Batı Trakya Türklerinin Lozan Barış
Antlaşması ile başlayıp, akabinde de uluslararası antlaşmalarla birlikte sahip
olduğu bazı hak ve özerkliklere rağmen, bu günlerde Yunanistan Hükümeti çeşitli
stratejik politikalarla uluslararası toplumu da arkasına almaya çalışarak Batı
Trakyalı Türklerinin kazandığı kolektif hakları bireysel haklara indirgemeye
çalışmaktadır. Günümüzde Türkiye, kendi sınırları
içinde yaşayan Azınlıklarla ilgili bazı yasal düzenlemeler yapsa da, Yunanistan
daha önceden yapılan uluslararası antlaşmalara riayet etmemekte ve Türk Azınlıkların
eğitim, din ve idari alanlarındaki haklarını korumaktan uzak politikalar
sergilemektedir. Bu çerçevede eğitim
konusunda birçok Türk okulunun faaliyetine son verilmekte, Türklerin anadilde
eğitim hakları ellerinden alınmaktadır. Yine siyasi ve dini temsil konusunda,
Türklerin kurduğu siyasal partiler kapatılmakta, baraj uygulaması neticesinde Batı
Trakyalı Türk vatandaşların milletvekili olmalarının önüne geçilmekte, seçilmiş
müftüler yerine atanmış müftüler görev yapmaktadır. Ayrıca etnik kimlik bazında
Yunanistan hükümeti Türklerin kimliğini tanımamakta, Türkçe isimleri
yasaklamakta, Türklerin dernek ve sivil toplum örgütü kurma gibi örgütlenme
haklarını elinden almaktadır. Batı Trakya Türklerinin “vatandaşlık haklarını”
kullanmaları açısından son zamanlarda olumlu adımlar atılmasına rağmen, “Azınlık
hakları”nın iyileştirilmesi konusunda yeterince somut politikalar üretilmediği
görülmüştür. Bu noktada gerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti gerekse Batı ve
uluslararası toplum, Batı Trakya Türklerinin seslerinin duyurulmasında yetersiz
kalmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Batı Trakya Türklerinin Lozan ve sonrasındaki
statülerini vurgulayarak, Yunanistan’ın eğitim, din, siyasi/etnik kimlik gibi
konularda Batı Trakya Türklerinin haklarını nasıl ihlal ettiğine açıklık
getirmektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 3 |