Varlığın oluşumuyla birlikte ortaya çıkan çeşitli inançlar sistemi, her varlığın iletişim kanallarına göre değişerek yüzyıllar sonra dahi etkinliğini sürdürebilmektedir. Bu noktada mit kavramı da insanlığa ait hayatı anlamlandırma ve deneyimlerin oluşturduğu kurallar silsilesinin devamlılığını sağlama bakımından insanlık tarihini inşa edici bir rol üstlenmektedir. Mitik söylemin yaşamın düzene konulmasındaki çok yönlü etkinliğini Joseph Campbell; dinsel, kozmolojik, toplumsal ve psikolojik olarak sınıflandırır. Mitin iktidarını ortaya koyan bu işlevlerin yansımaları edebi metinlerde incelenme olanağına sahiptir. Oğuz Türklerinin yaşamsal alanını yöneten değerler dizgesini değişik yönleri ile aktaran Dede Korkut Hikâyeleri de özelde Türk mitolojisine genelde bütün insanlığın ortak noktalarına dikkat çeken anlatılardır. Toplumsal ilişkiler ağını yöneten sosyolojik mitolojinin işlevleri Dede Korkut Hikâyeleri’nin dördüncüsü “Kazan Bey’in Oğlu Uruz Bey’in Tutsak Olduğu Destan” adlı hikâyenin kurgusunun temelini oluşturmaktadır.
Mitin eğitsel, yönlendirici ve kurucu işlevinin toplumsal alanı inşa etmesi hikâyede gelenek, görenek ve akıl çerçevesinde ortaya konulmuştur. Kazan Bey ve eşi Burla Hatun’un mitik iktidarın merkezinde yer alarak oğulları Uruz’un mitsel bilince ulaşmasındaki etkileri, söylemin anne-baba kültü üzerinden tamamlanması, mitin işlevinin artırılmasında kuralların kurucu yönü, zıtlıkların mücadelesi, kolektif şuurun kozmosu oluşturması, mitin iktidar konumundaki sosyolojik işlevi dikkate alınarak incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 64 |