According to Islamic, Allah created the earth in a perfect order in which people can continue their lives in the best way possible. Allah appointed human being as representative/caliph and left the universe as a trust. Protecting the earth is an important task of human being who has legal authority on the environment that is entrusted. Misusing sources that means usurping the right of future generations, polluting the environment and destroying nature can be expressed as not being thankful for these blessings and misappropriation of trust. From the point of view of the general provisions of Islamic law, the following determinations on the human-environment relationship take attention. The human being is asked to be an asset that is responsible for the environment in which he/she lives, who reconstructs it, who does not commit it, who knows that the environment has been given to him/her as a trust, and that he/she fulfills his/her responsibilities towards the environment. On the other hand, Islamic law prohibits any waste of environment and environmental resources. Because waste is the biggest factor of destruction of universe’s limited possibilities in a short time. It can be said that waste and excessive consumption is one of the biggest threats to the existence of the environment, moreover, of the human on the earth. Although the resources are limited, the Western-based economy system, which produces according to unlimited needs, wastes natural resources, but the Islamic religion, offers to use resources efficiently as a principle. According to the Islamic understanding, human needs are limited; On the other hand, desires and passions are unlimited, and excessive consumption made solely for the satisfaction of sensual desires is waste. Today, excessive consumption and waste are the leading factors that disrupt the divine balance in nature. However, the environment is not only in the service of today's generation, it is God's gift to all ages past, present and future. This study aims to present a perspective on the environment-waste relationship from the perspective of Islamic values.
İslâm hukukuna göre, Yüce Allah, yeryüzünü, insanların yaşamlarını mükemmel bir şekilde sürdürebileceği bir düzen ve intizam içerisinde yaratmıştır. İnsanı, kendisine temsilci/halife olarak tayin etmiş ve kâinatı bir emanet olarak vermiştir. Emanet edilen çevre üzerinde tasarruf yetkisi bulunan insanın, bu emaneti muhafaza etmesi önemli bir görevidir. Öyle ki, kaynakları doğru kullanmamak ve dolayısıyla gelecek nesillerin hakkını gasp etmek, çevreyi kirletmek ve tabiatı tahrip etmek, söz konusu bu nimetlerin şükrünü ifa etmemekle ve ancak emanete ihanet etmekle açıklanabilir. İslam hukukunun genel hükümleri incelendiğinde insan-çevre ilişkisine dair aşağıdaki tespitler dikkat çekicidir. İnsandan, yaşadığı çevreye karşı sorumlu, orayı imar eden, bozgunculuk yapmayan ve çevreye karşı sorumluluklarını yerine getiren bir varlık olması istenir. Diğer taraftan İslâm hukuku çevre ve çevresel kaynakların tahrip edilmesine yönelik her türlü israfı yasaklamıştır. İsraf, kâinatın sunduğu sınırlı imkânların kısa sürede yok olması için en büyük etkendir. Bugün israf ve aşırı tüketim çevrenin ve insanın dünya üzerindeki varlığının en büyük tehditlerinden biridir. Kaynakların sınırlı olmasına rağmen sınırsız ihtiyaçlara göre üreten Batı ekonomi sistemi doğal kaynakları oldukça israf etmesine karşın İslam dini kaynakları verimli olarak kullanmayı ilke olarak sunmaktadır (İsra/29). Doğayı müsrifçe talan etmeme ve çevreye karsı duyarlı olma hususunda küçük yaşlardan itibaren insanlara manevi sorumluluk duygusu aşılanmalıdır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmaya çalışmak herkes için dini ve milli bir görevdir. Zira çevre sadece bugünkü neslin hizmetinde olmayıp, Allah’ın geçmiş, şimdiki, gelecek tüm çağlara lütfudur. Bu çalışma, çevre-israf ilişkisine dair İslam hukuku açısından bir bakış sunmayı hedeflemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Beslenme ve Diyetetik |
Bölüm | İlahiyat Bilimleri / Theological Science |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Kabul Tarihi | 22 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 1 |