İslam'ın Ortaçağ döneminde Hindistan alt kıtası, özellikle günümüz Bangladeş'i üzerindeki en gözlenebilir etkilerinden biri, tasavvufun manevi ve insani öğretisidir. Esasen Eaton'ın The Rise of Islam in Bengal Frontier 1204-1760 (1993) kitabının eleştirel bir şekilde ele alınmasına dayanan bu makale; tarikat şeyhlerinin Babür İmparatorluğu (1526-1858) döneminde, Bengal halkının İslâma girmesindeki sosyo-kültürel ve dini rollerinin tasvirine çalışmaktadır. Sufilerin ihtidaya teşebbüsleri, yerel Hindu veya Budist hükümdarlar tarafından sürdürülen gayet düşmanca bir ortamda başlamıştır. Ancak bu tarikat şeyhleri veya pirler, yeni dinin sevgi, kardeşlik ve eşitlik gibi mühim öğretilerini tebliğ ederek yerel halkın çoğunu ihtida ettirmeye muvaffak olabilmişlerdir. Bahis konusu dönemde tasavvufi tebliğin, Bengallilerin ihtidalarında başarıya ulaştıran diğer amiller yanında; bu pirlerin yenilmez özveri ve müstesna dindarlıklarına ilaveten, Bengal halkı arasında; onların inkâr edilemez kerametler gösterebileceklerine dair müşterek inanç da vardı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Çeviri Makaleler |
Çevirmenler | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 1 |
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.