Bu çalışmanın amacı; turizmin Antalya kentine olan etkilerini ortaya
koymak ve turizmin kent üzerindeki olumsuz etkilerinin nasıl bertaraf edilebileceği
üzerinde çözüm önerileri sunmaktır. Araştırma ortaya konulurken turizmin kent
üzerinde en fazla etkilerinin görüldüğü bölgelerde kentte birçok arazi çalışması
yapılmıştır. Kentle ilgili gerek belediye gerekse diğer kuruluşların görüşlerine
başvurularak ilgililerle mülakatlar yapılmıştır. Bu çalışma Antalya Büyükşehir
Belediyesi, Döşemealtı, Kepez, Aksu, Muratpaşa ve Konyaaltı belediyelerinin
sınırlarını kapsamaktadır.
Bulgular: Antalya Türkiye’de meydana gelen 1980’li yıllardaki turizm
patlamasından en fazla etkilenen kentlerden birisidir. Antalya il olarak yaklaşık 9
milyon (2008) turist almaktadır. Önemli bir kısmı şehirde ya da şehre yakın yerlerde
konaklayan turistler ulaşım nedeniyle kent merkeziyle bağlantılıdır. Bu da, daha çok
ulaşım anlamında kente en fazla yükü oluşturan etkendir. 1980’li yıllarda kentteki
turizm patlamasının etkisiyle kente yapılan iş göçü sonucunda kentin nüfusunda da
bir patlama yaşanmıştır. Şöyle ki, kent nüfusu 1927 yılında 36 324 iken, 1970 yılında
164 950’ye, 1985 yılında 338 817’ye, 2007’de 913 568’e ulaşmıştır. Özellikle yaz
aylarında kent merkezindeki nüfus (yaklaşık 2 milyon) kentsel alanlara ciddi bir
baskı oluşturmaktadır. Bu baskı daha çok trafik üzerine olurken aynı zamanda
ihtiyaç duyulan kentsel alanların eksikliğini de ortaya koymaktadır. Turizmde
çalışmak için Antalya kentine yapılan göçler, daha çok kentin kuzey kesiminde
yerleşmektedir. Bunun sonucunda bu bölgelerde kentsel fonksiyonlar eksik kalmakta
ve bu bölgelere çok sayıda gece kondu yapılmaktadır.
Sonuç: Antalya kentinin üç temel sorunu vardır. Birincisi bazı semtlerin
kentsel anlamda kullanış problemidir. Bu problemi ortadan kaldırmak için mevcut
kent yönetimleri, Cumhuriyet Meydanı, Doğu Garajı, Eski Otogar, Kaleiçi, Kale
Kapısı, Demirciler ve Sobacılar çarşıları gibi bazı semtlerde kentsel dönüşüm
projeleri uygulamaya koymuşlardır. Bu çabalar kentsel dönüşüm gerektiren diğer
semtler için de uygulanmalıdır. İkincisi kentin trafik problemidir. Özellikle yaz
aylarında turistlerin fazlaca kente geldiği mevsim olması dolayısıyla, yolların trafik
yükünü çekememesi açısından alternatif ulaşım sistemleri geliştirilmelidir. Kentte,
kentin zemini sağlam olmadığı için metro yapılamamakta, bu nedenle yapımı devam
eden tramvay çalışmasına hız verilmelidir. Ayrıca, Antalya’da kent içi trafiği
hızlandırmak için kent içindeki doğu-batı istikametli ana yola canlılık
kazandırılmalıdır. Bunlara ilaveten, kentte şu anda yetersiz olan çevre yoluna yenisi
eklenerek kentte etkin bir kent içi ulaşımı sağlanabilir. Üçüncü problem ise halkın
ihtiyacı olan kentsel alanların eksikliğidir. Antalya’da meydana gelen hızlı
kentleşmeyle beraber şuana kadar yapılan kent planlarında halkın ihtiyaçlarını
karşılayacak kentsel alanlara yeterince yer verilmemiştir. Bu nedenle bundan sonra
belediyelerin uygulayacağı kent planlarında halkın kullanabileceği park, alış veriş
merkezi, yeşil alan, sinema, tiyatro gibi alan ve tesislerin arttırılması kaçınılmazdır.
Birincil Dil | tr;en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Şubat 2012 |
Gönderilme Tarihi | 24 Şubat 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 16 Sayı: 25 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License