Son dönemlerde artan erişilebilirlik çalışmaları, kültür alanlarında farkındalık oluşturmaya başlamıştır. Hazırlanan uygulamalarla, dezavantajlı olarak görülen özel grupların toplumun bir parçası olarak sosyal yaşamda yer almaları desteklenmiştir. Engellilik durumuna göre farklılık gösteren ihtiyaçlar göz önüne alındığında, müzeler için en dezavantajlı grubu görme engelliler oluşturmaktadır. Bu durumun birincil nedeni müzelerin öncelikli olarak görsel algıya yönelik mekânlar olmasıdır. Günümüzdeki sergileme sistemlerinin geliştirilmesi, dokunma ve işitme duyularıyla birlikte koklama ve tatma duyularını da harekete geçirerek ziyaretçilerin eser erişilebilirliğini desteklemiştir. Böylece, duyuların birleştirilmesiyle ortaya çıkan duyusal müzecilik anlayışı şekillenmiş ve özellikle görme engellilerin müze erişilebilirliğine büyük ölçüde katkı sağlamıştır.
Hazırlanan makalede, görme engelliler için kullanılan çok modlu sergileme yöntemleri ele alınmıştır. Makalenin merkezinde, bu ziyaretçilerin müze erişilebilirliğini sağlayan uygulamalarda kullanılan duyusal çeşitliliğin örneklendirilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda müzelerin görme engelliler için ziyaret edilebilir hale gelmesini sağlayan dokunsal erişim çalışmaları araştırılarak görme engelliler için hazırlanan dokunsal turlarda kullanılan yöntemlerin teorik gelişimi incelenmiştir. Ardından yeni teknoloji araçlarının müzecilik çalışmalarında kullanılmaya başlamasıyla sergilerde artan farklı duyu kombinasyonları belirlenerek örneklendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 86 |