Bir devleti temsil
etmek amacıyla başka bir devlet nezdinde görevlendirilen elçiler arasında
diplomatik öncelik mevzuu önemli bir rekabet alanıydı. Devletlerarası
ilişkilerde elçilerin siyasi yetkinliği, tecrübesi ve nüfuzu önemli bir rol
oynamakta ve hem görev yaptığı ülkeyi hem de tâbi olduğu devleti doğrudan
etkilemekteydi. Bu nedenle elçilik görevini üstlenen kişilerin siyasetten
anlayan ve mevcut diplomasiye hâkim olan şahıslardan seçilmesine ihtimam
gösterilirdi. Bu elçiler Osmanlı Devleti’nde bağlı bulundukları
devleti temsil eden en üst düzey bürokratlardı. Elçinin törenle karşılanması,
sadrazam ve padişahın huzuruna kabul edilmesi gibi teşrifata ilişkin hususlarda
belirli kaideler bulunmaktaydı. Osmanlı bürokrasisi tarafından belirlenen bu
ritüeller muhatap alınan ülkeye ve dönemin koşullarına göre değişiklik
göstermekteydi. Bu değişim devletin gücünün gösterilmesinin yanı sıra ilgili
devletle olan diplomatik ilişkilerin de bir yansımasıydı. Diplomasi dilinde ülkelerin birbirlerine olan
tutumlarını belirleyen bir husus da elçilere karşı sergilenen davranışlardı.
Elçilere karşı takınılan tutum ya da en basitinden elçinin İstanbul’a gelişinde
onun karşılanma şekli, karşılamaya giden kişilerin sayısı ya da rütbesi, ilgili
devletle olan ilişkilerin bir nevi ifadesiydi. Bu uygulamaların dışında elçinin
ya da onu temsilen görev yapan maslahatgüzarın sadrazamın huzuruna
çıkışlarında, kiliselerde yapılan ayinlerde ya da katıldıkları törenler
esnasında oturacağı iskemlenin yüksekliği ve diğer devlet elçilerine göre
kaçıncı sırada oturduğu önemli hususlardan biriydi. Bu çalışmada XVI. ve XVII. yüzyıl Osmanlı-Fransa
ilişkilerine ve bu ilişkilerin bir yansıması olarak Fransız elçileri ile
yaşanan iskemle sorunlarına yer verilerek, diplomasi dilinde bir araç olarak
kullanılan iskemle meselesi değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 6 |