Özbekistan toprakları tarihten günümüze jeopolitik ve jeostratejik bir öneme sahip olmuştur. Rusya 18. Yüzyılın başlarından itibaren günümüz Özbekistan sınırları içerisinde kalan Hive Hanlığı’na, Hokand Hanlığı’na ve Buhara Emirliği’ne sahip olmak istemiş ve 19. Yüzyıl içerisinde bu emeline ulaşmıştır. Çarlık Rusya’sının yıkılışı ve SSCB’nin kuruluşu ile Türkistan’da suni sınırlara sahip Türk devletleri oluşturulmuş ve Rusya Türk topluluklarını etnik olarak ayrıştırmaya çalışmıştır. SSCB’nin dağılışı sonrası Türk devletleri bağımsızlıklarını kazanmış olmalarına rağmen Rusya ve Çin’in baskısı ve hedefinde olmuştur. Uzun Çarlık ve SSCB hâkimiyeti sonrasında Rusya’dan çekinen bağımsız Türk devletleri aynı zamanda teknolojik olarak Rusya’ya bağımlı kalmışlardır. Çin ise ortaya çıkardığı Yeni İpek Yolu Projesi kapsamında Türkistan’a büyük bir önem vermektedir. Nitekim Yeni İpek Yolu Projesi’nin en önemli güzergahı Doğu Türkistan ve Batı Türkistan’dan geçmektedir. Özbekistan ise Batı Türkistan’da proje için hayati bir önem taşımaktadır. Gerek yer altı ve yer üstü zenginlikleri ve gerekse coğrafi konumu Özbekistan’ın jeopolitik olarak anahtar bir rol üstlenmesine sebep olmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 2 |