M.Ö. 5.yy. yazarlarından olan Herodotos’un Tarih’inin (Historiai) edebi açıdan da büyük bir üstünlüğünün olduğu, Roma İmparatorluk Çağı entelektüellerinden biri olan Lukianos’un (MS. 125-180) ağzından, Herodotos adlı eserinde şöyle dile getirilir:1 “söylemindeki güzellik, sözcüklerin ahengi, İon lehçesine yakınlığı, sıra dışı düşünme yetisi, ayrıca bütünlük kazandırdığı, öykünmesi güç onca güzel şey...”. Herodotos’un Tarih’i, içinde destandan, etnografyadan, geometriden, coğrafyadan, antropolojiden izler taşıyan metinselleşmiş bir kültür niteliğindedir. Bu kültürün kaynakları taş üzerine yazılmış epigramlar, kehanetler, kendinden önceki logograph’lar2 (özellikle Hekataios) ve Herodotos’un kendi gözlemleri, kendi duyduğu anlatılardır. O, mitos düşkünüdür (φιλόμυθος); gezmeyi, görmeyi, dinlemeyi sever; kimi zaman gördüğü kimi zaman duyduğu şeyleri anlatır. Önemli tarihi meselelerin yanı sıra, θῶμα’yı yani olağanüstü ilginç şeyleri, hayranlık uyandıran şaşılası olayları anlatılmaya değer görür. Kimi zaman kulaktan duyduğu sıra dışı öyküleri bir delil göstermeksizin anlatır, kimi zaman anlattığı bir coğrafyayı sayısal verilerle takdim eder.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Book Review |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 9 Sayı: 2 |