When a child expresses himself or herself with his or her pictures, he or she follows an impulse that emerges with the effect of his or her mental and physical development. This process, which occurs by nature, is a dynamic phenomenon that is constantly changing and developing. As a result of painting activities, the child presents a mirror that reflects his or her inner world and contains developmental clues to adults. These features of children’s painting can be counted among the most important discoveries of psychology that emerged at the end of the 19th century. Therefore, the mirror theory, which reflects the inner world of the child, lies on the basis of the interest in children’s drawings, which has been increasing in the last two centuries. Especially in the period between 1885 and 1920, there were efforts to collect, describe, and classify children's paintings in many different countries. During this period, research was carried out on many children’s pictures, and the pictures were classified according to the gender, sociocultural structure, and age of the children, taking into account some characteristics. It will be seen that these simple classifications made at the beginning will diversify according to the cognitive, affective, and psychomotor development characteristics of the child with the help of psychology in the following years. In this study, we aimed to provide information about the mirror theory and to present a compilation of the views of scientists who researched this theory.
Çocuk, resimleri ile kendini ifade ederken, zihinsel ve bedensel gelişiminin etkisi ile ortaya çıkan bir dürtüyü takip etmektedir. Doğası gereği meydana gelen bu süreç, sürekli değişen ve gelişen dinamik bir olgudur. Resim etkinlikleri ile çocuk iç dünyasını yansıtan ve gelişimsel olarak ipuçları içeren bir aynayı yetişkinlere sunar. Çocuk resminin bu özellikleri 19. yy’ın sonlarında ortaya çıkan psikoloji biliminin en önemli keşifleri arasında sayılabilir. Dolayısıyla son iki yüzyıldır giderek artan bir şekilde çocuk resimlerine olan ilginin temelinde çocuğun iç dünyasını yansıtan ayna teorisi yatmaktadır. Özellikle 1885–1920 yılları arasındaki dönemde birçok değişik ülkede çocuk resimlerini biriktirme, onları betimleme ve sınıflandırma çabaları görülmüştür. Başlangıçta yapılan bu basit sınıflandırmaların, ilerleyen yıllarda psikoloji biliminin de yardımıyla çocuğun bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişim özelliklerine göre çeşitlendiği görülecektir. Bu araştırmada ayna teorisi hakkında bilgi verilerek bu teori ile ilgili araştırmalar yapan bilim adamlarının görüşlerinin bir derlemesinin sunulması amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Güzel Sanatlar Eğitimi |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 29 Sayı: 51 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License