Kelam, İslam inançlarını ortaya koymak, bunlara karşı yapılan muhalefeti gidermek ve farklı inanaç gruplarına karşı İslam inançlarını savunmayı amaçlayan normatif bir bilimdir. Kelam temelde vahiy temelli bir bilimdir. Fakat vahyin ifade ettiği anlam, ondan inanç ve uygulamaya ilişkin çıkarımlarda bulunmak aklî delillendirmelerin teolojik gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Öte yandan vahyin yorumunun yapılması da zorunlu olarak aklın alanda kullanılmasını gerektirmiştir. Bu sebepten “Kelam ilminin temelinde istidlal vardır” ifadesi hem dini metinlerin yorumu için akıl kaçınılmazdır, hem de söz konusu vahiy metinlerinin dini argüman haline getirilmesi için aklın kaçınılmaz olarak kullanılması gerektiğini ifade eder. Bu yüzden Kelam ilmi açısından bir görüşün temellendirilmesi çok önemlidir. Bu temellendirme sürecinde de genel olarak sahih nakle ve sarih akla uygunluk esas belirleyici olmuştur. Öte yandan Kelam ilminin karşıtları Kelam’a bu istidlal metodu üzerinden tenkitte bulunmaktadırlar. Onların eleştirileri “Vahyin söz söylemediği alanda akılla ne hakla konuşulduğu muhalif tarafların temel argümanlardandır. Buna karşın Kelamcılar ise istidlal yapılarak anacak istidlal yapılamayacağı ifade edilerek istidlalin doğallığına ve kaçınılmazlığına dikkat çekerler. Kelamcılar tarihi süreç içerisinde farklı delillendirme yöntemleri kullanmış ve teolojik iddialarını savunmuşlardır. Çalışmamız İslam kelamcılarının erken dönemde kullandığı temel, istidlal (delillendirme) yöntemlerini konu edinir.
Kalam is a normative science that aims to reveal Islamic beliefs, to eliminate opposition to them and to defend Islamic beliefs against different belief groups. Kalam is basically a science based on revelation. However, the meaning of revelation, making inferences about belief and practice from it revealed the theological necessity of rational proofs. On the other hand, the interpretation of revelation necessarily required the use of mind in the field. For this reason, the statement “There is evidence on the basis of the science of Kalam” is inevitable for the interpretation of religious texts and also states that reason must inevitably be used in order to turn the texts of revelation into religious arguments. Therefore, it is very important to base an opinion in terms of Kalam science. In this justification process, compliance with “authentic transmission” and “clear reason” has been determinant in general. On the other hand, opponents of the science of Kalam criticize Kalam over this method of proofing. Their criticism is one of the main arguments of the opposing parties, "The revelation does not speak and what is spoken with the mind in the area where it is silent".Theologians have used different methods of proofing in the historical process and defended their theological claims. Our study focuses on the basic methods used by the Islamic theologians in the early period
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.