Sanatların özünde, kaydetme, çoğaltma, aktarma ve yaratma bulunmaktadır. Tek, biricik
dediğimiz eserler bile aslında sanatçısının zihnindeki düşüncenin/imgenin kopyalanarak bir tuvale, notaya,
mermere veya sözcüğe dökülmüş halidir. Bu aynı anda sanatçının, zihnindeki düşünceyi başka zihinlerle
paylaşarak çoğaltmasıdır. Bu da sanatın iletişim yönünü ortaya koymaktadır. Sanatın, gelecek zamanlara
aktarıldığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, sanatın belgeleme yönü ortaya çıkar.
Bu araştırmada, çağdaş sanatta belgelemenin iki yönüne dikkat çekilmiştir. Bunlardan biri, çağdaş
sanatın kendi pratiklerini belgelemesi iken, diğeri, her dönemin sanatında olduğu gibi günümüzde de
toplumsal olayları belgeleme ve o belgeleri zaman ve mekanda gezintiye çıkarma görevidir. Sanat belirli bir
“an”ı dondurarak, onu zamandan çıkarıp alır ve izleyicinin karşısına getirir. Erden Kosova’nın (2008) da
belirttiği gibi, “Pek çok güncel sanat yapıtının öncelikli amacı zaman içinde bir parantez açmak; izleyiciyi
gündelik ritmin hızın dışına çıkarmak; onu belirli bir konu üzerinde daha derinlikli biçimde düşündürmeye
zorlamak”.
Birincil Dil | tr;en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Nisan 2013 |
Gönderilme Tarihi | 3 Nisan 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 22 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.