Türklerin
İslâmiyete girmesinden kısa bir zaman sonra başlayan tercüme faaliyetleri, bir
müddet sonra Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hayatını konu alan eserleri de içine
alacak şekilde genişlemiştir. Osmanlı Devleti’nin en parlak devri olarak
bilinen on altıncı asır, aynı zamanda bu çalışmalar açısından de önemlidir ki,
bu asırda devlet adamları tarafından da teşvikler artmıştır. Çalışmaya konu
olan Meâlimü’l-yakın fî sîreti seyyidi’l-mürselîn de bu çeşit eserlere
dair, güzel bir örnektir. Bâkî bu eseriyle hem nesirdeki gücünü, hem de Arap
Dili ve İslâmî İlimlere olan ilgisini göstermiştir. Bu asrın önemli bir
özelliği ise tercüme ve şerh geleneğinin ön planda olması ve tercüme
anlayışının günümüzden biraz farklı olmasıdır. Bâkî de bu anlayışa uygun olarak
eserini hangi esaslara göre telif edeceğini, eserinin girişinde belirtmiş ve
genel itibariyle de bunlara riayet etmiştir. Bu çalışmada tercüme faaliyetleri
hakkında kısa bilgi verilecek olup, ilgili asırda yapılmış bir tercüme eser
olarak Meâlimü’l-yakîn tanıtılacaktır.
BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ
2018-68500357
Bu çalışma Bülent Ecevit Üniversitesi tarafından desteklenmiştir.
2018-68500357
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 2018-68500357 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 3 |
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.