İnsanlar, tarih boyunca var oluşlarıyla ilgili sorulara cevaplar
aramıştır. Bu sorulara bilim, felsefe ve din adına benzer ya da farklı cevaplar
bulmuşlardır. Başta İslâmiyet olmak üzere çoğu dinde insanın var olma sebebi “iyiyi
arama, iyiyi bulma çabası” şeklinde tezahür etmiştir. İslam dininde bu konuyla
özellikle ilgilenen ve belirli kavramlar geliştiren bir alan da tasavvuftur. “İnsan-ı
kâmil” olma yolunda insanın yaşadığı zorluklar ve kat etmeye çalıştığı aşamalar
gerek dinî-tasavvufî halk edebiyatında gerekse klasik Türk edebiyatında
özellikle de klasik şiirde sıkça dile getirilmiştir. Çoğu şairin ve yazarın,
eserlerinde “insan-ı kâmil” olma yolunda halka rehberlik için eserlerini bir
araç olarak kullandığını görmekteyiz. Bu niyetle ilk sûfiler, geniş halk
kitlelerine ulaşmaya çalışmışlar ancak bu yolda her bilgiyi halk ile
paylaşmamışlardır. Akşemseddin, onlardan farklı olarak herkesin merak ettiği
tasavvuf terimlerini, özellikle de Ricâlu'l-Gayb ve Rûh-ı Muhammedî konusunu
Makâmât-ı Evliyâ adlı eserinde veciz bir şekilde anlatmaktan çekinmemiştir. Bu
tebliğde, Akşemseddin Mehmed bin Hamza’nın Makâmât-ı Enbiyâ adlı eseri çeşitli
yönleriyle tanıtılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 6 |