Kilis is a border city located at the junction of Southeastern Anatolia and the Mediterranean, and located at the zero point of the Syrian border. Before the Syrian migration, this small cute Anatolian city was a city with a unique demographic structure, consisting of Turkmen and Sunni populations closed to different cultures. However, refugees who took refuge in Turkey due to the civil war in Syria mainly passed through the Kilis Öncüpınar Border Gate and took refuge in various cities of Anatolia. However, the only difference that distinguishes Kilis from other Anatolian cities is that it hosts more refugees than its own population. In this city, students whose mother tongue are Arabic from primary school to university and later learn Turkish can be considered bilingual. While these students were studying in schools that were opened for them at first, today they are studying in the same classrooms as the Turkish population. In this case, especially in some schools, half and sometimes more than half of the class consist of refugees and the rest is Turkish students. Although there are some difficulties in communication due to the fact that students who speak different languages receive education in the same class, these problems usually leave their place to bilingual people after a while. These people are likely to come across as exemplary people who can speak both languages fluently, are open to different cultures and have adopted them.
Kilis, Güneydoğu Anadolu ile Akdeniz’in birleşim noktasında bulunan ve Suriye sınırına sıfır noktasında yer alan serhat bir şehirdir. Bu küçük şirin Anadolu kenti Suriye göçünden evvel kendi içerisinde farklı kültürlere kapalı Türkmen ve Sünni nüfustan oluşan, kendine özgü demografik yapısı olan bir şehirdi. Ancak Suriye’deki iç savaş münasebetiyle Türkiye’ye sığınan mülteciler ağırlıklı olarak Kilis Öncüpınar Sınır Kapısından geçerek Anadolu’nun muhtelif şehirlerine sığınmışlardır. Ancak Kilis’i diğer Anadolu şehirlerinden ayıran yegâne fark kendi nüfusundan fazla mülteciye ev sahipliği yapmasıdır. Bu şehirde ilkokuldan üniversiteye kadar anadili Arapça olup sonradan Türkçe öğrenen öğrenciler iki dilli kabul edilebilir. Bu öğrenciler başta kendilerine özel açılan okullarda eğitim görmekteyken günümüzde Türk nüfusuyla aynı sınıflarda tümüyle ortak dersler görmektedirler. Bu durumda özellikle bazı okullarda sınıfın yarısını ve bazen yarıdan fazlasını mülteci, geri kalanı da Türk öğrenciler oluşturmaktadır. Faklı dil konuşan öğrencilerin aynı sınıfta eğitim almaları münasebetiyle iletişimde bazı sıkıntılar olsa da genellikle bir müddet sonra bu sıkıntılar yerini iki dilli insanlara bırakmaktadır. Bu insanlar ileride muhtemeldir ki her iki dili de akıcı konuşabilen, farklı kültürlere açık ve onları benimsemiş örnek insanlar olarak karşımıza çıkacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Edebiyat |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |