Performans sanatı, insan bedeni ve doğrudan deneyim yoluyla toplumsal normları sorgulayan, cesur ve sarsıcı bir ifade biçimidir. Avangard akımlardan beslenen bu sanat, özellikle 20. Yüzyıl Avrupası’nın kaos ortamında, bireysel ve toplumsal eleştirinin bir aracı olarak şekillenmiştir. Dadaizm ve Fütürizm gibi akımlar, performans sanatına giden yolu açmış; bedenin malzeme olarak kullanılmasıyla birlikte, izleyiciyi aktif bir katılımcı yapmayı hedeflemiştir. Antonin Artoud, Jerzy Grotowski ve Richard Schechner gibi araştırmacılar da performans ve sahne sanatlarında ritüel ve şamanistik unsurlarla sanatın dönüştürücü gücünü vurgulamıştır. Performans sanatı, toplumun tabularını ve baskıcı yapılarını radikal bir şekilde sorgularken, izleyiciyi sanatın bir parçası yaparak yeni bir diyalog alanı yaratır. Çalışmanın amacı, performans sanatının sahne sanatlarıyla olan ilişkisinde ritüelin tarihsel, teorik ve pratik bağlamlardaki etkilerini incelemektir. Bu çalışma, ritüelin insanlık tarihi boyunca anlamlandırıcı ve dönüştürücü bir araç olarak işlev görmesinden hareketle, modern sahneleme pratiklerinde ritüelin nasıl yeniden yorumlandığını araştırmayı hedeflemektedir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak, Avangard akımlardan günümüze performansın sahne sanatlarındaki ritüelistik çağrışımlarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Yapılan incelemeler sonucunda performans sanatının ritüel unsurları bünyesinde barındırdığı ve bütünleşik bir yapıda disiplinlerarası bir alanda varlık gösterdiği bulgulanmıştır.
Performance art is a striking form of expression that boldly questions social norms by focusing on the human body and experience. This art, fed by avant-garde movements, has become a powerful tool of individual and social criticism, especially in the chaotic environment of 20th century Europe. Shaped by movements such as Dadaism and Futurism, performance art aims to transform the audience from a passive observer into an active participant by using the body as a material. Antonin Artaud, Jerzy Grotowski and Richard Schechner emphasized the transformative power of ritual and shamanistic elements in performance and performing arts. Performance art radically questions social taboos and oppressive structures and creates a new space for dialog between the audience and art. The aim of this study is to examine the effects of ritual in historical, theoretical and practical contexts in the relationship between performance art and performing arts. Based on the fact that ritual has functioned as a meaning-making and transformative tool throughout human history, it is investigated how ritual is reinterpreted in modern staging practices. By adopting a qualitative research method, ritualistic approaches in performance art from the avant-garde movements to the present day are analyzed. As a result of the analyses, it was found that performance art incorporates ritual elements and exists in an interdisciplinary field in an integrated structure.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Oyunculuk-Reji |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 7 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 21 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 31 Sayı: 55 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License