Fiscal policies implemented from the 1930s to the 1970s resulted in increased unemployment and inflation. After the 1970s, it causing the Keynesian understanding to be questioned. The excessive growth of the duties and functions of the state and the unlimited power and authority held by those who administer the state have led to the failure of the state to fulfill what is expected from it, in other words, to the failure of the state. Applied discretionary fiscal policies also fueled the failure. Constitutional economics is that individuals have economic rights and freedoms by limiting the rights and powers of the state. In the 1980s, constitutional economics gained prominence and many solutions to state failure were proposed. One of these solution proposals has been financial rules. The reason why fiscal rules are included in constitutional economics is that no restrictions can be made in public administration without basing it on laws. The unsustainable public debt dynamics being effective in the rapid inclusion of fiscal rules in public financial management, and even not allowing public borrowing except for investments has been described as the "golden rule". With fiscal rules, it is aimed to limit the expenditure, income, budget and borrowing powers of the state and to ensure fiscal discipline. Although the way of implementation varies according to the economic situation of the countries, the limitation of expenditure, income, budget and borrowing powers is known as fiscal rules. In order to ensure fiscal discipline and efficiency in public administration in Turkey, many regulations and practices similar to fiscal rules have been implemented since the 2000s. In this context, in this study, the failure of the state and its reasons will be mentioned and the applicability of the fiscal rules in Turkey will be tried to be evaluated.
1930’lardan 1970’lere kadar uygulanan mali politikalar 1970’lerden sonra artan işsizlik ve enflasyon ile sonuçlanmış ve Keynesyen anlayışın sorgulanmasına neden olmuştur. Devletin görev ve fonksiyonlarının aşırı büyümesi ve devleti idare edenlerin elinde bulundurdukları güç ve yetkilerin sınırsız olması devletin kendinden beklenilenleri yerine getirememesine diğer bir ifade ile devletin başarısızlığına neden olmuştur. Uygulanan ihtiyari maliye politikaları da başarısızlığı körüklemiştir. Anayasal iktisat, devletin hak ve yetkilerinin sınırlandırılarak bireylerin ekonomik hak ve özgürlüklere sahip olmasıdır. 1980’li yıllarla birlikte anayasal iktisat görüşü önem kazanmış ve devletin başarısızlığına karşı birçok çözüm önerisi sunulmuştur. Bu çözüm önerilerinden bir tanesi de mali kurallar olmuştur. Mali kuralların anayasal iktisat içerisinde yer almasının nedeni, yasalara dayandırmadan kamu yönetiminde herhangi bir sınırlandırmanın yapılamamasındandır. Mali kuralların kamu mali yönetiminde hızla yer etmesinde sürdürülemeyen kamu borç dinamiği etkili olmuş, hatta yatırımlar dışında kamu borçlanmasına izin verilmemesi “altın kural” olarak nitelendirilmiştir. Mali kurallarla devletin harcama, gelir, bütçe ve borçlanma yetkilerinin sınırlandırılması ile mali disiplinin sağlanması amaçlanmaktadır. Uygulama şekli ülkelerin içinde bulundukları ekonomik duruma göre değişmekle birlikte harcama, gelir, bütçe ve borçlanma yetkilerinin sınırlandırılması mali kurallar olarak bilinmektedir. Türkiye’de mali disiplin ile kamu yönetiminde etkinliğin sağlanması adına 2000’li yıllardan itibaren mali kural benzeri birçok düzenleme ve uygulama hayata geçirilmiştir. Bu kapsamda çalışmada devletin başarısızlığı ve nedenlerine değinilerek, mali kuralların Türkiye özelinde uygulanabilirliği değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Eylül 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2023 |
Kabul Tarihi | 20 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 10 Sayı: 30 |
Akademi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.