İktisadî sistemlerin oluşumunun temel gayesi toplumun ekonomik hayatının ahenk içerisinde yürütülmesini sağlamaktır. Ekonomik alanda istikrarlı olan sistem aynı zamanda siyasi, sosyo-kültürel anlamda da varlığını devam ettirebilmektedir. İslâm, iktisadî ilişkilere önem vermiştir. Hayat pahalılığına sebebiyet verebilecek piyasalardaki ani yükselişler, gereksiz iniş ve çıkışlara gerektiğinde müdahale etmiştir. İslâm hukuku ekonomik faaliyetlerin istikrarlı bir şekilde devam etmesini sağlamak için birçok tedbir almıştır. İslâm ekonomi sistemi, insanlar arasında vuku bulan ticarî ilişkilerde karşılıklı menfaatlerin korunmasını, tarafların zarar veya haksızlığa uğramalarının önüne geçmeyi hedeflemiştir. İslâm, zorunlu olmadıkça narh uygulamasına cevaz vermeyerek piyasa fiyatlarının tabiî seyrinde ilerleyeceği kurallar koymuştur. Hayat pahalılığına ve piyasa fiyatlarında fahiş miktarlara çıkılmasını engellemek adına ekonomiyi karaborsacıların, stokçuların tekeline bırakmamıştır. İslâm, ticarî sözleşmelerin taraflar arasında rıza ve irade beyanı ile gerçekleşeceğini beyan ederek, satım akitlerinde gabn, hile, ikrar vb. durumları yasaklamıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.