This study aims to examine the impact of post-disaster spatial and cultural attachment on the resettlement decisions of individuals affected by the February 2023 earthquakes, in Hatay province. Using an ethnographic qualitative approach, in-depth interviews were conducted with 22 participants who experienced the earthquake and chose to stay or return to Hatay. Findings reveal that the disaster caused profound effects not only on physical destruction but also on psychosocial and cultural bonds. For participants, place emerged as more than a shelter—it became a symbol of identity, belonging, and cultural continuity. Post-disaster settlement choices were shaped by emotional and cultural ties alongside economic and physical conditions. The trauma caused by the earthquake reinforced individuals’ attachment to their locale. Thus, displacement after the disaster is understood as a multifaceted social process intertwined with identity and belonging crises, rather than a mere spatial relocation. The results emphasize the critical importance of addressing psychosocial and cultural needs in disaster management and urban planning to achieve recovery and social cohesion.
Hatay Spatial Attachment Cultural Attachment Internal Migration Earthquake
Bu araştırma için, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Etik Kurulundan, 16.01.2024 tarih ve 890399 sayılı karar ile etik kurul izni alınmıştır.
Bu çalışma, Şubat 2023 depremlerinin etkilediği kentlerden biri olan Hatay’da, afet sonrası mekân ve kültürel aidiyet bağlarının bireylerin yeniden yerleşme kararları üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, etnografik niteliksel yöntemle, Hatay’da depremden etkilenen ve kentlerinde kalmayı tercih eden veya geri dönen 22 katılımcıyla derinlemesine görüşmeler yapılarak gerçekleştirilmiştir. Bulgular, afetin yarattığı fiziksel yıkımın yanı sıra psikososyal ve kültürel bağlarda da derin etkiler bıraktığını göstermektedir. Mekân, katılımcılar için sadece barınma alanı değil, kimlik, aidiyet ve kültürel süreklilik alanı olarak ön plana çıkmaktadır. Deprem sonrası yerleşim tercihleri, ekonomik ve fiziksel koşulların yanında, duygusal ve kültürel bağlarla şekillenmiş, afetin yarattığı travma bireylerin mekâna bağlılıklarını güçlendirmiştir. Bu bağlamda, afet sonrası yerinden edilme süreci yalnızca mekânsal bir yer değiştirme değil, aynı zamanda kimlik ve aidiyet krizleriyle bağlantılı çok katmanlı bir sosyal süreç olarak ortaya çıkmıştır. Araştırma sonuçları, afet yönetimi ve kentsel planlama süreçlerinde bireylerin psikososyal ve kültürel ihtiyaçlarının dikkate alınmasının, iyileşme ve toplumsal dayanışma açısından kritik olduğunu vurgulamaktadır.
Bu araştırma için, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Etik Kurulundan, 16.01.2024 tarih ve 890399 sayılı karar ile etik kurul izni alınmıştır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Göç Sosyolojisi |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 13 Şubat 2025 |
| Kabul Tarihi | 4 Eylül 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 17 Sayı: 3 |