Bu çalışma; öncelikle kalkınma kavramının kendisinin KuzeyGüney
ilişkilerinin getirdiği sorunsal çerçevesinde incelenebileceği ön
hipoteziyle hazırlanmıştır. Tarihsel olarak bakıldığında II.Savaş’dan bu yana
süregelen ilişkiler içerisinde Kuzeyde üç ana alan ortaya çıkmıştır: Kuzey
Amerika, Avrupa Birliği ve Japonya (Pasifik). 1970’li yıllarda kar oranlarının
düşme eğilimi, petrol ve diğer hammaddelerdeki spekülatif yaklaşımlarla
birleşince, Güneydeki kar olanakları Kuzeyin gereksinimlerine göre biçimlendi.
Bu Eşitsiz değişim ilişkisi mali ve teknolojik sonuçlar içeren unsurları içine
alarak 1990’larda değişik bir kulvara yaklaşmıştır. Ayrıca Kuzeyin doğrudan
uluslar arası yatırımları Güneydeki belirli ülkelerde yoğunlaşırken (Doğu Asya
ve Çin), mali hareketlilik tüm Güneyde gözlendi.1990’lı yıllarda Güneyin,
geçiş ekonomileri ve sahra altı Afrika hariç, Dünya ticaret hacmindeki payı
ortalama %8 civarı artmıştır. Çalışmada belirtilen Güney Kore örneklemesinden
de anlaşılacağı gibi ticaretteki artış çift yönlüdür.Bugün bir çok Güney
ülkesinde gözleneceği gibi ithalata bağımlı, katma değer yaratma kapasitesi
düşük bir yapı oluşmuştur. Bu olgu da Kuzeyin kendi içinde olduğu kadar
Güneyle arasındaki kutuplaşmayı artırmaktadır.
Kuzey ve Güney Güney Kore İhracattaki Katma Değer Dış Borçlar Küreselleşme Eşitsiz Değişim
Birincil Dil | tr;en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Kasım 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 20 Sayı: 2 |