24 Eylül 2019’da Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi Cherry/Miller kararında Başbakan Boris Johnson’ın Kraliçe’ye sunduğu Parlamento çalışmalarının 11 Eylül-14 Ekim 2019 arasında durdurulması tavsiyesini ve ilgili Konsey kararını hukuka aykırı bulmuş ve hükümsüzlüğüne karar vermiştir. Bu dava ile yürütmenin prorogasyon yetkisi, Birleşik Krallık anayasa tarihinde ilk kez yargısal uyuşmazlığa konu olmuştur. Yargıçların vereceği karar, gerek diğer Kraliyet imtiyazlarının yargısal rejiminin gelişim seyri gerekse Brexit sürecinde değer kaybı yaşayan Parlamentonun anayasal fonksiyonlarının yeniden hatırlanması için hususi bir önemi haizdi. Bu makalede, Birleşik Krallık Anayasası’ndaki prorogasyon kurumunun normsal sınıflandırması, mahiyeti, etkileri, bağlı olduğu yürütme yetkisi, kanunlarla ilişkisi ve yargısal rejimi ele alınacaktır. Ardından Yüksek Mahkemenin makalenin diğer odak noktasını teşkil eden Cherry/Miller kararı incelenecektir. Bu kararı ülke anayasal tarihi bakımından fevkalade kılacak nokta, yürütmenin prorogasyon yetkisinin sınırları tartışılırken sadece kanunların değil Parlamentonun egemenliği ve yürütmenin Parlamentoya hesap verme sorumluluğu ilkelerinin de ölçüt norm olarak ele alınmasıdır. Bugüne kadar biliyorduk ki özellikle common law geleneğinde Parlamento ile Hükûmet arasındaki güç denge mekanizması ve yürütmenin yasamaya karşı olan sorumluluğu siyasi alanı ilgilendirir. Kanaatimizce bu karar Parlamentonun egemenliği ve yürütmenin sorumluluğunu basit birer anayasal teamül meselesi olmaktan çıkarıp işlemin hükümsüzlüğüne karar kıldıracak kuvvette anayasal ilkeler seviyesine çıkarmıştır. Kararın yüksek profilli bir karar
olma ihtimali buradaki yargılama muhakemesine dayanmaktadır.
Kraliyet imtiyazları Birleşik Krallık Anayasası Cherry/Miller Parlamentonun egemenliği yürütmenin sorumluluğu
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 36 Sayı: 2 |