Dünyada yaşanan ekonomik, sosyolojik, felsefi, psikolojik vb. gelişmeler ve değişmeler kuşkusuz farklı alanlarda da kendini gösterecektir. Bu alanların başında ise dil gelmektedir. Dil öğretiminde değişik dönemlerde yaşanan değişmelerle farklı yöntemler kullanılmıştır. Dilbilimin ortaya çıkmasıyla dil, bilimsel bir boyut kazanmış ve incelemeler daha ciddi boyutlarda olmuştur. Geleneksel olarak dilin tanımına bakıldığında dilin diğer özelliklerinin arka planda bırakılıp sadece iletişim aracı olması üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Hâlbuki dilin sadece iletişim işlevi yoktur. Dil; duyulan seslerin dışında yüz ifadelerini, duruşu, toplumsal konumu, statüyü, vurguyu ve tonlamayı da kapsar. Tüm bu unsurlar sözceyi oluşturur ve söylemi belirler. Söylem çalışmaları, işlevsel dil öğretimini dilbilgisi kurallarının ilerisine taşıyarak değerleri kavratıp dilin farklı işlevlerini temele alır. Bunun için söylem destekli Türkçe öğretiminin uygulanması gerekmektedir. Söylem kimin, kime, neyi, ne amaçla, nerede söylediğinin “nasıl” söylediğiyle ilgilenmektedir. Konuşurken sözcüklerde yapılan vurgular veyahut yazılı metinde eki işlevine uygun olarak seslendirmek anlamı bütünüyle etkileyen faktörlerdir. Dil bir sistem olarak ele alınarak biçim ve anlam birbirinden ayrı tutulmamalıdır. Öğrencilere “Şu şöyledir, çünkü kural bu.” demek yerine sistem içinde yer verilen her birimin bilinçli bir seçimle kullanıldığı belirtilmeli, bu seçimlerin birer görevi olduğu söylenmeli, görevleri sezdirme yöntemiyle çözümlenerek öğrencilere buldurulmalıdır. Bu çalışmada Ömer Seyfettin’in İlk Cinayet hikâyesi incelenmiş ve dilin işlevsel boyutu açığa çıkarılarak dilin değişik kullanımlarının sezdirilmesi amaçlanmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 12 |