hukuku”nun Avrupa bütünleşmesinin her yeni aşamasında kendini yeniden anımsatan ana konularından biridir. Bugüne değin, Avrupa Topluluğu Andlaşması ATA başta olmak üzere, diğer kurucu andlaşmalar 1 ve Avrupa Topluluğu Mahkemesi ATM kararlarıyla oluşan yargıç yapımı hukuk ekseninde gelişen AB anayasal düzeni, AB Anayasası’nın yürürlüğe girmesi ile “işlevsel bakımdan” anayasa özelliklerini taşıyan, bir “andlaşma-anayasa”ya sahip olacaktır. 2 Böylece, ulusal anayasalar ile AB Anayasası eskisine oranla daha da belirgin biçimde, bir anayasalar ağı ya da örüntüsü oluşturabilir. Ulusal anayasalar ile AB anayasal düzeninin ya da AB Anayasası’nın oluşturduğu anayasal ağda, birden çok anayasa merkezinin bulunduğuna kuşku yoktur. Çokmerkezli anayasacılık olarak adlandırılabilecek bu durum, anayasaların hem yatay “üye devlet anayasaları arasında” , hem dikey biçimde “üye devlet anayasası ile AB anayasal düzeni arasında” birbiriyle etkileşim içinde olmasına da açıktır. Burada, dikey etkileşimden kaynaklanan sorunlara odaklanılmakta ve ulusal anayasal kimliklerle Topluluk/Birlik hukuku arasındaki ilişki, ulusal anayasalarda Avrupa bütünleşmesinin yeri; Topluluk’ta yetki dağılımı ve ulusal anayasa hukuku-AB anayasal düzeni arasındaki çatışma sorunları açısından değerlendirilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 21 Sayı: 1 |