Bu çalışmada hemen her ülkenin büyüme/kalkınma sürecinde doğal ve/veya politik ekonomi tercihleri sonucu yaşanan bölgeler ve iller arası dengesizlikler Erzurum özelinde ele alınmış, yaşanan sosyo-ekonomik gerileme süreci Bursa ve Kocaeli illeri ile karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Erzurum, XIX. yüzyılın sonu ve hatta I. Dünya Savaşına kadar ekonomik ve siyasal açıdan önemli bir merkez konumundayken savaş sonrası oluşan düzende genç cumhuriyetin Batı illeri merkezli kalkınma çabalarının bir yansıması olarak ekonomik düşüş yaşanmaya başlamıştır. Ancak, asıl düşüş 1979’da İslam Cumhuriyeti kuran ve Irak ile savaşmaya başlayan İran’a uygulanan ambargo ile gerçekleşmiş ve bu da şehrin canlılığını olumsuz yönde etkilemiştir. 24 Ocak 1980 Kararları ile politik iktisatta radikal dönüşüm ve 80’li yıllarda başlayan ayrılıkçı terör, Osmanlı’da üçüncü büyük gümrük kenti olan Erzurum’u hâlihazırda Türkiye’nin geri kalmış illeri seviyesine düşürmüştür. Bu gelişmelerin kaçınılmaz sonucu ortaya çıkan göç, aynı zamanda az gelişmişliği besleyen unsurlardan olmuştur. Çözüm arayışları içerisinde, kamunun genelde önemli bir ekonomik potansiyele sahip olan Doğuya ve özelde de Erzurum gibi kentlere ayırımcı politikalar izlemesi ve kalkınmanın sanayileşme ile eş anlamlı olduğu gerçeği dikkate alınarak karşılaştırmalı üstünlük yapısına uygun sanayileşmeye ağırlık verilmesi gerektiği ileri sürülebilir. Aksi takdirde, Doğudaki merkez illerdeki boşalma, çevre illerde de boşalmayı tetikleyecek ve bu süreç Türkiye’nin Batısında kalabalıklaşmayı ve metropol maliyetleri arttıracaktır.
Erzurum was an important economic and political center until the end of the 19th century and even until the First World War. In the post-war order, the economic decline, which is a reflection of the young republic's development efforts based on Western provinces, has begun. However, the real decline occurred in 1979 with the embargo imposed on Iran, which established the Islamic Republic and started to fight Iraq, and these caused a blow to the vitality of the city. A radical transformation in political economics occurred with 24 January decisions and separatist terrorism have already reduced Erzurum, which is the third largest city of Ottoman customs, underdeveloped provincial level. Migration emerged as the inevitable consequence of all these factors has also been one of the elements that feeds the underdevelopment. This regression process is given in comparison with Bursa and Kocaeli provinces. In pursuit of a solution, the public should pursue discriminatory policies in the East and in particular in cities such as Erzurum and considering the fact that development is synonymous with industrialization, it can be argued that industrialization should be focused on in accordance with the comparative advantage structure. Otherwise, discharge in the central provinces in the East will trigger discharge in the provinces in the hinterland and this process will deepen the crowding that will keep the West from being livable.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 34 Sayı: 3 |