Petrol ve doğalgaz kullanım alanı olarak enerji kaynakları içinde başı çekmektedir. Söz konusu bu iki kaynak dünyanın belirli bir bölgesinde yoğunlaşmıştır. Hayatın tüm alanlarında kullanılan bu iki enerji kaynağı; dünyanın siyasi, ekonomik, çevre ve siyasal tüm boyutlardaki birçok gelişmenin ya nedeninde ya da bir sonucunda önemli faktörlerden birisini oluşturur. Kaynaklara erişim her devlet için stratejik önem taşımakta olup, hem iç hem de dış politikalarında belirleyici bir rol üstlenmektedir. Enerji kaynaklarına sahip bölgeler ve geçtiği coğrafyalar bu yüzden hegemon devletlerin uluslararası politikalarını yoğunlaştırdığı ve güç kullandığı jeopolitik ve jeostratejik öneme sahiptirler. Enerji kaynaklarının çıkarılmasından son tüketiciye erişimine kadar tüm süreçlerde güvenlik risk ve tehditler söz konusu olduğundan uluslararası güvenlik politikalarının öncelikli konuları arasındadır. Özellikle petrol ve doğal gaz kaynaklarının transferinde mali açıdan ve boru hatlarının geçtiği coğrafyalarda güvenlik hususunda birçok sorun yaşanmaktadır. Diğer taraftan, enerji boru hatlarının istihdamdan, tarihsel mirasın korunmasına kadar her boyutta sosyo-ekonomik, çevresel avantajlarıyla bölgesel kalkınmaya önemli katkıları olmakla birlikte, uzlaşmacı yaklaşımlarla küresel işbirliğinde önemli bir rol oynayabilmektedir.
Dünya genelinde kıtalar arası enerji akışını sağlayan birçok boru hattı faaliyettedir. Ancak bölgesel kalkınmada ve işbirliğinde en önemli projelerden birisi TANAP’tır. TANAP, Ortadoğu ve Avrupa’nın en uzun ve en büyük çaplı doğal gaz boru hattı özelliğini taşımaktadır. Türkiye sınırları içinde 20 ili kapsayan TR71 bölgesi içerisinde yer alan Kırşehir ve Kırıkkale’nin de dahil olduğu tüm coğrafyalarda birçok yatırım destek mekanizmaları ile sürdürülebilir kalkınmaya yönelik katkı sağlanmıştır.
enerji güvenliği petrol doğal gaz enerji boru hatları risk tehdit bölgesel kalkınma
Petrol ve doğalgaz kullanım alanı olarak enerji kaynakları içinde başı çekmektedir. Söz konusu bu iki kaynak dünyanın belirli bir bölgesinde yoğunlaşmıştır. Hayatın tüm alanlarında kullanılan bu iki enerji kaynağı; dünyanın siyasi, ekonomik, çevre ve siyasal tüm boyutlardaki birçok gelişmenin ya nedeninde ya da bir sonucunda önemli faktörlerden birisini oluşturur. Kaynaklara erişim her devlet için stratejik önem taşımakta olup, hem iç hem de dış politikalarında belirleyici bir rol üstlenmektedir. Enerji kaynaklarına sahip bölgeler ve geçtiği coğrafyalar bu yüzden hegemon devletlerin uluslararası politikalarını yoğunlaştırdığı ve güç kullandığı jeopolitik ve jeostratejik öneme sahiptirler. Enerji kaynaklarının çıkarılmasından son tüketiciye erişimine kadar tüm süreçlerde güvenlik risk ve tehditler söz konusu olduğundan uluslararası güvenlik politikalarının öncelikli konuları arasındadır. Özellikle petrol ve doğal gaz kaynaklarının transferinde mali açıdan ve boru hatlarının geçtiği coğrafyalarda güvenlik hususunda birçok sorun yaşanmaktadır. Diğer taraftan, enerji boru hatlarının istihdamdan, tarihsel mirasın korunmasına kadar her boyutta sosyo-ekonomik, çevresel avantajlarıyla bölgesel kalkınmaya önemli katkıları olmakla birlikte, uzlaşmacı yaklaşımlarla küresel işbirliğinde önemli bir rol oynayabilmektedir.
Dünya genelinde kıtalar arası enerji akışını sağlayan birçok boru hattı faaliyettedir. Ancak bölgesel kalkınmada ve işbirliğinde en önemli projelerden birisi TANAP’tır. TANAP, Ortadoğu ve Avrupa’nın en uzun ve en büyük çaplı doğal gaz boru hattı özelliğini taşımaktadır. Türkiye sınırları içinde 20 ili kapsayan TR71 bölgesi içerisinde yer alan Kırşehir ve Kırıkkale’nin de dahil olduğu tüm coğrafyalarda birçok yatırım destek mekanizmaları ile sürdürülebilir kalkınmaya yönelik katkı sağlanmıştır.
enerji güvenliği petrol doğal gaz enerji boru hatları risk tehdit bölgesel kalkınma
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 5 - COVID-19 ÖZEL SAYISI 2 |