Summary
Adhan is one of the symbols of Islam. The call to prayer, which is considered the motto of Islam, has been valued throughout history, and in all the lands conquered by Muslims, the call to prayer was recited on minarets, high buildings, houses or high hills, and by reciting the call to prayer, it gave the feeling that the town was a place of safety. In addition, in the lands where the call to prayer is heard, where life and property are safe, no harm will happen to anyone in these towns, and in this regard, not only Muslims but also those of other religions can stay with peace of mind. In our study, we tried to discuss and examine the central adhan system and adhanmatik, which were not current among Muslims in the early periods of Islam and emerged later. In order to better understand the subject, the conceptual framework of adhan, its history, constitutionality, ruling, health conditions and the virtues of the muezzin were discussed. The issues on which the fuqaha agreed and disagreed regarding the ruling on adhan were examined together with the fuqaha's evidence. We observed that whether intention is a must or not while reciting the adhan is a condition according to Maliki and some Hanbali jurists, and therefore there is a disagreement among the scholars. As a result, it has been concluded that since the call to prayer is the motto of Islam, every step taken to underestimate the call to prayer will take the person out of the circle of Islam and that there should be respect for the call to prayer. Although the central adhan system is permissible, it has been concluded that it would be appropriate to take into account the opinions of those who do not favor the use of this system. It has been observed that it is unanimously accepted among the scholars that it is not permissible to recite the adhan from devices such as CDs, flash memory sticks and cassettes, which are also called adhanmatics.
Öz
Ezan, İslam’ın sembollerinden bir semboldür. İslam’ın şiarı kabul edilen ezan, tarih boyunca kendisine değer atfedilmiş, Müslümanların fethettiği bütün topraklarda ezan gerek minareler gerekse yüksek bina, ev veya yüksek tepelerde okunmuş, ezanın okunmasıyla beldenin emniyet yurdu olduğu hissiyatı vermiştir. Ayrıca ezan sedasının yükseldiği topraklarda canın malın güvende olduğu bu beldelerde kimsenin başına bir kötülüğün gelmeyeceği, bu hususta sadece Müslümanlar değil diğer sair dinlerde olanların dahi gönül rahatlığıyla kalabildiği mekânlar olmuştur. Çalışmamızda İslam’ın ilk dönemlerinde Müslümanlar arasında cari olmayan ve daha sonra ortaya çıkmış olan merkezi ezan sistemi ile ezanmatikin hükmünü ele alıp incelemeye çalıştık. Konunun daha iyi anlaşılması için ezanın kavramsal çerçevesi, ezanın tarihçesi, meşrutiyeti, hükmü, sıhhat şartları ve müezzinin faziletlerini ele alındı. Ezanın hükmü hususunda fukahanın ittifak ettiği ve ihtilaf ettiği hususlar fukâhanın delilleriyle birlikte incelendi. Ezan okunurken niyetin şart olup olmadığı Malikî ve bazı Hanbeli fakihlerine göre şart olduğu ve bundan dolayı da fukâha arasında ihtilafın meydana geldiğini müşahede ettik. Sonuç olarak ezanın İslâm’ın şiarı olduğu için ezanı hafife almak için atılan her adımın kişiye İslam dairesinin dışına çıkaracağını ezana saygının olması gerektiği sonucuna varılmıştır. Merkezi ezan sisteminin caiz olmasıyla birlikte bu sistemin kullanılmasına sıcak bakmayanların görüşünü dikkate alınmasının yerinde olacağı kanaati hasıl olmuştur. Ezanmatik diğer tabir edilen cd, flaş bellek ve kaset tarzında olan cihazlardan ezan okutmanın caiz olmadığı fukâha arasında ittifakla kabul edildiği görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 13 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 |