Fıkıh usulü eserlerinde Sünnet, Kur’ân’dan sonra teşri’in ikinci kaynağı/delili olarak ele alınmaktadır. Bu yaklaşımın dayanağı da Muaz b. Cebel (r.a.) hadisidir. Literatürde Kur’ân ayetleri ve Rasulüllah’ın hadislerine verilen ortak isim nastır. Nasların bir kısmı ibadetler hakkındadır. Farzıyyeti nasla sabit olan zekât, İslam hukukunun mali boyutlu bir ibadetidir. Ayetlerde zekâtın farziyyetiyle beraber zekâta tabi zirai ürünler gibi bazı mal çeşitlerinden de bahsedilmektedir. Ancak zekât verilen diğer mal çeşitleri, nisabları, süresi ve zekât oranları gibi konular Sünnet’le tespit edilmiştir. Çünkü Sünnet, Kur’ân ahkamını teyit ve takrir etmektedir. Mücmelini tafsil, tebyin ve tefsir etmekte, mutlakını mukayyed hale getirmektedir. Kur’ân’ın sukut edip söz söylemediği konularda da hüküm inşa etmektedir. Bazı tafsili hükümlerde kitabın sünneti beyan, takyit, tahsis ve nesih ettiğinin örnekleri olsa da zekâtta bunun örneği yoktur. Yani Sünnet, Kur’ân ahkamının pratiğidir. Bu çalışmada, zekât müessesesinin teşekkülünde fukahanın bakış açısıyla Sünnet’in kaynaklık rolü, ana hatlarıyla hayvanların zekâtı örneğinde incelenmeye çalışılacaktır. Delil olması bakımından Sünnet’in İslam hukukunun teşri tarihinde, ilk baştan günümüze değin bu özelliğinden ayrı düşünülmediği de görülmüş olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 1 |
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.