İsnat altında bulunan kimsenin beyanda bulunmaya ve kendisi aleyhinde delil vermeye zorlanamamasını ifade eden susma hakkı, şüpheli/sanığın iradesi ile ceza muhakemesinin maddi gerçeği bulma amacı arasında bir sınır oluşturur. Susma hakkı, sessizliğin şüpheli/sanık aleyhine kullanılamaması ve şüpheli/sanığın kendisini suçlayacak nitelikle delil vermeye zorlanamaması olmak üzere iki unsurdan oluşmaktadır. Bazı ceza muhakemesi işlemleri ve koruma tedbirlerinin uygulanması
sırasında susma hakkını kullanılıp kullanılamayacağı, şüpheli/sanık üzerinde zor kullanılmasının kendisi aleyhinde delil vermeye zorlanma yasağına aykırılık oluşturup oluşturmayacağı tartışmalıdır. Bu bağlamda çalışmada susma hakkına ilişkin temel bilgiler verildikten sonra; şüpheli ve sanığın kimlik bilgilerine ilişkin beyanda bulunmayı reddetmesi, beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması ile fizik kimliğin tespiti tedbirleri açısından tartışmalı noktalar ortaya konmuştur.
Susma Hakkı Katlanma Yükümlülüğü Beden Muayenesi Vücuttan Örnek Alınması Fizik Kimliğin Tespit
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2019 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 4 Sayı: 2 |