Seyyidler, Hz. Muhammed soyuna mensubiyetleri nedeniyle Müslümanlar arasında saygı ve hürmet duyulan kimselerdir. Bazı devletler ise Seyyidlerin bu konumundan istifade etmek için onlarla yakın ilişki kurmuşlar ve bu sayede onların gücünden istifade ederek meşruiyetlerini güçlendirmişlerdir. Bu devletlerden bir tanesi de İran Coğrafyasında egemenlik kuran Safevilerdir. Kızılbaş konargöçer kabileler tarafından kurulan Safevi Devleti’nin kuruluş döneminde yeterli miktarda din adamı yoktu. Bu nedenle devlet yöneticileri bu ihtiyacı ilk önce bölgede bulunan Seyyid ulemâlarla akabinde ise komşu coğrafyalarda ki Şiî Seyyid ulemaları İran’a davet ederek gidermeye çalışmışlardır. Bu nedenle kısa süre içerisinde önemli miktarda Şiî ve Seyyid nüfus bölgeye göç etmiştir. Devletin kurucusu olan Şah I. İsmail’in Şiîliği resmi mezhep olarak ilan etmesiyle birlikte bölgede dengeler değişmeye başlamış, Sünni nüfus azalırken Şiî nüfus hızla artmaya başlamıştır. Özellikle Sünni inanca sahip Osmanlı Devleti ve Özbek Hanedanlığı ile yapılan mücadele içerde Safevi şahlarının Şiîlere ve özellikle de Şiî Seyyid ulemaya daha sıkı sarılmasına neden olmuştur. Çünkü Şiî Seyyid ulemaya verilen her türlü destek şahların ve devletin meşruiyetinin sağlanmasında önemli bir işlev görmüştür. Bu nedenden dolayı da Şah I. İsmail, Şah I. Tahmasb ve Şah Muhammed Hudâbende zamanında önemli dini ve idari makamlara Şiî Seyyid ulemâ atanmış, Şiî Seyyidler her bakımdan desteklenmiştir. Safevi Devleti’nin en önemli şerri’, kazaî-hukukî makamları olan Sadâret, Şeyhülislâm, Kaziü’l-Kuzzât, Kadı ve Mollabaşılık gibi makamlar Şiî Seyyid zümrelerin uhdesine verilmiştir. Şiî Seyyid ulemaya destek vermeyen Şah II. İsmail gibi hükümdarların ise hükümranlığı kısa sürmüştür.
Seyyidlik, Safevi hanedanının meşruiyetinin güçlenmesini kolaylaştırdığı gibi İran Coğrafyasında Şiîliğin resmi mezhep olarak yayılmasını ve İran milli kimliğin ortaya çıkmasına da katkı sağlamıştır. Zira dini bürokrasinin gelişmesine büyük oranda katkıda bulunan seyyidler, Şiîliğin halk tabanına yayılmasını kolaylaştırmışlar ve Safevi şahlarından almış oldukları siyasi ve ekonomik destekle birlikte 1500’lü yıllara kadar Sünnî bir coğrafya olan İran’ı Şiîleştirmişlerdir. Bu çalışmayla birlikte Safevî Devleti’nin kurumsallaşma (M.1501-1587) döneminde şerri’-kazaî-hukuki bürokraside Seyyidlerin konumu, nüfuz ve otoritesi Safevi kronikleri esas alınarak irdelenmiştir. Bu sayede Safevi Devleti’nin kurumsallaşma süreci olarak da adlandırılabilecek olan 16. Yüzyıl İran’ında Seyyidler üzerinden yürütülen Şiîleştirme faaliyetlerinin günümüz İran milli kimliğinin oluşmasına katkısı ortaya konmuştur.
Akademik Tarih ev Araştırmalar dergisi editör ekibine ve sekreteryasında görevli olan arkadaşlara teşekkür ederim. İyi çalışmalar dilerim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Kabul Tarihi | 29 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Dergimiz CrossRef üyesidir
ANKARA